Paylaş
Söylenenler hep aynı; Başbakan ve bazı bakanları tribünlere oynamak için “yüklü faiz indirin” demeye, Merkez Bankası’nın itibarını yemeye devam ediyorlar.
Başbakan önceki gün, evvelden beri milli görüşe sahip işadamlarının kuruluşu olarak bilinen, MÜSİAD toplantısında konuşurken yine Merkez Bankası’na yüklenmiş, ABD’deki, Japonya’daki faiz oranlarını örnek gösterip yüklü faiz indirimleri istemiş. “Merkez Bankası bağımsız o nedenle karışamayız” diyerek, vermiş veriştirmiş. Artık herkesin sıkıldığı tartışmaya ancak “Merkez Bankası bağımsız ama isterseniz karışırsınız, istifa isterseniz olur biter” denilebilir.
Özetle; Başbakan ve yakınları Merkez’i politik olarak kullanıyor, yazık ediyor.
Başbakanın sözlerinin ardından bazı bakanlar ve yakınları köşe yazanların söylediklerine bakıyorsunuz, teknik bir gerekçe yok. Sadece AKP iktidarının sürmesi, büyüme gibi hamasi savlarla daha fazla faiz indirimi istiyorlar.
Bunlara teknik yanıt vermenin de artık anlamı yok, çünkü tartışmanın bazı çok farklı. Bir başka deyişle “bizden misin, değil misin” tartışması…
Bizde faiz konusu politik bir malzeme haline gelirken, küresel piyasalardaki gelişmelere göre, dışarıda çok ciddi, teknik faiz tartışmaları yapılıyor.
Son olarak geçen hafta sonunda dünyanın en büyük merkez bankalarının üye olduğu BIS’in yıllık raporu yayımlandı. “Hareketli finansal piyasaların aslında kırılgan küresel ekonomik ve jeopolitik görünümü yansıtmadığı” uyarısında bulunulan Raporda, piyasalarda süren genel iyimserlik havası ile temel küresel ekonomik gelişmelerin farklı olduğu, bu durumun kafa karıştırdığı belirtiliyor. Piyasalardaki iyimserliğin en önemli nedeni için FED ve ECB’nin genişlemeci politikaları sürdürme beklentisi gösteriliyor. BIS Genel Müdürü Jaime Caruana, yükselen borç oranlarının zaten borçlanmış kişilerin geri ödeme yapma konusunda faiz artışı ve gelirlerde düşüşe daha hassas yaptığı uyarısında bulunarak “O yüzden yüksek borç daha büyük mali kırılganlık ve daha yok edici mali döngülere yol açabilir” diyor.
YATIRIMCILAR NORMALLEŞMEYE HAZIR DEĞİL
BIS, düşük faiz oranlarının hizmet maliyetlerini bir süreliğine düşük tutabileceğini, fakat faizlerin normalleşmesini geciktireceği için bu normalleşme gerçekleştiğinde etkisinin olumsuz yönde daha büyük olacağı uyarısını yaptı.
Wsj.com.tr’de çıkan haberde BIS, merkez bankalarının para politikasını normalleştirmeye başlayacağı sinyalleri verdiği fakat yatırımcıların hala buna hazır olmayabileceğine dair endişeleri dile getiriyor. Bu arada merkez bankalarının çok yavaş ve çok geç normalleşmeye gitmesinin yaratacağı risklerin de küçümsenmemesi gerektiği, çünkü genişlemeci para politikasının zamanla verimliliği azaltabileceği belirtiliyor. Bunun nedeni ise nominal faiz oranlarının sıfıra yakın olması yani merkez bankalarının ekonomiyi büyütebilmek için daha fazla faiz indirimine gidemeyecek olmaları…
Raporda, “Faiz oranlarını normal olmayan süre normal olmayan seviyelerde tutmak hükümetleri konsolidasyona ihtiyaç olan sürelerde yanlış bir güven duygusuna itebilir” uyarısı da yapılyor.
İşte tüm bu teknik gerekçelerle merkez bankalarının ihtiyatlı olması, kaçınılmaz değişime şimdiden hazırlanmaları gerekiyor. Bizde ise Merkez Bankası’nın iktidarın oyunu artırmak için yüklü faiz indirimleri yapması istenmeye devam ediyor. Bence merkez bankası istediklerini yaparsa felaket olacağın biliyorlar. Keşke biri bu samimiyetsiz oyunu kıracak bir şey yapsa da ne olacağını görsek.
Paylaş