Ucuza uçmak mümkün mü?

Dünyayı gezmek herkesin hayali. Peki kaçımız bu düşü gerçekleştirebiliyor? TÜİK istatistiklerine göre 2017 yılında 8.9 milyon vatandaş yurt dışına çıkış yapmış. Nüfusu 81 milyona dayanan Türkiye’nin yaklaşık yüzde 11’i. Bu rakam neden artmasın? Her yıl milyonlarca turist ülkemizi ziyaret ediyor. Farklı diyarları görmek, tanımak bizim de hakkımız. ‘Çok gezen mi yoksa çok okuyan mı bilir?’ sorusuna kesin yanıt verebilmek zor olsa da dünyanın farklı köşelerinde neler olup bittiğini birebir görmek eşsiz bir deneyim. Uzak diyarlara seyahat edememe konusunda herkesin kendine göre vakit ya da nakit gibi engelleri olabiliyor. Vakit yaratma şansımız yok ama Hesabını Bilen Gezgin, dünyayı görmek isteyip de nakit sıkışıklığını bahane edenlere cep yakmayan öneriler sunacak. Ucuz uçak bileti ile başlayacak tüyolar; dünyanın dört bir yanında ekonomik konaklama, hesaplı beslenme, uygun toplu taşıma imkanları, ücretsiz müze ziyaretleri, yol bulma rehberi ve rota oluşturma gibi geniş bir yelpazeye yayılacak. Hürriyet Ankara okurları, iki haftada bir bu sayfalarda birebir deneyim içeren ‘ucuza gezme’nin püf noktalarını bulacak. Temel hazırlıklarımızı tamamladığımızda da dünya şehirlerinde rotalar çizip sokak sokak dolaşmaya başlayacağız.

GENELİN TERSİNE HAREKET

Son yıllarda Türk havacılığında yaşanan büyüme, uçak bileti fiyatlarını daha erişilebilir hale getirdi. Resmi tatil ya da bazı özel günler için geçerli olmasa da sıkı biçimde takip ettiğinizde ara tarihlerde uygun fiyatlı biletler olduğunu görebilirsiniz. Bu noktada, “Hafta tatiline denk gelsin, cuma giderim pazar dönerim” gibi kısıtlayıcı planları bir kenara atmak gerekiyor. Hafta başı ya da ortasında başlayan seyahatler için daha uygun biletler bulmanız olası. Bu durum, havayolu şirketlerinin uyguladığı kesin bir kural değil ancak genel yolcu kitlesinin tersine hareket ettiğinizde uygun fiyatlı bilete sahip olma ihtimaliniz yükseliyor. Örneğin bayram tatilinin başlangıcında ya da yılbaşı öncesi herkes bir yerlere gitme telaşına düşüyor. Siz de aynı tarihi seçtiğinizde bilet fiyatının toplam bütçenizin üzerine çıkması kaçınılmaz hale geliyor. Peki, tatilin son günü herkes geri dönerken yola çıkmayı hiç düşündünüz mü? Bütçeniz sınırlı ise genel alışkanlıkların dışındaki tarihlere yönelmenizi öneririm. Faydasını göreceksiniz.

KAMPANYALARA SIKI TAKİP

Havayolu firmaları zaman zaman ‘yüzde 50’, ‘bir alana bir bedava’, ‘ikincisi yarı fiyatına’ gibi kampanyalar düzenliyor. Fırsat biletleri genelde birkaç günlüğüne satışa çıkıyor ve gelecekteki 3-4 aylık dönemi kapsıyor. Kampanyayı yakalayıp, biletleri cebinize koyduğunuzda rota oluşturma, konaklayacak yeri ayarlama, gideceğiniz yerler hakkında ön araştırma yapma ve vize işlemleri gibi konuları halledebilmek için önünüzde geniş bir zaman dilimi oluyor. Özel havayolu şirketlerinin daha cömert davrandığı kampanya dönemlerinde uygun fiyatlı bilet bulunduğunda üçü beşi aramadan harekete geçmek gerekiyor. Fırsatları takip edebilmek için ilgili havayolu firmalarının mail listesine abone olup oradan ileti geldiğinde mobil cihazınızın sizi uyarması için bildirimleri açmakta fayda var. Kaçan fırsatların yeniden karşınıza çıkması aylar sürebiliyor.

SU VE SANDVİÇ SORUNSALI

Dünya genelinde, düşük maliyetli havayolu firmalarına karşı anlamakta güçlük çektiğim bir ‘hor görme’ eğilimi var. Eleştiriler, ‘Sandviç ve su bile vermiyor’ noktasında birleşiyor. Kıtalararası uçuş yapıyorsanız o kadar sürede fizyolojik olarak mutlaka yeme-içme ihtiyacınız olacaktır. Ancak en uzağı 3-3,5 saat uzaklıktaki Avrupa ya da Ortadoğu şehirlerine uçarken bir sandviç yemediğinizde eksik kalmıyorsunuz. Genel rakamların yarısına hatta üçte birine bilet aldığınızda üzerine sandviç ya da su için cömertçe harcama yapsanız dahi yine kârdasınız. Amacınız bir yerden başka bir yere güvenli, hızlı ve hesaplı şekilde seyahat etmekse ‘sandviç‘ beklentinizden feragat etmeniz gerekiyor. Üstelik evde hazırlayıp çantanıza attığınız sandviçi çıkarıp yediğinizde kimse sizi parmakla gösterip kınamıyor. Kendi çözümüm, en bol malzemelisinden birkaç tane hazırlayıp yanıma almak oluyor. Menüyü meyve ve çikolata gibi seçeneklerle zenginleştirmek size kalıyor.

