Paylaş
FARKINDA mısınız; politikacılar terör azdığında da, kurlar patladığında da hep aynı keskin açıklamaları yapıyorlar. Bu açıklamaların faydası olmadığı defalarca görüldü ama aynı cümleler kurulmaya devam ediliyor. Büyük bölümü kendi hataları sonucu ortaya çıkan bu felaketleri üstlerinden atmak için, sanki soyut bir düşman varmış gibi, suçu ona yüklemeye çalışıyorlar.
Türkiye son günlerde tekrar, ekonomik ve siyasi açıdan felaket dönemini yaşamaya başladı. Bu felaketler göz göre göre geldi. Tüm iş dünyası, tüm sosyal kesimler 7 Haziran seçimleri sonrası, “koalisyon kurulması lazım aksi takdirde kötü olur” dediler, dinletemediler. Peki, şunun farkında mısınız; bu talebi dile getirenler, özellikle 5’li toplumsal mutabakat platformu, belli bir süre sonra sustular. Koalisyon görüşmeleri sürerken bile bu taleplerini dile getirmez oldular. Sizin de aklınıza, “Acaba birileri bunların kulaklarını çekip koalisyon istemeyin çünkü olmayacak mı dedi” sorusu gelmiyor mu?
Başbakan koalisyon derken, başka birileri “Koalisyon olmayacak” demeye başlamışlardı. Sanki 7 Haziran akşamı birileri zaten “koalisyon değil yeniden seçim” kararını vermiş, senaryoyu uygulamaya koymuştu.
Peki, sonuçta ne oldu, uyarıların haklı olduğu görülmedi mi?
Sonuçta ülke siyasi ve ekonomik felakete itilmedi mi?
Gece yarısı bazı partililerin, bir milletvekili liderliğinde, gazete bürosunu basıp, taş ve sopalarla saldırı düzenlediğini, 6-7 Eylül olaylarının yıldönümünde başka bir facianın eşiğine daha geldiğimizi görmek de mi yetmiyor...
Bu saldırıya neden olanlar kimler bunu herkes gördü. Saldırıya karşı kınama nereden geldi, nereden gelmedi, saldırıya aracılık yapanlara karşı ne yapıldı biliyor musunuz? Önüne gelen istediğini terör odağı ilan ediyor, taş-sopa bir özel sektör işletmesine, hele ki işi halkı bilgilendirmek olan bir işletmeye, bir basın kuruluşuna bu saldırı yapılıyor. Üstelik Dağlıca’da onlarca asker şehit olurken.
Siyasette, günlük hayatta gerilim had safhada. Ekonomide ise işler giderek kötüye gidiyor.
Döviz kuru 3 TL’yi geçti hala yukarı gidiyor, tutamıyorsunuz. Peki politikacılar buna ne diyor? Efendim küresel şartlardan böyle oluyormuş, bunlar geçiciymiş, kurlarda dalgalanma doğalmış, müdahale etmemek lazımmış... Bu ülke, kur patlayıp krize gidilirken “dolar alanın eli yanar” diye açıklamalar yapıldığını, bu açıklamalarla krizlere gidildiğini daha önce çok gördü.
Kurlardaki patlamanın nedeni de çok açık; kötü yönetimdir. Buraya gelineceğini görüp önlem alınmasını isteyen, Başbakan Yardımcısı dahil, herkes kötü adam oldu. Hala “kur artarsa ihracat artar” diyen bakan ve işadamları da cabası...
Türkiye felaketi yaşamaya başladı. Bunun sebebi, özellikle 2007’den bu yana, taş üstüne taş koymayan, uyarılara kulak asmayan zihniyettir. Buraya gelinmesinde koalisyon değil yeniden seçim ve ısrarla tek başına iktidar denmesinin etkisi çok büyüktür. Umarım artık aklıselim galip gelir, bu yanlıştan dönülür.
Paylaş