Saklanan Sayıştay raporları ve seçilen bürokrat tipi

2014 yılı kamu kuruluşlarına ilişkin Sayıştay Raporları artık kamuoyuna açıklanmıyor, sadece Meclis’e gönderiliyor.

Haberin Devamı

Bu iktidarın istediği bir uygulama idi ve sonunda Sayıştay’a yaptırdılar. Hacer Boyacıoğlu’nun haberinde bir maddeye dayanıp kamuoyuna açıklamadıkları ama aynı kanunun başka maddesinin kamuoyuna açıklanmasını öngördüğü de yazıyordu. Yani Sayıştay yönetimi kılıfını bulup hükümetin dediğini yaptı. 

Bu karar öyle basit bir karar değil; belli bir amaca hizmet eden, birçok açıdan çok önemli sonuçları olan bir karar.
Başkanlık tartışmalarını izliyorsunuz; adının değil güçler ayrılığı ilkesinin önemli olduğu söyleniyor. Yani İdare’nin işlemlerinin denetlenmesi gerekiyor. İdare için asıl önemli olanın kanun ve mevzuata göre işlem yapmak olduğu ise kesin. Bir politikacı; Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da Bakan ne derse desin; bürokrat önce kanun ve yönetmeliklere bakmak zorunda. Kanun uygun değilse o işi yapamaz, ancak politikacının kanunu değiştirmesini talep edebilir. Yapacağı iş Anayasa aykırı ise o zaman Anayasa değişmek zorunda..
“Atanmışların seçilmişlere tahakkümü” diye politikacıların sakız ettiği cümle vardır ya; işte o kanuna aykırı olduğu için bürokratın kendi istediğini yapmadığı için ortaya çıkmıştır. Çünkü bürokrat sorumludur, politikacı ne derse desin, kanuna ve mevzuata aykırı işlem yapan bürokrat suçlu olur.
İşte güçler ayrılığında politikacının istediği her şeyi istediği gibi yapması engellenir, çünkü halkın çıkarı böyle korunur. Bunun için çağdaş ülkelerde basın özgürdür, çünkü idarenin uygulamalarının halk tarafından denetimi için böyle olması gerekir. Yasama yani Meclis de idarenin işlemlerini denetler ve bunun için mevcut sistemde Meclis’e rapor eden Sayıştay denetimi vardır. Hem Meclis çoğunluk tahakkümünde, hem de basın özgür değilse, bu raporlar işe yaramaz.
O zaman ne olur derseniz; güçler ayrılığı işlemez, politikacı kanun dinlemeden her istediğini yaptırabilir. Bunun için de politikacı sadece partili bürokratı bulmakla yetinmez, yasalara ve mevzuata uygun olmasa bile, sadece kendi dediğini yapacak bürokratları bulur, atar. Bürokratın denetlenme ve sonucunda yargılanma korkusu kalmamışsa, o da her denileni yapar...
Olan kime olur derseniz; o partiye oy vermiş veya vermemiş tüm halka olur...
İş bilmeyen, sadece politikacının dediğini yapan, yani devletin değil partinin hatta bir kişinin adamı olan niteliksiz bürokratla başka ne olabilir ki...

 

Haberin Devamı

KAMU BANKALARI BÖLÜMÜ

 

Haberin Devamı

Bu sütunlarda daha önce yabancıların kamu bankalarını yakın izlemeye aldığını, kredileriyle ilgili şüpheleri olduğunu yazmış, bankalar, BDDK ve SPK’dan büyük tepki almıştık. Yazıyla ilgili itirazlarını yine bu sütunlarda verdik.
Kamuoyuna kamu kurumlarının 2014 yılı raporlarını açıklamayan Sayıştay çok genel bir özeti ise internet sitesinde yayımlamış. Bu özetten sadece bir bölümü aktarıp sizin ve bu arada o kurumların da dikkatine sunmak istiyorum:
- Mevduat bankalarında brüt takipteki krediler önceki döneme göre yüzde 21.6 oranında artmış, takipteki krediler için geçen yıldan 2.3 puan azalışla yüzde 75.2 oranında karşılık ayrılmıştır. Halk Bankası’nın brüt takipteki alacakları, önceki döneme göre yüzde 64.9 oranında artmış, takipteki krediler için ayrılan karşılık oranı ise yüzde 80.6’dan yüzde 65.2’ye inmiştir. Mevduat bankalarının brüt takipteki alacaklar toplamında Banka’nın payı yüzde 8.3’ten yüzde 11.3’e yükselmiştir. Sektörde takibe dönüşüm oranı 2014 yılında yüzde 2.7, Banka’da ise yüzde 3.6 düzeyindedir. Banka’nın 2013 yıl sonunda 435 milyon TL olan takipteki alacakların net bakiyesi, 2014 yılında 1.2 milyar TL’ye yükselmiştir.

Yazarın Tüm Yazıları