VALİZİNİZ GEZMESE DE OLUR

Biletleme yaparken seyahate çıkanın siz mi yoksa valiziniz mi olduğuna karar vermelisiniz. 3-5 gün ya da 1 haftalık gezide 30 kiloluk dev valizin içine doldurduğunuz onlarca kıyafet ve ayakkabının kaçını giyeceksiniz? Düşük maliyetli havayolu firmaları uçağın alt bölümüne yerleştirilen bagajlar için ekstra ücret talep ediyor. Fakat genelde 8 kilo ağırlık ve kabine alınabilen boyuttaki ufak çantalar ekonomi sınıfındaki en ucuz bilet fiyatına dahil oluyor. Devasa boyuttaki bir valiz bilet fiyatınızı şişireceği gibi attığınız her adımda size engel olur. Amacınız sadece gezip görmekse, eşyalarınızı makul boyuttaki bir sırt çantasına sığabilecek kadar azaltmak hiç zor değil. Bugüne dek seyahat edeceğim gün sayısından fazla tişörte hiç ihtiyacım olmadı.

RUTİN HARCAMALARDAN BİLET

Banka ve havayolu şirketlerinin ortak kredi kartı programlarının uçak biletinizi finanse edebilecek bir opsiyon olduğunu unutmamak gerekiyor. Hali hazırda kredi kartı kullanan biriyseniz yaptığınız rutin harcamalar karşılığında puan toplayıp sonrasında bu puanları bilete çevirebilmeniz mümkün. Hatta bazı kartlar, ödemenin bir kısmını puan, kalanını da nakit olarak yapmanıza imkan tanıyor. Kartınızı çok sık kullanmıyorsanız ücretsiz bilet için emeklilik yıllarına kadar beklemenize gerek yok. Hesaplı bir seçenekle karşılaştığınızda kendiniz için orta yolu bulabiliyorsunuz. Ayrıca denk getirdiğiniz biletin toplam bedelini tek kalemde ödemek sizi zorlayacaksa 2 ya da 3 taksitle bütçeyi zamana yayabilirsiniz. 3-4 ay sonrasına aldığınız bileti yavaş yavaş öderken bu sırada diğer gider kalemleri için bütçe oluşturmanız kolaylaşır. Havayolu şirketlerinin sadakat programları da her yolculuğunuzda puan biriktirmenizi sağlıyor. Çok sık seyahat etmedikçe büyük rakamlara ulaşabilmek mümkün olmuyor ama birkaç yıl içinde sizi iç hatlarda ücretsiz uçurabilir.

SÜREKLİ ARTAN FİYATLA NASIL MÜCADELE EDİLİR?

Havayolu firmalarının internet sitelerinde bilet ararken belirli tarih ve saatlere tekrar tekrar baktığımızda aynı sefere ait fiyatların her geri döndüğümüzde arttığına tanık oluyoruz. Şirketler, bazı fiyat katmanları oluşturup biletleri tabandan tavana doğru yükselen rakamlarla satıyor. Bir ihtimal, siz bakmaya devam ederken başka biri o sefere ait dip fiyattaki biletleri satın almış olabilir. Eğer durum gerçekten böyleyse bir sonraki yüksek fiyat katmanına göre ödeme yapmaktan başka şansınız yok. Peki yükselen fiyatların tek sebebi birilerinin o biletleri satın alması mı? Deneyimler ışığında bu soruya yüzde 100 olmasa da ‘hayır’ yanıtını verebiliriz. Basit olarak açıklarsak, havayolu firmaları internet sitelerine giriş yaptığınızda IP numaranızı kaydedip sizi bir nevi izlemeye alıyor. Bir uçuşa ilk kez baktığınızda gerçekten o andaki dip fiyatı görüyorsunuz. Sonra farklı tarihleri kontrol edip yine aynı uçuşa geri döndüğünüzde fiyatın dakikalar içerisinde yükseldiğine tanık oluyorsunuz. Birçok yolcu, ‘fiyat daha da artmasın’ diye düşünerek panik halinde bileti satın almayı tercih ediyor. Fakat bir süre sonra tekrar baktığında ödediği ücretten daha düşük rakamlara satışın devam ettiğini görebiliyor. Ekonomi sınıfı biletlerde ücretsiz iptal ve değişiklik hakkı olmadığı için yapılan ekstra ödeme, moral bozukluğuna sebep olabiliyor. Bütçesini düşünen gezginler, uçak bileti alırken farklı tarihleri kontrol etme ve sonrasında bileti satın almak için iki ayrı cihaz kullanabilir. Kendi işlemlerimde ilk süreci tablet, ikincisini de akıllı telefon üzerinden yaparak bütçemi korumaya çalışıyorum. Öte yandan birkaç saat bekleyip tekrar bakmak, evdeki modemi kapatıp açarak IP değiştirmek ya da internet tarayıcınızın kayıtları (cookies) silmek de diğer yöntemler arasında yer alıyor. Eğer o bileti gerçekten başka biri almadıysa hâlâ ucuza sahip olma şansına sahipsiniz.

BİR SONRAKİ ADIM: DÜŞÜK BÜTÇELİ KONAKLAMA

Hesabını Bilen Gezgin’in bir sonraki içeriği, dünya şehirlerinde uygun fiyatlı konaklama alternatifleri olacak. Şehir merkezine uzak, toplamı üç adım otel odaları yerine; hareket ile iç içe, toplu taşımaya birkaç adım mesafedeki evlerin nasıl kiralanacağını mercek altına alacağız. Paris’teki evinden Eyfel Kulesi’ni izlemeyi hayal edenler ile apartman kapısından çıkıp Lviv’in Rynok Meydanı’na ineceği günü iple çekenleri bekliyoruz.

esevgi@hurriyet.com.tr - instagram.com/esevgi