Paylaş
Bununla birlikte vaatlerin hangisinin seçim yatırımı ya da popülizm, hangisinin normal olduğu da doğal olarak tartışılıyor. Popülizmin bizde kelime anlamıyla yani normal halkın çıkarı olarak değil de, ucuz ve altı boş vaat olarak algılandığını da söylememiz lazım.
Özellikle de hükümet sözcüleri tarafından, CHP’nin emekliye iki maaş ikramiye, asgari ücret ve çiftçiye mazotun 1.5 TL’den satılması vaatlerinin sorgulanıp, bunların popülizm olarak lanse edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Görüşüm şu ki; kaynağı bulunup, makro dengeleri bozmadıktan sonra hangi kesimden ne kadar gelir toplanıp, hangi kesime ne kadar gelir transferi yapılacağı zaten siyasetin temel konusudur. CHP’nin ekonomi kadrolarının bu konudaki sicilinin çok iyi olması, belli ki AKP’yi aslında çok korkutuyor.
CHP teknisyenleri bu kaynağın miktarı için hesap açıklıyor, bütün olarak ele alınacak, güven verilecek bir ekonomide rahatlıkla sağlanacağını söylüyor. Buna karşılık AKP kurmayları özellikle de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu vaatler için abartılı rakamlar veriyor. Birinci soru; bu vaatleri vermek popülizmdir de, rakamları abartılı lanse etmek popülizm değil midir?
Üstüne üstlük ortaya çıktı ki; kendi Kabine arkadaşı bile verdiği rakamların doğru olmadığını söylüyor. Bakan Şimşek mazotun rafineri çıkış maliyetinin 1.7 TL olduğunu belirtirken, Enerji Bakanı Taner Yıldız, aynı rakamı 1.2 TL olarak veriyor. Zaten CHP de 1.2 TL olan rafineri çıkış fiyatına karşılık çiftçiye mazotun 1.5 TL’den satılacağını söylüyor.
Bakan Şimşek, inatla mücevherden yüksek vergi alındığını, CHP’nin kamuoyunu yanılttığını söylüyor. Bakan Şimşek de bilir ki; çoğu AKP’ye yakın sektör büyükleri istedi diye, içeride işlenecek mücevherin ithal vergisi sıfırlandı ve uygulamada bu mücevherlerin çoğu yurt içinde satılıyor.
Bakan Şimşek son dönem, Babacan’ın yerini almak istediği için olsa gerek, başka partilere yüklenen isimlerin başında geliyor ve işi iyice abartmış durumda. Piyasada teknisyen yönüyle ve Babacan’ın yanında olduğu için itibar kazandığını, herhalde biliyordur. Yani eski teknisyen tavrı devam eder, örneğin Burhan Kuzu ile tavır farkını koruyabilirse, itibarını sürdürebilir.
AKP YENİ SEÇİM KARARLARI AÇIKLAYABİLİR
Popülizmi tartışırken, vaatlerin yanında belki sessiz kalınan ama aynı kaygıyla yapılmayanları da aynı kaba koymak gerekiyor. Örneğin Merkez Bankası’nın zor durumda olduğunu, kur ve faizdeki tırmanmaya rağmen sessiz, politikacının baskısı nedeniyle hareketsiz kaldığını herkes biliyor. Bu nedenle piyasada “Başçı Cumhurbaşkanı’nın korkusu nedeniyle seçimlere kadar faiz artırmaz” kanısı hakim . Bunun devamı olarak, artık bağımsızlığı kalmayan Merkez’in seçim sonrası yüklü faiz artırımına gidebileceği konuşuluyor.
Sorum şu; seçim kaygısıyla gerektiği halde faiz artırmamak popülizm değil mi?
Bakan Şimşek de bilir ki; faiz artışında geç kalınınca hem kur ve faizde maliyet katlanır, hem de makro denge ve istikrar tehlikeye girer...
Bir süredir, seçim yaklaştıkça AKP’nin de çarpıcı seçim vaatlerine gireceğini düşünüyorum. İlk sinyal geldi; Şimşek yakında 100 yeni proje açıklanacağını söylemiş. Tabi ki “bunlar bütçeye yük getirmez, özel sektör kanalıyla yapılacak” diyecektir. Geçenlerde aksini söylemiş ama bilir ki; ülkenin dış borcunun bu kadar artması, kamu borcu azalsa da, kredibiliteyi olumsuz etkiler, yabancı sermaye girişinin azalmasına, dolayısıyla büyümenin düşmesine neden olur...
Paylaş