Güven sıkıntısı

Son günlerdeki küresel ekonomideki olumlu havadan Türkiye bir türlü nasibini alamıyor.

Haberin Devamı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun dün açıkladığı Ekonomi Güven Endeksi şubatta yüzde 14.8 düştü ve 71.4 ile 2012’den beri en kötü seviyesini gördü. 

 

KÜRESEL ekonomik iklim son dönemde Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine seyrediyor. Buna rağmen Türkiye’deki aktörlerin ekonomik gidişat hakkındaki beklentileri ise her geçen gün daha kötüye gidiyor.

 

ABD’nin faiz artışlarına başlaması ile birlikte gelişmekte olan ülkelerden beklenen para kaçışı başlamışken, Çin’deki düşük büyüme, Avrupa’nın bir türlü iyileşememesi nedeniyle Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışlarını öteleyeceği beklentisi oluştu. Bu gelişmeler üzerine yılbaşından bu yana gelişmekte olan ülkelere yeniden para akışı yaşanmaya başladı. Bunun istisnası Rusya ve Brezilya başta olmak üzere, enerji ve emtia ihracatçısı ülkeler idi.

 

Haberin Devamı

Çünkü küresel büyümenin başlamaması ve İran gibi yeni arz kaynağının devreye girmesiyle, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş devam ediyor. O nedenle Rusya, Brezilya gibi ülke ekonomileri düşüşe geçti, Türkiye gibi ithalatçı gelişmekte olan ülkeler yeniden cazip hale geldi.

 

Üstüne üstlük kasımdaki seçimlerden tek başına güçlü bir iktidar çıkmış ve o iktidar ekonomi başta olmak üzere reform hükümeti olacağını duyurmuştu.Türkiye küresel iklim ve içerideki bu siyasi fırsatlardan bir türlü yararlanamadı. Aksine kendi kategorisindeki ülkelere kıyasla ciddi bir ekonomik gerilime girdi.

 

Şubat ayında ekonomiye olan güven, bugüne kadarki en düşük düzeyine indi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı Ekonomik Güven Endeksi şubatta bir önceki aya göre, yüzde 14.8 gibi büyük oranda azalışla, 71.46 seviyesine düştü. Bu verinin açıklanmaya başladığı 2012 Ocak ayından bu yana en düşük rakama böylece inilmiş oldu. Yani ekonomiye güven dip yaptı.

 

Haberin Devamı

Endeksin 100’den küçük olması ekonomiye güvendeki olumsuz durumu, büyük olması ise güvendeki olumlu durumu gösteriyor. 

 

SİYASİ ETKİ BÜYÜYEBİLİR

 

Bunun yanında dün açıklanan resmi dış ticaret rakamlarına göre dış ticaret açığı Ocak ayında daraldı, enerji fiyatlarındaki düşüş ciddi olumlu etki yaptı.

 

Ancak altın ihracatının durması ve Rusya krizi ve terör nedeniyle turizm gelirlerinde yaşanan düşüş nedeniyle, Ocak ayı cari açık rakamı geçen yılın üstüne çıkabilir. Piyasalar son dönemde tek olumlu gelişme olan cari açıktaki daralmanın durup, milli gelire oran olarak, planların aksine bu yıl artabileceğini belirtiyorlar.

 

Ekonomik güven endeksi ekonomik büyümeye ilişkin olarak, diğer verilere göre, daha erken bilgi sağladığı için öncü bir gösterge olarak kabul ediliyor.Peki, hem küresel iklim uygun, hem güçlü siyasi irade varsa, neden ekonomiye olan güven sürekli geriye gidiyor?

 

Haberin Devamı

Kısa yanıt tabi ki kötü yönetim olmalı.Bence ülke ve ekonominin gerçekten kötü yönetilmesi gerçeğine, yanlış dış politikanın olumsuz sonuçlarının şimdi görülmeye başladığını da eklemek gerek.

 

Evet, tek başına siyasi iktidar var ama uygulamada durum öyle değil. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki çekişme, özel sektörün çok yakından tanık olduğu gibi, had safhaya ulaştı. Herkes bir tarafından çekiyor, iş çıkmıyor.

 

Bunun ta ötesinde bu çatışmanın yakında kopma noktasına kadar gideceği, son dönemde çok konuşulur oldu. Buna Başkanlık tartışmalarını eklemek gerekir, ki bu tartışmanın içerideki tansiyonu bundan sonra daha da artıracağı kesin.

 

Küresel iklimdeki Türkiye lehine esen havanın ise böyle devam etmesi mümkün değil. Zamanlaması tartışılıyor; bu hafta sonu istihdam verileriyle mart ayı faiz artışı beklentisi yine büyürse, olumlu gidişat erken kesilebilir. Yoksa olumsuz trende ikinci yarıda girilir yani eninde sonunda bununla karşı karşıya kalacağız.

 

Haberin Devamı

Piyasa oyuncuları, birbirlerine “hiç olumlu haber yok mu” diye soruyorlar. Şimdiye kadar idare ettiler ama bundan sonrası için pek de iyimser değiller.

Yazarın Tüm Yazıları