Paylaş
BİR süredir, yabancı banka ve fonların Türkiye’deki kamu bankalarına ilişkin endişe duyduğunu biliyoruz. Son dönemde yabancılardaki bu endişeli bakışın yeniden arttığını gözlemliyoruz.
Yabancıların kamu bankalarına ilişkin kaygısı, bankaların sermaye yeterlilikleri ve mali durumlarına ilişkin. Bazı yabancı fon ve bankaların kamu bankalarına ilişkin sert raporlar yazdıkları duyumu bir süredir vardı, yeniden hortladı. Bu yılın başlarında raporların gündeme geldiği ancak Hükümetin baskısı ile bu raporların engellendiği bir süredir konuşuluyor. Şimdi yeniden bu tür raporlar çıkacağı söylentileri yayılmaya başladı.
Görüştüğümüz yabancı bankacılar “Kamu bankalarına ilişkin ciddi endişelerimiz var” diyor ve bu endişenin giderek büyüdüğünü söylüyorlar. Şu kadarını söyleyeyim; tek bir kurumda değil, son günlerde görüştüğümüz her yabancı kurum ve fon yetkilisinden aynı kaygıyı duydum.
Yerli bankacılara sorduğumda ise sektörün tümüyle tehlikeye girebileceği yönündeki hassasiyetlerini belirterek, yabancılarda böyle bir algının yüksek olduğunu, kendilerinin ise kamu bankalarına ilişkin kamu otoritelerince, bazı kıyaklar çekildiğini sürekli olarak duyduklarını söylediler. Bunun tabi ki kendileri açısından rekabeti bozucu bir eylem olduğunu ama yerli bankacıların zarar görmelerine rağmen bunu dile getirmemeye özen gösterdiklerine şahit oldum.
Bir kamu bankası yöneticisi ile konuştuğumda, kendisi de yabancılardaki bu tedirginliği bildiklerini söyledi. Bu yılın başlarında bu raporların gündeme geldiğini kaydeden bankacı, “Örneğin bazı yabancı banka raporlarında, bazı kredi kullandırdığımız şirketlere ilişkin, başka bankalarla aynı risk grubunda değerlendirmemize rağmen, bizde daha riskli olarak işlem görmesini istediler. Biz de doğal olarak karşı çıktık ve bunları raporlardan çıkarttırdık” dedi.
Şu kadarını da söyleyelim ki; “tüm kamu bankaları” deniyor ama en çok Vakıfbank’la ilgili ve Halkbank için çıkan söylentiler daha yoğun. Zaten son günlerde Vakıfbank’a ilişkin olarak bazı rating şirketleri ve yabancı bankaların açıkça uyarı niteliği taşıyan raporlarını görmeye başladık.
Kamu bankaları bu raporların siyasi amaç taşıyabileceği konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Ancak rating şirketlerinin bile not düşürmeyerek bu dönemde yumuşak tavır aldıklarını düşünürsek, bu gerekçe pek geçerli görünmüyor.
SİYASİ KREDİLER
Yabancı banka ve fonlar tabi ki siyasi konulara girmek istemiyorlar ama endişelerin altında kamu bankalarının siyasi kaygılarla, imkanlarının çok üstünde ve riskli krediler verdikleri, bunlarda batık hale gelenler için yeterince karşılık ayrılmayıp, sermaye yeterliliklerine yeterince yansıtılmadığı görüşü hakim. Buradan yola çıksalar da, sadece mali kaygılarını iletmekle yetiniyorlar.
Yerli özel bankalar da özellikle sermaye yeterliliği konusunda bazı kamu bankalarına Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) nun fazlaca toleranslı davrandığı görüşünün hakim olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle bu yıl kamu bankaları kredilerinde görülen aşırı artışın son ayda normale döndüğü görülüyor. Kamu bankacıları “evet çok verdik ama durduk” diye kabul ederken, özel bankalar da son bir aydaki yavaşlamayı kabul ediyor. Bu yavaşlamanın, BDDK’nın sermaye yeterliliğindeki erimenin bariz hale gelmesi nedeniyle yaptığı uyarılara dayandığı konuşuluyor.
Bu arada tüketici kredilerindeki vadenin 4 yıla uzatılması için alınacak karar üzerine, “kamu bankalarının seçim öncesi yüksek miktarda kredi vermelerinin önü açılıyor” yorumları da yapılıyor İzleyip göreceğiz...
Paylaş