Merkez’in kritik sınavı: Haziran PPK toplantısı

24 HAZİRAN’da toplanacak Para Politikası Kurulu Toplantısı’nda, Merkez Bankası’nı kritik bir sınav bekliyor.

Haberin Devamı

Merkez Bankası yönetiminin bu tarihte gerçekten bağımsız ve teknik gerekçelerle mi karar aldığı, yoksa Başbakanın isteğiyle mi karar aldığı belli olacak. Alınacak karar aynı zamanda Merkez Bankası’nın itibarı, dolayısıyla ekonomideki istikrar için de bir oylama niteliği kazandı.
Durup dururken Merkez Bankası’nı böyle hayati bir noktaya iten ise Başbakan Tayyip Erdoğan oldu. Geçen hafta Almanya seyahati dönüşü, faiz indirimleri konusunda çok ağır konuşan Başbakan, Salı günkü Grup toplantısında Merkez Bankası yönetimi için eleştirinin dozunu, neredeyse gelebilecek en üst seviyeye kadar yükseltip, böylesine bir beklentiyi yarattı.
Merkez Bankası son PPK toplantısında yarım puanlık faiz indirim kararı verdi. İçinde benim de bulunduğum bazı iktisatçı, bankacı ve gazeteciler yüksek enflasyona rağmen faiz indirdiği için eleştirdik. Merkez yönetiminin Başbakanı öfkelendirmemek için böyle bir karar verdiğini, Başbakan ve yanındakileri bu indirimin kesmeyeceğini söylemiştik, öyle oldu.
Aslında Başbakan bunu hep yapıyor. 2003 yılında ilk Başbakan olduğunda dönemin Merkez Bankası Başkanına kızmış, işadamlarına “gidin kapısına baskı yapın” bile demişti. Daha sonra kendi atadığı Başkanlarla çalıştı ama sık sık faiz ve kurlar konusunda Merkez Bankası yönetimleriyle karşı karşıya geldi. Ancak bu son yaşananlar, artık görüş ayrılığının doruk noktasına ulaştığını gösteriyor. Daha önce de olduğu gibi; bu tür eleştiriler üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mümkün olduğunca dolaylı bir üslupla, Başbakana karşı Merkez Bankası yönetiminin yanında yer aldı. Babacan bu kez “Kurumların kendi görev alanlarında tanımlanan şekilde, asla taviz vermeden, uygulamalarına devam etmeleri gerekiyor. Bu yapıldığı sürece önümüz açık” diyerek destek verdi. Bu kez Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Babacan’ın söylediklerine katıldığını belirterek Merkez’e destek verdi.
Bir önceki Bakan Zafer Çağlayan gibi, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ise “faiz nedendir, enflasyon sonuç” diyerek Başbakanın söylediklerine katıldı.

BU KEZ ARTIK KOPABİLİR

“Madem 12 yıldır bu tartışma hep böyle gidiyor, bu kez de gider” denilebilir ama bu kez durum biraz daha farklı gibi. Eğer Merkez faizi 24 Haziran toplantısında indirmez, ya da atraksiyonlarla durumu idare etmeye çalışırsa, Başbakanın bu kez Başkan Başçı’nın istifasını istemesi gerekiyor. Eğer istemezse, “iyi polis-kötü polis oyunu devam ediyor” anlamına gelecek. Bu takdirde Başbakanın karizması gidecek, “halkın kandırıldığı” iyice açığa çıkacak.
Çünkü zamanı dolmasa bile herkes biliyor ki, Başbakan isterse Başçı istifa eder.
Merkez Bankası Başbakana uyar, faiz indirimi yaparsa o zaman saygınlığı hiç kalmayacak. Çünkü Merkez Bankası son indirimin ardından Haziran ayında indirimin devam etmeyeceğini bankacılara söylemişti. Eğer buna rağmen faiz indirirse bağımsızlığı tümüyle yitirmiş olacak, piyasaya sözü artık geçmeyecek. Zaten S&P gibi rating kuruluşları, tartışma üzerine, yeni faiz indiriminin Türkiye’nin kredi notunun indirilmesine yol açabileceğini açıkça söylediler.
Başbakan “zaten enflasyon hedefini de hiç tutturamadınız” diyerek, sözünü dinlemediği takdirde Başçı’nın istifasını istemeye zemin mi hazırlıyor, bilinmez. Babacan, Başbakana karşı hep aşırı yumuşak başlı davrandı ama Başçı giderse, artık isyan etmesi bile beklenebilir.
Bu ihtimal piyasalar için, ekonomik istikrar için en kötü senaryo anlamına gelir.

Yazarın Tüm Yazıları