Paylaş
Nereden gelirse gelsin terör yine acı, endişe demek.
Bayram sonrası hem siyasi hem ekonomik olarak çok sıcak günlere girdiğimizi söyleyebiliriz. Türkiye böylesine kritik bir süreçte, seçimin üzerinden 1.5 ay geçmesine rağmen hâlâ seçim öncesi hükümetle işi yürütmeye çalışıyor. Hâlâ da seçim sonrası oluşan tabloya göre yeni bir hükümet kurma çabalarında somut adım aşamasına bile gelinebilmiş değil.
Özetle; geçici daha doğrusu artık hükmü kalmamış bir hükümetle, Türkiye’nin bu kritik süreci yönetmesi mümkün değil. Bu olay bir an önce koalisyon kurulup çalışmalara başlamasının aciliyetini bir kez daha ortaya çıkardı.
Peki, bu ihtiyaç ortada iken taraflar ne yapıyor, neden 1.5 ay geçmesine rağmen somut hükümet çalışmalarına bile başlanamadı?
Aslında durum açık; başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP yöneticileri, “Anayasaya uygun bir süreç yürütüldü” deseler de, Başbakanlık görevinin Ahmet Davutoğlu’na verilmesi de, Davutoğlu’nun koalisyon için somut çalışmalara başlaması da daha erken olabilirdi. Böylesine acil bir konu varken, en azından yurtdışı seyahatlere gitmekten vazgeçebilirdi.
Düşünün; dünkü saldırıya bakması gereken sorumlu kişi seçim öncesi zorunlu olarak atanan İçişleri Bakanı yani siyasi olmayan eski bürokrat. İçişleri Bakanı’na talimat veren, matematik olarak belki de Başbakanlığı yakında bırakacak bir kişi. Seçimin hemen öncesinde Diyarbakır’da HDP mitingine yapılan bombalı saldırın ne olduğu bile henüz netleşmedi, ihmaller olduğu kesin ama 2 ay geçti bir şey yapılmadı. Böylesine bir yönetimle bu sürecin yönetilmesi mümkün değil. Ama ne gam; koalisyon için peşrevler devam ediyor.
Davutoğlu biliyor ki; niyeti gerçekten koalisyon kurmaksa, Cumhurbaşkanı’ndan çekinmiyorsa bir an öce koalisyon hükümete kurulabilir. İşin püf noktası; Davutoğlu’nun gerçekten Başbakanlık yapacağının garantisini vermesi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın engellemelerine izin vermeyeceğinin, anayasaya göre çizilen çerçevede kalmasını sağlayacağına söz verip, uyguladığı takdirde bu koalisyon çok rahat kurulur. Çünkü CHP’nin bence tek kaygısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vesayeti ve tavırları...
KÜRESEL EKONOMİDE KÖTÜ SİNYALLER
Bayram sonrası piyasalar haftaya kötü başladı. Bayram tatili süresince dışarıda yaşanan gelişmeler FED’in faiz artışının yaklaştığını gösterir nitelikte idi ve bu nedenle dolar uluslararası piyasada yeniden artışa geçti. Yanısıra Çin’den gelen haberler karamsarlaştı ve beklenenin ötesinde küresel ekonomiye zarar
vereceği söylenmeye başladı. Yunanistan için biraz işler toparlandı diye gözükse de, başta IMF’in açıklamaları olmak üzere, kaygıların devam etiği gözleniyor.
İşte tüm bunlar içeriye dün piyasa hareketleriyle yansımaya başladı. Bununla birlikte Suruç’taki hain saldırı, piyasaların daha da bozulmasına neden oldu.
Piyasaların bu tavrının devam etmesi kaçınılmaz olabilir. Eğer içeride hükümet kurma çalışmaları daha da uzayacak olursa, bunun sonucunda da yeniden bir seçim kararı çıkarsa, işimiz çok zor olacak.
Terörünün içeride yeniden tehdit haline gelme ihtimali olumsuz bir durum yaratırken, ‘Daha 3 ay kalıcı bir hükümet kurulamaz senaryosu’ herkesi olduğu gibi piyasa oyuncularını da çok korkutuyor.
FED’in faiz artıracağı döneme hükümetsiz girilir, bir de terör ve buna bağlı gelişmesi muhtemel iç kargaşa ortamı büyürse, vay halimize.
Bu saldırı, batı ittifakıyla uyumlanmış, eski politikayı değiştirecek, yatırımcılara güven verecek bir güçlü koalisyonun ülkenin tek şansı olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.
Paylaş