Paylaş
Enerjiden tasarruf uğruna Türkiye, her yıl saatlerini bir kez geri, bir kez de ileri alıyor. Bu eziyet ise yaz ve kış saati olarak tanımlanıyor. İster istemez enerji tasarrufu uğruna saatlerle oynadığımız günün sabahı da başta öğrenciler ve memurlar olmak üzere herkes sıkıntı yaşıyor. Şikayetleri en aza indirmek için uygulamada hafta sonu tercih ediliyor. Malum, 25 Mart’ta yine zamandan geri kalmamak için saatlerimizi bir saat ileri aldık.
Yaşanan tartışmalar biraz durulsa da çözüm için harekete geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı “ileri, geri karmaşasını” bitirecek yeni uygulama üzerinde çalışıyor.
AB ile nasıl çözülecek?
Bakanlık bürokratlarının yaz saatinin sürekli olmasıyla ilgili hummalı çalışması Bakanlar Kurulu’nda da kabul edilirse Mart 2013’te saatleri son kez ileri alarak bu dertten kurtulacağız. Bu tarihten sonra da artık yaz ve kış saati uygulaması yapılmaycak. Ancak bunun da yeni sorunları beraberinde getireceği konuşuluyor. Tartışmalar AB ile yaşanacak zaman farkının nasıl çözüleceği noktasında düğümleniyor.
Çünkü geçmişte aynı konu yine gündeme gelmiş, Dışişleri Bakanlığı’nın AB ile uyumu gerekçe göstererek buna karşı çıktığı iddiası ortaya atılmıştı. Şimdi bakanlığın yaptığı çalışma üzerinden Bakanlar Kurulu, sürekli yaz saatinin toplumu nasıl etkileyeceğini tartışacak. Eğer bir problem yaşanmayacağına karar verilirse Mart 2013’te toplum olarak artık “bir ileri bir geri” yapmaktan kurtulacağız. Siyasilerin de sıcak baktığı düzenleme hayata geçtiğinde artık hep yaz saatinde kalmış olacağız.
Montesquieu’lu hak arayışı
MUHASEBE Denetmenleri Derneği, geçenlerde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten 659 Sayılı KHK’da değişiklik talebinde bulundu. İşin ilginç yanı talebin Fransız düşünür Montesquieu ve Yunan filozofu Herakleitos’tan alıntılar yapılarak seslendirilmesiydi. Muhasebe Denetmenleri Derneği Başkanı Ziya Kapusuz imzasıyla yayınlanan yazıda 659 sayılı KHK’nın yayınlandığı tarihten beri haksızlıklar içerdiği savunuldu.
Kapusuz, bu haksızlığı ise Herakleitos’un “Adaletsizlik bir yangından daha fazla önemsenmesi gerekir” sözünün yanısıra Montesquieu’nun “Bir tek kişiye yapılan bir haksızlık bütün topluma yapılan bir tehdittir” ifadesiyle süsledi. Tarihten alıntılar yaparak “adalet” vurgusu yapan denetmenlerin istekleri umarım ilgili yerlere ulaşmıştır.
Paylaş