SON zamanlarda G.Saray-Fenerbahçe karşılaşmalarına hep tribünler damgasını vuruyordu. Ya taraftarların kavgası ya da yöneticilerin söz düellosu, futbolcuların ve oynanan futbolun önüne geçerdi.
Çarşamba günü oynanan kupa maçında ise çark tam tersine döndü. Maçın hakemi Cüneyt Çakır’ın, iyi yönetebileceği maçta otoritesini kartlar üzerine kurması, en büyük yanlışıydı. Çakır’ın "küçük-küçük" yanlışları büyüdü, "kartopu" oldu ve maç da, oluşan "çığ" altında kaldı. Bu afetten en büyük zararı da futbolcular gördü.
15 sarı, 4 kırmızı karta çeşitli mazeretler üretilebilir. Ama, kabul edemeyeceğim tek hareket, 90+3’de milli takımımızın da kalecisi Volkan’ın, Lincoln’e attığı diz darbesiydi.
Volkan. Sen ve senin gibi futbolcularla Avrupa Kupası finallerinde ne yapacağız? Yaptığın çirkin hareketin onda birini Almanya ya da Fransa maçında yaparsan, başımıza nasıl bir "çorap" öreceğini biliyor musun? Bu hareketinle, takımına, futbolcu arkadaşlarına, hocan Zico’ya, hatta hatta Milli Takım hocası Fatih Terim’e "ihanet" etmekle kalmadın, milli takımdaki "banko" yerini de tehlikeye attın.
G.Saray’ı diriltme maçı!
Kupa maçı bitti "Eğri oturup doğru konuşalım." Galatasaray yıllarca Fenerbahçe’nin "kötü gün dostu (!)" oldu. Bizimkiler, Avrupa’da önüne geleni devirirken, Fenerbahçe’ye yenilerek ezeli rakibinin ayağa kalkmasını sağladı ve birçok "olağanüstü" kongreden son anda geri döndürdü.
Nihayet, kupa gecesi Fenerbahçe "borcunu ödeme (!)" fırsatı buldu.
Avrupa’da 5 yiyen, lig sonuncusu Kasımpaşa’ya yenilen Galatasaray’ı sadece Fenerbahçe kurtarabilirdi. Allah’ı var, bu "Galatasaray’ı diriltme" maçında, kırmızı kartları görenler ve takımlarını 9-10 kişi bırakanlar da görevlerini eksiksiz yaptılar.
Başta Hakan Şükür olmak üzere, tüm Galatasaraylı futbolcuları kutluyorum. Sinirlerine hakim olup galibiyet için ne gerekiyorsa yaptılar. Ancak, bizimkilerin bu "zafer"i çok çabuk unutması lazım. Yoksa zorlu lig maçlarında, adama hemen unuttururlar. Benden söylemesi.
Yürü Adnan, "arkandayım..."
SAYIN Adnan Polat, başkan adaylığın hayırlı olsun. Özhan Canaydın’ın da desteğini aldığını söylüyorsun. Ama unutmaman gereken bir şey var. Bizim başkan, önce Fatih Terim’in sonra Hagi ve Gerets’in arkasında oldu. Bitmedi, bir zamanlar Ali Dürüst’ün ve benim de arkamda olmuştu.
Şimdi sıra sana geldi. Kolla kendini. "Özhan Ağabey" senin de arkandaysa, bunun anlamı, çok yakında "uzun bir tatile çıkacaksın" demektir.