Paylaş
BUGÜN tekrar bir araya gelecek AKP ve CHP liderlerinin yapacağı toplantı siyasetin olduğu gibi, ekonominin de kaderini belirleyecek. Aslında iki partinin lideri bir araya geliyor demek çok doğru olmayabilir, çünkü AKP’nin liderliği konusunda yani AKP’nin vereceği karar için bilindik daha üst mercilere bakılıyor. AKP’nin asıl liderliğine bakıldığında ise koalisyon kararı verilmesinin hala çok zor olduğu ve bir erken seçimin daha yakın ihtimal olduğu da ortada.
Piyasalar daha önceki toplantılarda olduğu gibi, yine iki partinin koalisyon kurup kuramayacağına ilişkin haberleri yakından izleyecek. Bugünkü toplantıdan “koalisyon kuruluyor” sonucu çıkarsa piyasaların bunu olumlu satın alacağı kesin. Yok, yine biraraya gelmeye devam ediyoruz türü açıklamalar çıkarsa, piyasalardaki koalisyon spekülasyonları bir süre daha devam edecek demektir.
Ancak iş sürüncemede bırakılsa bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 45 günlük koalisyon süresinin uzatılmayacağını söylemesi, nihai karara giderek yaklaştığımızı gösteriyor. Yani bugün olmasa da çok yakında iş netleşecek.
Sonuçta koalisyon kurulamazsa, bunun tek sorumlusu olarak AKP’nin ortaya çıkması bence kaçınılmaz. Daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyoun kurulamamasında birinci etken olduğu, başından beri istediğinin bu olduğu ve bu sonuç aldığı kesinleşecek. Tabi ki sorumlu cumhurbaşkanı gözükse bile, bunun siyasi faturasını başbakan üstlenmek zorunda kalacak.
MHP başından beri AKP’nin daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fikri doğrultusunda tavır alarak, erken seçimi zorlayan parti oldu.
Buna karşılık CHP ise AKP ile koalisyon kurmanın zorluklarını bile bile, 4 yıllık reform hükümeti kurulması yönünde ısrarlı oldu, masayı terketmedi, cumhurbaşkanının tüm zorlamalarına rağmen masadan kaçan taraf olmadı.
Bu tablonun önemi büyük. Herşeyden önce, eğer, “Halk anlaşamayan tarafı cezalandırır” sözü gerçekse, taraflar buna göre erken seçimde oy alacaklar.
Siyasi partilerin bu süreçte takındıkları tavrın bir önemi de, erken seçim kararı alınması halinde seçime kadar geçecek sürede yaşanacak siyasi ve ekonomik gelişmelerin kime fatura edileceğinin de ortaya çıkması olacak.
3 AY ZATEN ZOR
Siyasi faturaya, halkın oy için genel tavrının yanında, bu süreçte yaşanacak terör olaylarını, uluslararası gelişmeleri de eklemek gerekiyor.
Ekonomik faturaya gelince; bence özellikle AKP kanadı, erken seçim halinde ekonomide yaşanacak faturayı küçümsüyor Eğer kasım sonunda erken seçim kararı alınırsa, seçimden çıkacak sonucun belirsizliği de ortada iken, ekonominin önümüzdeki 3 ay içinde daha da bozulması kaçınılmaz.
Her şeyden önce Kasım’ın sonuna kadar geçecek süre küresel gelişmeler açısından kötü bir dönem. Hem FED’n faiz artırımı başlayacağı için gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı bekleniyor, hem de siyasi belirsizlik ve terör nedeniyle Türkiye kaçınılmaz olarak olumsuz ayrışacak yani daha fazla sermaye kaybedecek. Buna Çin’in yuanı devalüe etmesi de eklendi, artık tüm ülkeler kendi paralını devalüe etmek zorunda kalabilir. Yani zaten erimeye devam eden TL için ek bir devalüasyon baskısı söz konusu olabilir. Merkez Bankası ne kadar durumu hafifletmeye çalışsa da, özel sektör dış borcu hala yüksek ve özel sektörün, zaten düşük büyümeyle varolan sıkıntıları iyice büyüyebilir. Bir başka deyişle erken seçim kararı alınması halinde Kasım sonuna kadar ekonomide ciddi kırılmalar yaşanabilir. Seçime gidildiğinde, anketlerinde 2 puan civarında artış gören AKP’nin oyu, kesilecek ekonomik faturayla birlikte acaba ne olur?
Paylaş