ÇIKACAK sonucun “evet” ya da “hayır” olması değişmez; oylar arasındaki fark az olduğu sürece, referandum sonuçlarının piyasaları etkilemesi beklenmiyor.
Piyasa uzmanları şu anda az farkla “evet”, ya da az farkla “hayır” çıkma ihtimalinin fiyatlandığını, 12 Eylül’de çıkacak sonucun bu nedenle piyasalar açısından sürpriz olmasının çok zor olduğunu söylüyorlar.
Bu “az fark” nedir diye sorduğumuzda ise kabaca “yüzde 45-55 aralığı”nı kaydediyorlar. Yani referandumda yüzde 55’e kadar “evet” oyu çıkarsa, ya da tam tersi yüzde 55’e kadar “hayır” oyu çıkarsa, piyasalar açısından bir şey fark etmeyecek gibi gözüküyor.
Çünkü piyasaların referandumun içeriği ile ilgili olmadığını görüyoruz. Piyasa uzmanlarının tabi ki özel tercihleri var, bu tercihlerini daha çok üstü kapalı biçimde tartışmaya devam ediyorlar. Ancak bu tercihleri yaptıkları işlemlerdeki tavırlarını doğal olarak etkilemiyor. Piyasa uzmanlarının kendileri için önemli olabilir ama piyasa için referandumdan çıkacak oyun “evet” ya da “hayır” olması o kadar önemli değil.
“Referandum ne zaman piyasaları etkiler derseniz?” bence yüzde 45-55 aralığını örneğin yüzde 42-58’e kadar rahatlıkla çıkartmak bile mümkün. Piyasaları değiştirebilecek kadar etkileyecek referandum sonucu ise bence yüzde 40-60 aralığının üzeridir...
Bu takdirde referandum sonrası siyasi sonuçların daha radikal olacağı düşünülerek, yani Hükümetin ya çok büyük zafer ya da büyük yenilgi sayacağı bir sonuç çıktığı takdirde, ancak böyle bir sonuç piyasaları etkileyecektir.
Çünkü Hükümetin tavrının, ancak böyle çok baskın görünümlü bir sonuç çıktığı takdirde değişmesi, bu sonuç üzerine yapılacakların dengeleri bozacak boyutlara ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu trendi bozabilecek gelişmelerin başında ise “abartılı seçim ekonomisi uygulaması” geliyor.
Piyasalar makul ölçüde uygulanacak seçim ekonomisine de razılar. Ancak özellikle hayır oyları 55’in üzerinde çıkarsa, Hükümetin seçim ekonomisini abartacağından, ekonomik dengeleri bozacağından endişe ediyorlar.
KÜRESEL GELİŞMELER BELİRLEYİCİ
Bu köşede daha önce Hükümetin bazı üyelerinin korkutmaları üzerine, referandum sonuçlarının piyasaları etkilemeyeceğini, piyasaların etkileneceği asıl gelişmenin “Mali Kural uygulamasının ertelenmesi” yönündeki görüşümü belirtmiştim. Daha sonra bazı banka yöneticilerinin benzer demeçleri ni görünce, en azından “hâlâ bakanların söylediklerine ters olsa da görüşlerini açıklaya bilen cesur bankacılar varmış” diye, açıkcası sevindim...
Dün görüştüğüm piyasa uzmanları da, referandumda çıkacak sonuçtaki aralığın yüksek olmasını beklemediklerini bu nedenle piyasaların referandumdan olumsuz etkilenmesinin çok küçük bir ihtimal olduğunu tekrarladılar.
Bunun en önemli nedeninin küresel ekonomideki gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Küresel bazda işler iyi gitmiyor, cuma günkü Bernanke açıklamasında olduğu gibi, yapılan açıklamalar, gelen veriler aslında piyasaların pek hoşuna gidecek nitelikte değil. Ancak piyasalar bu ortamdan daha fazla kâr ettiklerini düşünerek, olumsuzlukları görmezden gelmeye devam ediyorlar.
Özetle küresel bazda reel ekonomilerin durumu iyi değil, büyüme bir türlü sağlanamıyor ama bu durum aynı zamanda daha uzun süre faizlerin düşük, likiditenin bol olmasını beraberinde getirdiği için, piyasaların işine geliyor.
Özellikle de gelişmiş ülke ekonomilerin kötü seyretmesi, daha yüksek kâr için likiditenin kaydığı, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin işine gelmeye devam ediyor.