Paylaş
10 yıllardır olduğu gibi, geçtiğimiz cumartesi günkü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu’nu da izleme fırsatı buldum. Her Genel Kurul’da konuşmalara verilen tepkilere, alkışlara bakıp işadamlarının nabzını tutmaya çalışırız. Son Genel Kurul’daki tavırları daha öncekilerle kıyasladığımda genel olarak şunu söyleyebilir im ki; işadamlarının siyasi görüşleri değişiyor ama bu değişim biraz yavaş oluyor.
Bunu işaleminin tümünün tavrı olarak görmemek lazım, çünkü TOBB delegeleri Anadolu’dan gelen, daha çok muhafazakar ve milliyetçi yapıya sahip kişilerdir. Yani büyük sermayeyi temsil ettikleri söylenemez. Ancak bu yapıları gereği bir seçim öncesi siyasi nabız tutmak için de daha uygun bir zemindir.
TOBB delegeleri hamasi konuşmalara, ucu kendine değen nokta ve eleştirileri duyunca tepki verirler. İşte bu nedenle TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasında en çok alkış alan bölümler bürokratlara çatıp, bürokratların da kendileri gibi hata yaptıklarında yargılanmaları gerektiğini söylediği bölümler ile bankalara çattığı bölümlerdi. Bu bölüm her yıl alkış alır...
Hisarcıkloğlu’nun konuşmasında yer alan örneğin yeni sanayi devrimi, sanayinin yeniden yapılanması, küreselleşmeye uyum gibi önemli bölümler ise, gerektiği kadar alkış alamadı.
Siyasilere gelince; Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasının, özellikle Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarına kıyasla sönük kaldığını söylemeliyim. Aslında Davutoğlu miting meydanlarındaki gibi ateşli konuşmayarak, sesi yükseltmeden daha düzeyli bir konuşmayı seçerek doğrusunu yaptı. En çok alkışı alan bölümlerden biri asgari ücretin artması halinde işverenlerin işçi çıkartmak zorunda kalacağını söylediği bölümdü. Yakınlarına da söyledim; eğer Erdoğan gibi yapmayıp Kılıçdaroğlu’nu dinleseydi, bence büyük haber olurdu...
Kemal Kılıçdaroğlu ise konuşmasında daha çok seçim bildirgesinde yeralan ekonomiye ilişkin bölümleri anlatma yolunu seçerken, asgari ücreti artırırken birlikte alacakları önlemlerle, nasıl işverene bunun yükünü azaltacaklarını anlattı. Ancak bu bölüm o kadar alkış almadı çünkü işadamlarının kafasındaki şablona uymuyor ve bunu daha çok ve detay anlatmak gerektiği ortada. Ayrıca iç talebin artırılmasına dönük CHP tedbirlerinin özellikle TOBB tabanına uygun bir ekonomik zemin yaratacağı da bence daha iyi anlatılabilir.
MHP ve HDP LİDERLERİ DE OLMALIYDI…
Ancak TOBB delegelerinin kültürel yapısı nedeniyle CHP’nin bu platformda hep, baştan direnç gördüğünü hatırlatmalıyım. Bu iki partiden yola çıkarak, Anadolu sermayesini temsil eden kesimlerde AKP’den bir soğuma olduğunu, 2007’lerdeki kadar büyük bir destek olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Sadece Davutoğlu döneminde değil, destek azalması Erdoğan döneminde başlamıştı. Erdoğan daha hamasi konuşmalar yaptığı için daha çok alkış alırdı.
Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’de basın özgürlüğü var diyen elini kaldırsın” sözüne karşı ancak bir-iki el kalkarken, Kılıçdaroğlu’nun en çok alkışı hukuk ve adalet sistemi üzerine yaptığı eleştirilerle alması da dikkat çekici idi. CHP’nin TOBB delegelerinden eskisine kıyasla çok daha fazla destek aldığı açık. Ancak tepkilere bakarak AKP’nin büyük kayıplar verip, CHP’nin büyük kazançlar sağlayacağı da söylenemez. Bu iki parti arasında değişim var ama yavaş...
Bence MHP Lideri Devlet Bahçeli gelseydi, bu tabandan önemli alkış alabilirdi. Bunun yanında TOBB’un HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı da artık bu platforma davet etmesi gerekiyor. TOBB’un bile, artık çok sesli demokrasiye uygun bir zemine kafa olarak hazır olduğunu düşünüyorum.
Paylaş