Paylaş
Kılıçdaroğlu’nun siyasi yoğunluğun hemen ardından güncel ekonomik konulara girmeye başladığını gördüm. Bu arada uzmanlık alanlarından biri olan sosyal güvenlik konusundaki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Maliye Bakanı’na bile “karadelik” dedirtecek kadar kötü bir gidişat olduğunu hatırlatıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, belli ki önümüzdeki dönem bu konuyu gündeme taşıyacak...
2000 yılı öncesi ekonomide sık sık “karadelik” tartışmaları olurdu. Süleyman Demirel, biraz da “enkaz devraldım” edebiyatı yapmak için, Başbakanlığı döneminde “5 karadelik”ten söz eder, ekonominin bu kara delikler nedeniyle zor durumda kaldığını söylerdi. Tüm bu kara delikler 2000 yılı programındaki reformlarla kapatılmıştı ama yeniden gündeme geliyor.
Kılıçdaroğlu’nun da üzerinde durduğu gibi; geçenlerde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “karadelik” söyleminin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. 6 aylık bütçe rakamlarını açıklarken, özellikle haziran ayındaki bütçe bozulmasına dikkat çekti ve sosyal güvenliğin yeniden kara delik olmaya başladığını ifade etti.
Bütçe yılın ilk altı ayında 6.7 milyar lira açık verirken, sadece hazirandaki açık miktarı 6.3 milyar lira oldu. Vergi gelirlerindeki artış hızının yavaşladığını, buna karşılık personel ve sosyal güvenlik harcamalarının arttığını kaydeden Bakan Şimşek, geçen yıl önemli gelir kalemi olan vergi afları kapsamında yapılan tahsilatın da azaldığını, bu nedenle bozulma görüldüğünü kaydetti. Dolayısıyla geçen yılın ilk 6 ayında 2.9 milyar TL’lik fazlaya kıyasla 9.6 milyar TL’lik düşüş olduğunu kaydetti.
Geçen yılın ilk yarısında 36.8 milyar TL olan personel harcamalarının bu yıl 43.8 milyar liraya çıktığını kaydeden Bakan Şimşek, açıkta ikinci faktörün sosyal güvenlik harcamaları olduğunu belirtip, “kara delik” tanımlamasını yaptı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine baktığımızda, ne kadar artış hızı yavaşlasa da, kamu katkısının arttığını, bütçeden alınan ödeneğin geçen yıla kıyasla ilk yarıda yüzde 16 oranında büyüdüğünü görüyoruz. Geçen yıl 68.3 milyar TL olan SGK giderleri bu yıl aynı dönemde yüzde 10.7 artarak 79 milyar TL’yi aşmış. Bunun 51.6 milyarı emekli aylıklarına giderken, 22.4 milyar lirası sağlık giderlerine, bunun 7.1 milyarı da ilaç giderlerine gitmiş.
İLGİLİ KURUMLARIN REKABETİ
Açığın artması nedeniyle, konuyla ilgili kamu kurumları arasındaki rekabetin de sağlıklı olmaktan çıktığını görüyoruz. Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, SGK ve bağlı olduğu Çalışma Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında, açığın niye bu kadar arttığı, sorumluluğun kimde olduğuna ilişkin tartışmalar çıkıyor. Bu tartışma kamuoyu önünde açık açık yapılmıyor ama özellikle SGK yönetimi, elinden geleni yaptığı halde, diğer kurumların uygulamaların iyi yönlerini kendilerine mal edip sorun olduğunda kendilerinin hedef gösterilmelerinden rahatsız oluyor. Örneğin Maliye Bakanlığı ödenek aşımı konusunda SGK’yı hedef gösteriyor ama öğrendiğimiz kadarıyla “ödenek üstü de olsa ödeme yapın” diye üniversite hastaneleri için Maliye’den, devlet hastaneleri için Sağlık Bakanlığı’ndan baskı geliyor. Aynı şekilde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gelir testi sonucu SGK’ya ilk 6 ay itibariyle 2 milyar TL’yi aşkın aktarma yapması gerekirken, ancak 1.7 milyar TL aktarmış.
Buna rağmen gelir-gider arasındaki fark 12.5 milyar TL olarak öngörülmüşken bu rakam 12.9 milyar TL’de tutulmuş. Bu kapsamda SGK’ya bütçeden yapılan transfer bu yılın ilk yarısında 32.7 milyar TL olarak öngörülmüşken, 34.4 milyar TL’ye çıkmış.
Dolayısıyla SGK, açığını belirli bir seviyede tutmak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Sosyal güvenlik açığı eğer yeniden “karadelik” haline geliyorsa, bunun nedeni sürekli olarak politik kararlarla artırılan harcamalar. Hükümet kendisine seçimlerde büyük avantaj sağlayan bu harcamaları kısma niyetinde olmadığı sürece, sosyal güvenlikteki “karadelik” kaygısı devam edecek, açık da sürekli büyüyecektir...
Paylaş