Paylaş
Aslında kredi kartları ve tüketici kredilerinde esneme yapılarak, tüketimi artırma formülleri üzerinde son birkaç aydır duruluyor. Hatta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı, bir politikacı gibi, başlatılan çalışmayı aylar öncesinden açıklamıştı ama olmadı. Son olarak Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli bu kararın alınacağını söyledi.
Canikli, bu konuda ince bir ayar yapacaklarını, yapacakları düzenlemeyle cari açığın artışını engellemek için tedbir alacaklarını söyledi. Dolayısıyla aylar öncesinden başlatılan çalışmaların, cari açık başta olmak üzere, ekonominin dengeleri üzerinde yaratacağı tahribatın hükümet tarafından bilindiğini, o nedenle düzenlemenin geciktiğini düşünebiliriz.
Bu arada çeşitli sektör temsilcileri de, doğal olarak, esneklik yapılacak mallar arasına kendi ürettikleri malların alınması için yoğun lobi yürütüyorlar. O nedenle bu tür düzenlemelerde bir yerde çizgi çekmek çok zor oluyor. Yapılacak düzenlemede ne kadar cari açık düşünülerek ayar yapılmaya çalışılırsa çalışılsın, talep yoğunluğu nedeniyle, bunun zor olacağı açık. Örneğin beyaz eşyada vadeyi artırmak çok sorun olmaz belki ama asıl ihtiyaç gözüken otomobil, cep telefonu gibi mallarda vade uzatımıyla ithalatın artacağı, cari açığın büyüyeceği açık. Yerli- ithal kam ayrımı yapmak mümkün değil.
Kısıtlamaların neden getirildiğini hatırlarsak, eski koşullara dönmenin getireceği sakıncalar da kendiliğinden zaten ortaya çıkıyor.
Cari açığın yanında, son dönemde zaten gözardı edildiği izlenimi verilen, enflasyonla mücadelede önemli zaafiyet oluşacağı, önümüzdeki yıl yeniden çift haneyi tartışacağımız, bunun tüm dengeleri etkileyeceği ise açık.
MEVDUAT DA TOPLAMAZSA BANKA NE YAPACAK?
Başbakan Yardımcısı Canikli, geçen hafta bankacılarla yaptığı toplantıda bu çalışılan tedbiri açıklarken, aynı zamanda bankacılardan, yarışa girmemelerini isteyerek mevduat faizlerinin çok yüksek olduğunu söylemiş. Hükümet olarak uzun zamandır bankalardan kredilerde sıkıntı yaratmamaları, kredi faiz oranlarını indirmeleri isteniyor. Hatta neredeyse zorunlu olarak konut kredisi faiz oranlarını bankaların geri çekmesini sağlandı. Bankalar vade uyuşmazlığı büyümesine rağmen, bu yola girmek zorunda kaldılar.
Şimdi de bankalardan mevduat konusunda yarışmamaları isteniyor. Tasarrufçunun cazip olmayan mevduat faizi yerine başka yerlere kaçacakları bilinmiyor mu? Tabi ki biliniyor ama sıkıntıyı bu kez mevduat faizi kanalıyla kredi faiz oranlarının düşmemesi olarak gördüler bunu söylemeye başladılar.
Şimdi de kredi kartı ve tüketici kredilerinde vade uzatılarak, bankalara “vatandaşın tüketmesi için daha fazla kaynak ayır” deniyor. İyi de, bankalar bu kadar parayı nereden bulacak?
Yabancı sermaye girişi durmuşken, önümüzdeki dönem bu konudaki sıkıntının artacağı beklentisi varken, reyting kuruluşlarından not indirimi gelirse, bankalar sürekli artırdığınız finansman ihtiyacını nereden karşılayacak?
Devlet ve ekonomi yönetimi o nedenle donanım ve liyakat istiyor. Bilimsel olmayan yollarla hamasetle bu işler yürümüyor, sonunda fatura halka çıkıyor. Siz yabancı sermayeye bu kadar ihtiyaç duyduğunuz halde, sermayenin geldiği Batı’ya kafa tutup, demokrasiden uzaklaşıp, içeride ve dışarıda keyfi davranırsanız, bunun ekonomiye faturasına katlanmak zorunda kalırsınız. Ya da Batı’nın istediği her şeyi, içerde kafa tutar görünüp, yapmaya devam edersiniz.
Paylaş