Paylaş
Derste Vodafone Türkiye’nin “U Dönüşü” olarak isimlendirdiği 2009 yılında başlayan yükselişi konu edilirken, bununla birlikte Türkiye GSM sektörünün özellikleri ve yaşananlar da masaya yatırılıyor.
Ders nedeniyle Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt ile birlikte 1 günlüğüne Londra’daydık. Öğüt, pazarlama ağırlıklı başarı öyküsü olarak ortaya çıkan bu yükselişi, birinci ağızdan doktora öğrencilerine anlattı ve onların sorularını yanıtladı. Aslında bu öykünün ders olarak okutulmasına, London Business School’da doktora yapan yine Vodafone çalışanı olan Gökhan Ay kanalıyla başlanmış, 2009-2012 yılları arasında Vodafone Türkiye Kurumsal Pazarlama Kıdemli Müdürü olarak görev yapan Gökhan Ay, 2013 yılında Vodafone Grubu Afrika, Orta Dogu ve Asya Pasifik Bölgesi Performans ve Operasyon Direktörü olarak atanmış, Londra’ya yerleşmiş. Masterını yaptığı okulda bu kez doktoraya başlamış ve okutulan örnek hikayelerin yanında kendi yaşadıklarının çok daha iyi ders olacağını görüp, bu girişimi başlatmış. Prof. Michael G. Jacobides’in danışmanlığında hazırladığı ve Vodafone Türkiye’nin hızlı büyüme öyküsünün 3 farklı aşamasını konu olan 3 vaka çalışması, bundan sonra Avrupa’nın en iyi iş okulu olarak bilinen London Business School’da işletme, finans, strateji ve genel yönetim alanlarında vaka incelemesi olarak okutulacak.
Ders sırasında hem Gökhan Ay, hem de CEO Gökhan Öğüt çok heyecanlıydılar. Hem dersin içeriğinde okutulanlar, hem de Gökhün Öğüt’le yaptığımız sohbetler sektördeki rekabetin ne kadar büyük olduğunu ve nasıl heyecanlı yaşandığını açıkça gösteriyordu.
2009 yılında Serpil Timuray’ın Vodafone Türkiye’nin başına getirilmesiyle başlayan süreç U dönüşünün başladığı süreç. Daha doğrusu Timuray’ın ana şirketi yatırımlar için ikna etmesiyle başlamış ve Öğüt o dönemde yaşadıklarını şimdi biraz gülümsemeyle hatırlıyor. Telsim’den aldıkları kötü miras, baskın piyasa lideri Turkcell’in dominantlığını aşmak tabi ki kolay olmamış. Öğüt temel olarak tüketiciyi odağa koymaları, tüketicinin ihtiyacını bilmek, marka imajını değiştirilmek için yapılanları ve yapılan yatırımların katkısını uzun uzun anlatıyor. Gördüğüm kadarıyla, gençleştirilen çalışanların ortak bir hedefe yönlendirilmesi ve motivasyonun yüksek tutulması, Vodafone Türkiye’yi öne çıkaran diğer unsurlar olmuş. Aksi halde payları bu kadar yükselemezdi.
SAĞLIKLI REKABET HALKIN YARARINA
Şahsen bundan 20-25 yıl önce bankacılık sektöründe gördüğüm rekabetin şimdi bu sektörde yaşandığını gördüm. Aslında şirketlerin birbirleri için konuşmak istememeleri gibi rekabette yol alındığını gösteren işaretler var, ama yine de rekabetin en azından 5 yıl daha yoğun yaşanacağı da kesin. Vodafone Türkiye’nin U dönüşü henüz tamamlanmamış gözüktü bana.
Turkcell, Avea gibi Vodafone Türkiye temsilcileri de düzenleyici kurum ve regülasyon hakkında konuşmaktan özellikle kaçınıyorlar. Ancak çağdaş ülkelerdeki bağımsız regülasyonun oluşturulması, regülasyonun adil kılınması, çağdaş kurallar, sektör ve firmaların gelişimi için hayati önem taşıyor, bu açık.
Gökhan Öğüt’ü sadece firmanın geleceği açısından değil Türkiye’nin geleceği, Türkiye’nin teknoloji atağı konusunda umutlu ve iddialı gördüm. Öğüt gibi, ülke geleceğini yaptığı işte sürekli aklında tutan nice özel sektör yöneticisi var. Yeter ki; ülkeyi yönetenler bu anlayışın önünü açsın. Demokrasinin sağlıklı işlediği, kurallı, rekabetin adil kılındığı bir ekonomik iklim hayati öneme sahip. Küreselleşmeye, ondan yararlanacak biçimde uyum sağlamak; hem ekonomiyi büyütmek, hem ülke geleceğini garantiye almak, hem de halka daha fazla gelir ve özgürlük sağlamak demek. Ülkeyi yönetenler de keşke bu vizyona sahip olsa.
Paylaş