Mali disipline bir büyük darbe daha

AKP Hükümeti, uygulanan ekonomik istikrar programının temelini oluşturan mali disiplin yasalarını, teker teker deliyor.

Son olarak Maliye’nin hazırladığı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile bazı kanun hükmündeki Kararnamelerde değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısı’ da Maliye’ye ödenek üstü harcama yetkisi verilmesini, bazı yatırımcı kamu kurumlarının denetim ve kısıtlamaların dışına çıkarılmasını öngörüyor.

Ekonomik program uygulamaya girerken ve daha sonra görülen eksiklikler doğrultusunda, ekonominin istikrara kavuşturulması ve mali disiplinin korunması için 4 temel düzenleme yapılmıştı. Bunlardan biri 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasının çıkarılması idi. Bu yasa ile bütçenin kapsadığı alan genişletiliyor yani bütçenin tüm ekonomiyi kavrayan metin haline gelmesi sağlanıyor, harcamalara disiplin getiriliyor ve aynı zamanda şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesi getiriliyordu.

Önemli düzenlemelerden biri borçlanma yasası idi ve hükümetlerin sıkıştıklarında harcamaları artırmak için istedikleri gibi borçlanmalarının önünü kesiyordu.

Üçüncü temel düzenleme ise Merkez Bankası bağımsızlığı ve bunu sağlayacak olan Merkez Bankasının kamuya borç vermesinin önüne geçilmesi idi.

Dördüncü temel düzenleme ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) oluşturulması, bağımsız kılınması ve bu yolla bankacılık sisteminin disipline alınıp, kamu bankaları sorununun çözülmesi idi.

BDDK’nın durumu ortada..Bir türlü bağımsız olamadığı gibi, tüm idarecileri bir denetim kurumunun elemanı yapılıp, çağdaş denetim ve gözetim sistemine geçilmesine, çıkarılan yasalara rağmen karşı duruluyor. Kamu bankalarında da ayak sürüme ortada...

Bu 4 temel düzenlemeden şu ana kadar delinmeden korunan yegane düzenleme Merkez Bankasının bağımsızlığı. Bu gidişe göre onun da akibeti belli değil ya...

Diğer iki temel yasaya gelince; AKP Hükümeti teker teker bu yasaları delerek, istediği gibi harcama, denetimsiz harcama ve dolayısıyla borçlanmanın yolunu açmak için elinden geleni yapıyor. İşin kötüsü gün geçtikçe delik üstüne delik açılıyor.

IMF UYUYOR, KENDİ İTİBARINDAN YİYOR

Peki IMF ne yapıyor derseniz, gördüğümüz kadarıyla uyuyor...

Hükümet ‘torba yasa’ geçirip hem Borçlanma hem Mali Kontrol yasasını deldi, istediği harcamaların önünü açtı, IMF bir şey demedi. Hükümet programın ruhuna tümüyle ters TMO’ya alımlar için, ‘görev zararı ‘yazacağını itiraf ede ede, borç verdi, IMF bir şey demedi. Bir tek BDDK’nın durumunda işe el koydu, Kuruma hakim olanlar onu da sulandırdı.

Şimdi de Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasını göz göre göre değiştirip, bütçe birliğine ters biçimde 2006 başında döner sermayelerin bütçe içine alınmasını engelliyorlar, TMSF ve TOKİ’yi bu yasa dışına çıkarıp aşırı harcamaya girişiyorlar, hepsinin ötesinde ‘ödenek üstü harcama’ yetkisi alıp, istedikleri gibi harcama yapacaklar... Bakalım IMF ne diyecek?

Bütün bunlar IMF’in ‘Alacağı çok olduğu için Türkiye’ye bir şey diyemiyor’ ya da ‘ABD Yönetimi AKP’yi desteklemeye devam ettiği için bir şey diyemiyor’ tezlerini güçlendiriyor. Yani IMF artık Türkiye’de de, bu kez sesini çıkarmayarak, itibar kaybediyor...

Peki ‘ödenek üstü harcama’ yolu açılınca ne olacak?

Herşeyden önce AKP’nin, işin kötüsü ekonomiyi yöneten bakan ve bürokratların bile, hiç kaale almadıkları şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesi tümüyle yok olacak. (Bu ilkelerin aslında demokrasinin temel ilkelerinden olduğu da unutulmamalı...)

Hükümet, ödeneğine bakmadan istediği gibi harcama yapma imkanına kavuşacak. Bu yolla ‘ek bütçe’yi engelleyeceği için, fazla göze görünmeyecek. Yani harcamayı yapıp, ertesi yıl ödenekle işi halledecek, asıl harcama rakamı gözükmeyecek. Bu yolla faiz dışı fazla (FDF) hesabını da delmiş olacak, gereken rakamın içinde kalınmış gibi kendini gösterebilecek.

Mali disiplindeki bozulmanın, krizleri hazırlayan sisteme dönülmesi olduğunu hatırlayalım...
Yazarın Tüm Yazıları