New York’ta bir gurur gecesi

AMERİKAN Türk Cemiyeti’nin düzenlediği yıllık gala yemeği için geçen hafta iki günü New York’ta geçirdik.

Gecenin bu yılki onur konukları Doğuş Grubu ve General Electric (GE) idi. Gecede Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’e ve iş ortağı GE CEO’su Jeffrey Immelt’e "kurumsal ortaklık ödülü" verildi. Şahenk ve Immelt ödüllerini Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi NBA’in Başkanı David Stern’ün elinden aldılar.

Ferit Şahenk’in gurur gecesiydi ve duygusal açıdan yoğun saatler yaşadı. Böyle zamanlarında zaman zaman şahit olduğumuz gibi, yine Doğuş Holding’in kurucusu, babası Ayhan Şahenk’i anmaktan kendini alamadı ve "Umarım bu geceyi görebiliyordur" derken gözleri doldu. Ferit Şahenk bir yandan "Babasına layık bir evlat" huzuru içinde gözüküyor, öte yandan kurduğu takımın başarılı kaptanı olarak, başarının tüm grup çalışanlarında olduğunu söylüyordu.

Babasına, ailesine, çalışanlarına verdiği önemle, insani yönlerini göstermekten kendini alıkoymamasıyla, Ferit Şahenk "yeni kuşağın büyük işadamı" oluyor...

Ödülü Türkiye adına aldığını hatırlatan Şahenk, GE ve Doğuş’un şeffaflığa, bütünlüğe, yeniliğe ve deneyime önem verdiğini anlattı. GE’nin küresel olarak başarısı tanınmış idari deneyimlerinin ortaklıklarına katkısı olduğunu belirten Şahenk, ortaklıkların işle başladığını, ancak asıl olanın insan ve güven olduğunu vurguladı.

GE CEO’su Immelt yaptığı konuşmada, Türkiye’nin büyük bir yatırım öyküsü olduğuna dikkat çekerek , "GE’nin en verimli işçileri Türkiye’de ve yatırım için en iyi yer de Türkiye. Bunu Türkiye’de ortağımız olduğu için söylemiyorum, ciromuzdan biliyorum. 2 milyar dolar yatırım yaptık , 2002 ciromuz 200 milyon dolardı, şimdi 2 milyar dolara ulaşacak" dedi.

Immelt, Doğuş Grubu ile yalnızca Türkiye’de değil, Orta ve Doğu Avrupa’da da büyümek istediklerini belirtti. Immelt, Doğuş Grubu ile bankacılık, emlak ve televizyonculukta yaptıkları ortaklıkların beklentilerini aştığını söyledi. Türkiye’de sağlık sektöründe de yatırımları olduğunu belirten Immelt, enerji alanındaki yatırımlar için de görüşmelerin sürdüğünü bildirdi. Immelt, konuşmasını "Küreselleşmenin dostları için Türkiye çok önemli, bunu herkesin bilmesi gerekiyor" sözleriyle tamamladı.

YATIRIMCININ BAKIŞI OLUMSUZLAŞIYOR

Sertap Erener’in de renklendirdiği gala yemeği güzeldi.

Çok kısa süre kaldığımız için birebir görüşmedik ama bankacılar, yatırımcılardan aldığımız izlenimlere göre; ABD’deki yatırımcıların Türkiye’ye bakışlarınde ise güzel gelişmeler yok.

ABD’deki yatırımcıların, özellikle kısa vadeli sermaye yatırımı yapanların, son dönemde Türkiye’ye bakışlarının olumsuza döndüğünün bariz olarak ölçülebildiğini söylediler. Bir bankacı, "Bundan birkaç ay öncesinde hiçbir çekinceleri kalmamıştı, hatta ortak yatırım için bize kendilerini anlatmaya başlamışlardı. Ancak şimdi yeniden eskiye dönmeye başladık; ilerisi iyi olur mu, Türkiye karışır mı diye sormaya başladılar" dedi.

Bu havanın oluşumunda hem küresel krizin, hem krize karşı önlem alınmayışının, hem de AKP için açılan kapatma davasının yarattığı belirsizliğin, yani hepsinin ortaklaşa rol oynadığını söylüyorlar. Sorular da bu konuların hepsini kapsıyormuş...

Bu arada, bir kez daha IMF’le sürdürülen anlaşmanın ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü belirttiler ve konuştuğumuz hemen herkesin Türkiye’ye yatırımların sürmesi için IMF’le yeni bir ihtiyati stand-by anlaşması yapılması gerektiğini söylediklerine şahit olduk.

Bu konuda Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in rahatlığını ise anlayan pek yok...

ABD’nin durumu ise pek iyi değil. İnsanlar tüketimi bariz biçimde kısmış, hayat pahalılığını somut olarak yaşamaya başlamışlar. "Benzinciler bile kapanmaya başladı" diye hayretle, zor durumda olduklarını daha da kötüye gittiklerini anlatıyorlar.

Türkiye’nin henüz o aşamada olmadığını söylediğimizde ise şaşırıyorlar.

Bizce öyle bir döneme girdik ki; Türkiye de krizi ucuz atlatma imkanını, maalesef büyük ölçüde kaybetti. Hem de 6 ay öncesinden buralara gelineceği bilindiği, uyarıldığı halde...

Yazarın Tüm Yazıları