FENERBAHÇE, Kadıköy’de oynanan kupanın ilk maçında, sezon başından beri eleştirdiğimiz Galatasaray karşısında aldığı beraberliğe sevinir hale geldi.
Yıldızlar topluluğu olarak gösterilen Fenerbahçe’nin maç boyunca Galatasaray kalesine doğru dürüst bir şutu bile yoktu. Bu futbolla Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olması, Sevilla’yı elemeyi düşünmesi fazla hayalcilik olur.
Bizim takıma gelince, galibiyeti kaçırmalarına rağmen oynadıkları futbol ve centilmence mücadelelerinden dolayı bütün futbolcuları alnından öpüyorum. Ancak, aynı zamanda lig lideri de olan Galatasaray’ın, her ne kadar tur avantajına da sahip olsa "dereyi görmeden, paçaları sıvamaması" lazım...
Hala iddia ediyorum: Galatasaray’ın kadrosu hem lig, hem kupa, hem de Avrupa için yetersiz... Rakipleri her zaman böyle yakalayamazsınız.
Vakit geçmeden tedbir alınmalı...
Aurelio’yu bırak, Topal’a bak
KUPA maçının tek yıldızı vardı... 90 dakika boyunca mücadele eden, hatasız oynayan genç yetenek Mehmet Topal...
Bu pırıl pırıl genç Milli Takımımız için de büyük kazanç... Mehmet Topal’ı erken fark eden ve Milli Takım’a çağıran Fatih hocamızı da kutluyorum. Doğrusu, Milli Takım’da devşirmelerin oynamalarını bir türlü içime sindiremiyorum. Aurelio’nun pabucunu bu çocuk dama atacak.
Maç günü yöneticinin mazereti olamaz
BİR çok yöneticimiz Kadıköy’deki derbiye gitmemiş... Heyecan dolu "şov"dan mahrum kaldılar. Yöneticilikte böyle anlar her zaman yaşanmaz.
Kadıköy’deki deplasmana dahi gitmek zahmetine katlanamayanlar, sadece Ali Sami Yen’deki karşılaşmalara gidip, şeref tribününde ve televizyonlarda boy göstermeyi seviyorlar.
Liderler cesur olur
TÜRK futbolunun geleceği için çok önemli olan Futbol Federasyonu seçimlerine sayılı günler kaldı. Şimdilik Ayhan Bermek tek aday olmasına rağmen, kulislerin önü arkası kesilmiyor. Bu, başka aday ya da adayların çıkabileceğinin göstergesi... Kulüpler ortak bir aday mı belirler, iktidar kendi adayını mı çıkarır bilemem.
Sayın Şenes Erzik’i de zorla aday yapamayız. Çıkıp "ben adayım" veya "ben yokum" lafını kesin olarak söylemeli... Söylemeli ki, belirsizlik ortamı ortadan kalkmalı...
Türk futbolunun bir lidere ihtiyacı var... Bu liderliğe soyunacak kişi de hiç olmazsa "ben adayım" diyebilme cesaretini göstermeli...
Herkes kendine yakın olanları, eşini-dostunu yönetime alan, sıkıştıklarında ayrıcalık bekleyen adayların peşinde. Bugüne kadar böyle adaylar da gördük, başkanlar da... Artık yeni bir sayfa açmak lazım... Sayın Erzik, Türkiye’deki herkesin seni desteklemelerini bekleme... Ya "evet" ya da sonsuza kadar "hayır" de... Hayır diyemiyorsan, bu işe soyunanların da kafasını karıştırma...
Federasyon Başkanlığı’na ilk seçildiğinde, Turgay Aksoylu ve Ahmet Özal ile beraber Turgut Özal’a gittiğimizi bugün gibi hatırlıyorum. O zaman da çok gönüllü değildin. Ama sonunda Futbol Federasyonu Başkanı oldun ve işini doğru dürüst yaptın.
En önemlisi UEFA 2. Başkanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı yanında "koca bir sıfır"dır. Bunu sakın aklından çıkarma!...
* NOT: Ben bu yazıyı yazdığımda Kulüpler Birliği aday konusunda bir açıklama yapmamıştı.