Paylaş
Bodrum teftişi sırasında oteller nasıl, yemekler güzel mi, insanların keyfi yerinde mi tarzında bir inceleme yaptık. Artık şehir demek gerekiyor, Bodrum büyüdükçe, yerleşenler de yazlık ve kışlıklarını ayırmış durumda. İstanbul’dan giden tasarımcı bir arkadaşım, kışın merkezde, yazın da Yalıkavak’da hayatını geçirdiğini söyledi.
Bodrum’un kış halinin en ilginç tarafı, neredeyse bütün otel ve mekânların açık olması. Bazı yerlerin hiç müşteri olmamasına rağmen açık olması ilginçti. Üç masalık bir restoranda bize kuru fasulye pilav ısmarlayan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, durumu açıkladı: “İster dolu, ister boş olsun, Bodrum’da bütün işyerleri yaz kış açık kalmak zorunda. Böylece, kışın gelmek isteyen insanların kafasında ‘Şu mekân açık mı kapalı mı?’ sorusu oluşmuyor. Böylece kasaba, kışın da hareketliliğinden bir şey kaybetmiyor.”
İyi taktik. Bence, Bodrum dışındaki tatil yörelerinin de bu fikri değerlendirmelerinde fayda var. Bu arada Sebati Karakurt’un çektiği fotoğrafa iyi bakarsanız, yılbaşını nerede geçirmek gerektiğini bir kez daha düşünürsünüz.
Annesi için organik müzik
Kenan Doğulu’nun annesi Serpil Doğulu, hafta içinde yakın dostlarına Zihni’de bir davet verdi. Annesi böyle bir eylem gerçekleştirir de, Kenan Doğulu orada olmaz mı? Ozan Doğulu başta olmak üzere, tüm aile fertleri bir arada yeni yılı önceden kutlamaya başladı. Gece yarısına doğru, Kenan Doğulu mikrofonu eline aldı ve konuklara şahane bir müzik ziyafeti çekti.
Geceye bir sürpriz de Yalın ve Emre Altuğ’dan geldi. İki sanatçı da, akustik cihazlarla yapılan müzikle, Kenan Doğulu’ya eşlik etti. Doğulu, “Gerçek müzisyen bunlar, organik müzik sevenleri bekleriz” derken haklıydı. Yılların Zihni Bar’ı, teneke müzik dinlemekten kafası şişenlere iyi geliyor. Ev ortamında akustik müzik. Daha ne istersiniz?
Mesut’u Cim Bom’a bağladım
Nişantaşı’nın çok ses getiren yeni mekânı Sess’te neler oluyor, diye bir kontrol edeyim dedim. Ünlü isimlerin çoğu mekânda eğleniyordu. Ama en ünlüsü Real Madrid’li futbolcu Mesut Özil’di. Tam da transfer dönemi olduğu için hemen yanına gittim. Galatasaray’a gelmesini tavsiye ettim. Kısa bir süre yüzüme Nemo gibi baktıktan sonra, göz kırptı. Yani anlaştık. Sabah ayıldığı zaman fikir değiştirirse karışmam.
İtalyanların takvim kapışması
Pirelli muhteşem takvim yapar. Bir şekilde bu takvimi ele geçirenler çerçeveleyip duvara asar. Benim çok yapmışlığım vardır. Ama sadece çıplak kadın resimleri olduğunu sanan yanılır. Beş-on yıl öncesi, Bono’dan tutun, Kris Kristofferson’a kadar birçok erkek ünlünün de takvimini kapmıştım. Pirelli’nin vatandaşı Fiat, takvim çıkarmasaydı, bu konuyu açmazdım. Her Fiat marka otomobilin önünde, uzun bacaklı güzel bir kadından oluşan sayfalardan oluşmuş takvim. Ama bir Pirelli takvimi gibi asla değil. Yani otomobil, bu konuda lastiğin hayli gerisinde kalmış.
Heykelsavarlara bir öneri
Serhat şehri Kars’ta, nedense heykel kırmak hobi olmuş durumda. Mehmet Aksoy’un ‘İnsanlık Anıtı’, yani daha sonra ‘Ucube’ ismini alan heykeli, bildiğiniz gibi özenle yıkılmıştı. Şimdi de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ait Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan tarihi Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı bahçesindeki ‘Dört Mevsim Heykeli’nin yaz bölümüne bilinmeyen birileri eylem yaptı. Heykel, şu anda havuzun kenarında iki seksen uzanmış durumda. Kentin İnönü Caddesi üzerinde bulunan halk ozanlarının heykeli de darp edilmiş. Şimdi bir ozan, sapsız bir saz çalar vaziyette.
Şehirde başka heykel kaldı mı doğrusu bilmiyorum.
Eğer kalmadıysa, Kars’ta heykel kırmayı hobi haline getirenlerin canları sıkılmasın diye önerim var. İtalya’da Floransa şehri tam sizlik. Heykelleri görseniz, ağızlarınızın suyu akar. Dayanamaz, parça pinçik edersiniz. Özellikle bir Davut heykeli var ki, parçalarken kendinizden geçersiniz. Yılbaşı geçsin, uçaklarda güzel indirimler var. Bu fırsatı kaçırmayın derim.
Paylaş