Yüzde 2.5-3’lük büyüme dönemine girdik

SON sanayi üretim verileri 2014 yılı büyümesi açısından umutları iyice kırdı.

Haberin Devamı

Mart ayında açıklanacak geçen yılın büyüme rakamı için tahminler daha da düştü. Ekonomi bürokratları 2014 yılında yüzde 2.5’un belki biraz üzerinde bir büyüme oranında kalınacağını tahmin ediyor.
Halbuki henüz 3 ay önce tamamlanan orta vadeli program çalışmalarında 2014 yılı büyüme rakamı yüzde 3.3 oranında tahmin edilmişti. Daha geçen hafta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan büyükelçiler toplantısında yaptığı konuşmada “yetersiz” dediği 2014 yılı büyüme oranının yüzde 3 olacağını söylemişti.
Halbuki sanayi üretim rakamlarından sonra yapılan tahminler, 2014 yılı büyüme oranının yüzde 2.6-2.7 gibi kesinleşeceğini gösteriyor.
Orta vadeli programda önümüzdeki döneme ilişkin, 2015 yılı büyüme oranı yüzde 4, 2016 ve 2017 yılı için de yüzde 5 hedefleri belirlendi.
2014 yılı performansına bakarsak şimdiden, bu yılki yüzde 4 büyüme hedefinin gerçekleşmesinin çok zor olacağı anlaşılıyor. Çünkü herkes biliyor ki; Türkiye büyümesini dış kaynaklara dayandırmış durumda ve bu yıldan itibaren dış kaynakların azalacak. 2014 yılı nispeten yüksek dış kaynak bulduğumuz bir yıldı ve ona rağmen büyüme oranı yüzde 3’ün altında kaldı.
Bir başka deyişle Türkiye’nin artık yüzde 2.5-3 bandında büyüyeceği bir döneme girdiğimizi söylemek yanlış olmaz. Şahsen; bunun yüzde 2-3 aralığında olabileceğini bile düşünüyorum.
Bu kadar düşük büyüme oranları, hem ekonomik dengeler, hem Türkiye’nin hedefleri, hem de siyasi gelişmeler açısından ilginç sonuçlar verecek.
Elbette büyümeyi destekleyecek, buna karşılık frenleyebilecek unsurlar mevcut. Örneğin 2015 yılı seçim yılı ve hükümetin bu yılın ilk aylarından başlayarak piyasaları rahatlatmaya başlayacağı, içtalebin artması için harcamaları artıracağı tahmin edilebilir. Bunun yanında dünya petrol fiyatlarının düşük seyri de büyümenin finansmanı açısından rahatlık sağlayacak önemli bir unsur olacak. İyimser bakacak olursak; buna Avrupa ve Japonya’daki parasal genişlemenin 2015 yılında da süreceği yolundaki beklentiler de eklenebilir.

Haberin Devamı


AVRUPA CANLANMADAN, ÇATIŞMALAR DURMADAN…

Haberin Devamı


Buna karşılık büyüme oranlarını frenleyecek ciddi unsurların var olduğu da açık. Her şeyden önce, yılın ortasını bulsa bile, ABD Merkez Bankası FED’in bu yıl içinde faiz artırımlarına başlayacağı artık kesinleşmiş görünüyor. Petrol fiyatları nedeniyle enflasyonun düşük seyretmesinin faiz artışını öteleyeceği, faiz artırımlarının küçük oranlarda artacak bir takvimle yapılacağı yorumları yapılıyor ama bunlar FED’in faiz artırımına bu yıl başlayacağı gerçeğini değiştirmiyor. Piyasalardaki etkisinin faiz artmadan önce başlayacağı yani yılın büyük bölümüne parasal daralma korkusunun yayılacağı da ortada.
Bunun yanında ekonomisini canlandıramayan Avrupa’daki talebin kısılması dolayısıyla Türkiye’nin ihracatının bundan ciddi olumsuz etkilenmesi de büyüme oranları üzerinde olumsuz etki yapan unsurlar.
Alternatif pazar olarak ortaya çıkan bölgedeki çatışmaların artması beklenirken, bunun da Türkiye’nin ihracatına darbe vuracağı kesin. Bunun yanında Rusya’nın ekonomisinde petrol fiyatlarına bağlı yaşanan kriz hem ihracat ,hem de sermaye hareketlerinin bulaşıcı etkisi nedeniyle Türkiye’yi zor durumda bırakacak.
Özetle; Türkiye yaptığı hatalar nedeniyle düşük büyüme dönemine girdi. Mevcut siyasi ortam ve teknik yetersizlik, bu tıkanmayı aşmak için geç de olsa alınan tedbirlerin baştan inandırıcılığının kaybolmasına neden oldu. Türkiye’nin bu tıkanmayı aşması şart ama mevcut koşullarda bu çok zor görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları