Paylaş
Öğrendiğimiz kadarıyla Enerji Bakanı Taner Yıldız, ABD Enerji Bakan Yardımcısı ve Başkanın Enerji Danışmanı ile konuyu görüşmüş. Görüşmelerde önemli bir yakınlaşma ya da tartışmanın yaşanmadığı, iki tarafından da mevcut pozisyonlarını koruduğu söyleniyor.
Bu arada Başbakan Erdoğan’ın ABD’ye gitmeden önce yaptığı açıklamada TPAO’nun Exxon-Mobil ile anlaşma yaptığını söylemesi de dikkat çekti. Başbakanın bunu bilinçli mi yoksa ağzından kaçırarak mı söylediği tartışmalı ama öte yandan da “K.Irak’la enerji anlaşmaları ifşa oldu” yorumları da yapıldı.
Her şeyden söyleyelim ki; anlaşmaları yapan kuruluş TPAO değil. Başka bir organizasyon hazırlanıyor ve henüz kuruluşu tam olarak tamamlanamamış kamu şirketleri ile anlaşmalar söz konusu.
İkinci konu bu yapılan anlaşmaların petrol arama ve çıkarma konusunda yapılmış olması. Türkiye, K. Irak’la vardığı anlaşmaları hayata geçirmek için ABD’nin direncini kırmak istiyor. Bu nedenle Exxon Mobil ve Chevron gibi en büyük petrol şirketleri ile anlaşmalar imzalayıp, bu süreci hızlandırmak istiyor. Bu işbirliğinin devam edeceği anlaşılırken, bu şirketlerin ABD yönetimindeki etkileri nedeniyle işler hızlandırılabilir diye umuluyor. Ama asıl sorun Irak’ta hidro-karbon ve gelir paylaşımı yasalarının çıkmamış olması. Sadece Kürt tarafında değil Sünni kesimde de, hatta bazı şii kesimlerde de, merkezi hükümetin yeterince hizmet götürememesi, üretilen kaynakların paralarının hak eden kesimlere ödenmemesi büyük sorun. Elbette Suriye’deki kargaşanın da etkisi var ama Irak’ta Maliki yönetimine duyulan tepki ve içeride yayılan çatışmaların en önemli nedenlerinden biri de Merkezi yönetimin bu tavrı.
ABD buna rağmen “Irak bölünmesin” gerekçesiyle Maliki yönetimini destekler gözüküyordu ama son gelen haberler bu ısrarının yumuşadığı yönünde. Özet olarak Türkiye de ABD’ye, “bu sadece bizim meselemiz değil, bir çok şirket anlaşma imzalıyor, hak edişleri ödemediği sürece Irak merkezi yönetimi bu tavrıyla ülkeyi zaten bölüyor” görüşünü savunuyor ve ABD’yi iknaya çalışıyor. Öyle ya da böyle Irak’ta yapılacak seçimler sonunda işler zaten netlik kazanacak. Ama paylaşım yasası öne alınırsa çatışmalar da azalabilir.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACI KADAR GAZ
ABD’li şirketlere yapılan anlaşmalar petrol üretimi ve pazarlanması ile ilgili. Halbuki Türkiye’nin asıl çıkarı ise K.Irak gazında. Yani K. Irak Türkiye için petrolden çok gazıyla, daha stratejik bir öneme sahip. O nedenle Türkiye’nin petrolden daha çok oyunu gaz üzerine kurması, petrol anlaşmalarını da asıl gaz için yolun açılmasında kullanması çok önemli.
Çünkü K. Irak’taki gazın miktarı beklentilerin çok üzerinde çıktı, çıkmaya devam ediyor. Yılda 20 milyar metreküp gazın K. Irak’tan Türkiye’ye gelmesi söz konusu, ki bu Türkiye’nin mevcut tüketiminin neredeyse yarısı. Bunun yanında K. Irak gazı Ceyhan’a geldiği takdirde İsrail, Lübnan ve Kıbrıs gazının da başka alternatifi kalmayacak, o gaz da Ceyhan’a gelecek. Aynı miktarda bir kaynak da Doğu Akdeniz’den gelirse Türkiye’nin mevcut ihtiyacı kadar gaz demektir. Hem daha maliyetli, hem daha az olan Azerbaycan gazıyla kıyaslanamayacak, AB için kilit rolümüzü artıracak bir projeden söz ediyorum.
Tabi ki Rusya, Suriye’ye müdahilliğini artırdığı gibi, çıkarlarına ters gelen bu tür gelişmeleri de önlemeye çalışacaktır. İran aynı şekilde..
Ama hep diyoruz ya; enerji oyunu sert ve hamasetle, hayallerle gerçeği karıştırarak değil, akılla oynanması gereken bir oyun. Umarım oynayabiliriz...
Paylaş