Pasta küçülünce siyasetin karışması kaçınılmaz

ABD Başkanı Bush dün Beyaz Saray’ın önünde basın açıklaması yaptı. Daha doğrusu, mahzun bir tavırla, eline tutuşturulan metni okudu. Özetle söylediği şuydu ki; kurtarma paketi üzerinde anlaşmaya varıldı, buna rağmen kongredeki görüşmeler zorlu geçecek ama ne olursa olsun yeniden güven kazanılması için bu paketin geçmesi şart...

Bush, paketin geçmesiyle sıkıntıların bitmeyeceğini, sancılı dönemin bir süre daha devam edeceğini söylerken, yeniden ekonominin büyümeye başlaması için bunların yapıldığını söyledi. Bush bu açıklamayı yaparken, küresel piyasa Avrupa’dan gelen banka batışları, kamulaştırmalar nedeniyle yeni moral bozuklukları yaşıyordu.

Özetle; kriz adım adım yayılmaya devam ediyor, bize doğru geliyor...

Krizin yarattığı en önemli sonuçlardan biri olan "ekonomideki büyümenin yavaşlaması"nı zaten hissetmeye başladık. Hem ABD, hem Avrupa, büyümedeki yavaşlamayı, hatta ekonomik küçülmeyi önümüzdeki dönemde çok daha bariz biçimde yaşayacak. Dolayısıyla bizde de krizin en önemli sonuçlarından biri ekonomideki yavaşlama olacak. Umarız sadece yavaşlama ile yetinir, üstüne bir de küçülme yaşamayız...

Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde kötü bir dönem yaşadığını biliyoruz. Bu nedenle yüksek enflasyonla birlikte ekonomik küçülmenin yaratacağı sonuç çok daha vahim olabilir.

Bizim gibi ülkelerde ekonomik istikrarın korunması için siyasi istikrarın önemi de çok büyük.

İşte bu noktada, yine bizim gibi ülkelerde ekonomideki büyümenin yavaşladığı dönemlerde aynı zamanda siyasi çatışmaların arttığını, siyasi istikrarın yaralandığını hatırlamamız gerek. Aslında tüm ülkelerde, yani gelişmiş ülkelerde de, büyüme oranlarının düşük olması doğrudan refahı etkilediği için ülke iktidarlarının işini zorlaştırır. Ancak bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sermaye birikimi güdük kaldığı için, çatışmalar daha yoğun yaşanıyor.

YANDAŞLAR PAY İSTER

Her dönemde mevcut sermaye grupları büyüyen pastadan pay almaya devam ederken, aynı zamanda yeni sermayedarların pastaya ortak olmaları söz konusu oluyor. Büyümenin yüksek olması, bu dengenin kavga yaşanmadan sürdürülmesini de sağlıyor.

İşte ekonomideki büyüme yavaşladığı zaman, yani pasta büyümediği zaman, paylaşıma dönük kavgalar da artıyor. Pasta küçülürse bu kavgalar daha da sertleşiyor.

Türkiye bu tür kavgaları geçmişte çok yaşadı. "Vahşi kapitalizm" uygulamaları, yani kurallı piyasa ekonomisi olmamasının, bu kavgaların daha sert yaşanmasına neden olduğu da açık.

Bir de bunun üzerine, mevcut iktidarın sermaye grupları arasında zaten önemli ayrıcalıklar yaptığını, kendi sermayedarlarını büyütme konusunda ne kadar agresif bir tutum içinde olduğunu eklerseniz, bu dönemde yaşanacak pasta kavgası için fikir sahibi de olursunuz.

İşte önümüzdeki dönemde sadece bir ekonomik sıkıntı bizi beklemiyor, aynı zamanda ekonomideki sıkıntıların getireceği siyasi sıkıntıları yaşamamız da kaçınılmaz.

Böyle bir dönemde krizin Türkiye’ye etkilerinin ne olacağı, ne tür önlemler almaları gerektiği konusunda gece gündüz kafa yorması gereken bir hükümet, bütün bu işleri bırakıp medya ile kavgaya tutuşur, kendisine yakın kesimlerin yolsuzluk dosyalarını görmezden gelmeye çalışır da, tüm muhalif kesimleri açtığı bir çete davası içine sokmaya, tüm bu operasyonlarla herkesi susturmaya çalışırsa, yaşayacağımız siyasi sıkıntıların büyük olması da kaçınılmaz oluyor.

Şeker Bayramı kutlu olsun

PASTA deyince, bugün başlayacak bayram aklıma geldi.

Şimdiye kadar bu bayramdan, özellikle Şeker Bayramı diye söz etmek aklıma gelmemişti.

Başbakan’ın bayramın ismini, tüm sorunların önüne geçirip birinci gündem maddesi yapması ve bu bayrama herkesin "Ramazan Bayramı" demesini istemesi, kriz konusundaki kaygılarımı artırdı...

Şeker Bayramınız kutlu olsun...
Yazarın Tüm Yazıları