Hatalar sürerse dolar tutulmaz

KÜRESEL piyasalardaki gelişmelere, içeride yönetim hataları eklenince bir döviz paniğinin eşiğine daha geldik. Geçtiğimiz hafta dolar 2.5 TL’ye geldi, dayandı.

Haberin Devamı

Doların 2.5 TL olmasının bir psikolojik eşik olduğu konusunda yaygın bir kanı var. Teknik analistler değişik direnç seviyeleri verirler ama 2.5 TL’lik dolar kuru, hem vatandaş hem de işadamları nezdinde psikolojik bir sınır. Her zaman olduğu gibi; yine euro ya da başka bir döviz cinsindeki harekete değil, ekonominin gidişatı için, dolar kuruna bakılmaya devam ediyor.
“Dolar nereye gider?” sorusu son aylarda tekrar çok sorulmaya başlamıştı ama son günlerde artık neredeyse günlük sohbetlerin başlıca konusu haline geldi. Bunun ekonomideki istikrar açısından hiç de iyi bir gösterge olmadığını, geçmiş deneyimlerimizden çok iyi hatırlamamız gerekir.
Örneğin her kriz öncesi dolar kuru yükselmeye başladığında, bazen Merkez Bankası başkanları, bazen Başbakanlar ve bakanlar “Dolar alanın eli yanar” gibi sözler ettiler ama hiçbir seferinde de dolar alanın eli yanmadı. Geçen hafta Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “Döviz kurlarının artmasından endişe etmeye gerek yok, ihracatımız artar” gibi sözlerini duyunca, bu aşamanın bir adım gerisine geldiğimizi düşündüm.
Aynı Bakanın Keynes’le ilgili söylediklerini duyunca, Bakanın döviz kurları için söylediklerine de önem vermenin doğru olmayacağını bir kez daha anladım ama kendisi bu Hükümetin, dolaylı da olsa, ekonomiyle ilgili bakanlarından biri...
Zeybekci’nin hep Cumhurbaşkanı’nın ardından bu konulara girdiğini, sürekli Cumhurbaşkanı’nı teyit edip, söylediklerini pekiştirir biçimde konuştuğunu hatırlarsak, dile getirdiği bu görüşlere biraz önem vermemiz gerekiyor.
Merkez Bankası bağımsızlığı, faiz tartışması, imar rantının vergilendirilmesinin iptali gibi, doları bu seviyeye taşıyan hususlar aynı yerlerden dillendirildi.
Özetle; dolar 2.5 TL’lik sınıra, kötü yönetim yüzünden geldi. Doların bu seviyeye gelmesi öyle dedikleri gibi ihracatı filan artıracak bir seviye olamaz. Çünkü aşağı ya da yukarı yönlü istikrarsızlık, bırakın ihracattaki gelişmeyi, iç ticareti bile durduran bir unsurdur. Piyasalar önce önünü görmek isterler...
Yapılanlara ve sonuçlarına baktığımız zaman şunu çok açıkça söyleyebiliyoruz; bu hatalar devam ederse dolar kuru, kısa sürede 2.5 TL’yi de aşar, 3 TL’yi de...

BAŞBAKAN’IN MÜJDELERİ…

Dikkat ediyor musunuz; Hükümet hiçbir zaman seçimlere giderken bu kadar çok popülist karar almamıştı. Başbakan Davutoğlu, neredeyse her parti grubu toplantısında, her iki parti kongresinden birinde, “müjde” vermeye başladı. Bu müjdeler çiftçiye, esnafa, öğrencilere yani geniş oy potansiyeli olan kesimlere dönük. Tabi ki her bir müjdenin de bütçeye, yani halka faturası olacak...
Geçmiş dönemde ekonomide kötü gidişat başladığında halka ne kadar müjde verirseniz verin, seçimlerde genel gidişatı fazla etkilemediğini çok gördük. Daha seçimlere 4 ay var ve AKP’nin artan müjdelerine bakılırsa, eskisi kadar kendine güvenmediğinin işaretlerini alıyoruz. Hala açıklanan müjdelerin bütçe için tehlikeli noktaya ulaştığını söyleyemeyiz ama maliyetin artacağından artık kaygı duyacak aşamaya da geliyoruz.
Zaten küresel piyasalar, özellikle dolar kurunun yukarı gittiği bir trende girdi. Tüm ulusal paralar dolar karşısında zayıfladı ama yapılan hatalar nedeniyle, Rusya ile birlikte parası en fazla değer kaybeden ülke haline geldik. Hata süreci devam eder, ekonomik istikrar sekteye uğrarsa, müjdelerin seçimlerde fazla bir katkısının olamayacağını da görmeleri gerekir.

Yazarın Tüm Yazıları