30 milyon dolarlık reçelde domates ve patlıcan umudu

ÇALIŞAN ailelerde mükellef kahvaltı sofralarının daha çok hafta sonları kurulması, 10 yıl öncesine kadar hızla büyüyen reçel pazarının 10 bin 500 tonluk üretim hacmini bir türlü aşamamasına yol açıyor.

Üretici firmalar şimdi, domates, patlıcan, bergamut, karpuz, ceviz, fındık gibi bölgesel reçellerle 30 milyon dolarlık pazarı büyütmeye çalışıyor.

ÇALIŞAN aileler yüzünden, zeytin, peynir, yumurta, sucuk, tereyağı ve reçelden oluşan geleneksel Türk kahvaltı sofralarının, daha çok hafta sonlarına kayması, 30 milyon dolarlık reçel pazarının her geçen gün biraz daha daralmasına yol açıyor. Hafta içi kurulan mükellef kahvaltı sofralarının yerini, mısır gevreği, tost, fındık kreması gibi ayak üstü atıştırılan ürünlere bırakınca, 10 yıl öncesine kadar hızla büyüyen pazar, artık 10 bin 500 tonluk üretim hacmini bir türlü aşamıyor. Üretici firmalar şimdi, pazarı büyütmek için Bodrum’un domates, Antalya’nın patlıcan, bergamut, karpuz ve ceviz, Karadeniz’in de fındık gibi bölgesel reçellerini ürün çeşitleri arasına alıyor. Ekstra geleneksel adıyla piyasaya sürdükleri ürünlerde, meyve oranını yüzde 30’dan yüzde 45’e çıkararak, hazır reçellere ev reçelinin damak tadını kazandırmaya çalışıyor.

1960’TA BAŞLADI: Arkadaşımız Ayşegül Akyarlı Güven’in yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de ilk kez 1960’ta oluşan ambalajlı reçel pazarı, evde reçel yapmaya zaman ayıramayan ailelerin artmasıyla birlikte hızla büyüme eğilimine girmişti. Bunun sonucunda, baklava, konserve ve helva üreticileri, bir anda reçel üretimine başladı. Bu da sektörde faaliyet gösteren firma sayısının 6’dan 30’a ulaşmasını sağladı. Geleneksel, klasik ve marmelad’a son olarak ekstra geleneksel ürünlerinde katıldığı reçel pazarında, ürünler arasındaki farkı, kullanılan meyvenin oranları oluşturuyor. Bu oran da, ürüne göre yüzde 20 ile yüzde 45 arasında değişiyor. Reçellere oranla daha katı kıvamlı olan marmelatlar, Türkiye’de fazla ilgi görmüyor. Bunun sonucunda, toplam satışların sadece yüzde 3’ünü marmelatlar oluşturuyor. Oysa, Avrupa’da en fazla talep gören tür marmelat oluyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak reçel üretilmesi, ihracatın düşük seviyelerde kalmasına yol açıyor.

VİŞNEYE BAYILIYORUZ: Türkiye’de en fazla tüketilen reçel, yüzde 35 payla vişne oluyor. Vişneyi yüzde 30’la çilek, yüzde 8’le gül izliyor. Kayısının yüzde 6, ahududunun yüzde 4 pay aldığı pazarda, incir, ayva, portakal ve şeftalinin toplam payı ise yüzde 15’de kalıyor. Patlıcan, karpuz, ceviz, fıstık gibi bölgesel ürünler de yüzde 2 pay alıyor.

30 FİRMA VAR: 30 firmanın faaliyet gösterdiği pazarda Tamek yüzde 12’lik payla liderliği elinde bulunduruyor. Tamek’i yüzde 10’la Penguen izliyor. Tukaş’ın yüzde 7, Seyidoğlu’nun yüzde 6, Koska’nın da yüzde 5 payı bulunuyor. Filiz, Metin, Yenigün, Tat ve Mavi Yeşil, Doğa, Binbirçiçek de pazarda öne çıkan markalar arasında yer alıyor.

Gençlerin reçel alışkanlığı yok

SEYİDOĞLU Genel Müdürü Mehmet Göksu, özellikle gençlerin reçel yeme alışkanlığının olmadığına dikkat çekerek, "Reçel sektörü şu an orta yaş ve üzeri tüketiciler sayesinde ayakta duruyor. Gençler ise reçel yerine fındık kreması tüketmeyi tercih ediyor. Sektörde faaliyet gösteren firmalar da şimdi geleneksel kahvaltıyla ilgili kampanyalar düzenleyerek pazarı canlı tutmaya çalışıyor" dedi.

Ev reçelinin tadı aranıyor

TÜRKLERİN reçelde ev reçeli tadı aradığını söyleyen Penguen Pazarlama Müdürü Gökhan Sözüçetin, "Evde reçel üretimi, günümüzde ağırlıklı olarak kırsal kesimde görülüyor. Kentleşme, ev kadınının iş hayatına geçmesi, ev ekonomisinin biçim değiştirmesi gibi nedenler, giderek reçeli market rafından alma tercihini öne çıkartıyor" dedi.
Yazarın Tüm Yazıları