Paylaş
Merkez Bankası’nın daha çok Şubat’tan sonraki aylarda ciddi düşüş beklediğini biliyoruz. Ancak yine de bugün açıklanacak rakamlar ileriye dönük ipuçları verecektir.
Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ocak ayı dış ticaret verileri ile İhracatçı Meclisi TİM’in Şubat ayına ilişkin öncü ihracat kayıtları da yakından izlemeye alındı. Çünkü açıklanan rakamlar yeni yılla birlikte ithalatın hız kazanmaya başladığını, ihracatta daha düşük oranlı artışlar kaydedildiğini gösteriyor. Bu eğilim, Şubat’tan sonra ithalatın artmasını bekleyen Merkez Bankası tarafından, cari açık nedeniyle ciddi takipte olacak.
Öyle anlaşılıyor ki; iç talepteki kıpırdanmayla birlikte geçen yıl makul seviyelere inen cari açık ve enflasyonun yeniden yönünü yukarı çevirme ihtimali yüksek. Belki de bu nedenle yabancı ekonomi basınında ilk aylara ilişkin veriler takip edilip, yorumlar yapılmaya başladı.
Geçen hafta sonu İngiltere’de bankacılarla konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın ise, bu iki konu hakkında da iyimser olduğunu gördük. Özet olarak söylenecek olursa Başkan Başçı, cari açığın milli gelire oranı ve enflasyon konusunda 2013’de yatay bir seyir bekliyor. Bunu söylerken artmaya başlayan iç talebin kontrol altına alınacağını, likidite politikasının aşırılıkları önlemek için, Türkiye’ye özgü olarak, iyi çalıştığını da söylüyor. Kredi büyümesini önleyici olarak son dönemde atılan adımların önümüzdeki aylarda etkisini göstereceğini tahmin ediyor. Bu arada yüklü bir yabancı sermaye çıkışı halinde likiditeyi kısarak bunu dengeleyebileceklerinin de altını çiziyor.
Özetle; iç talebin kontrol altında tutulabileceğini, yüzde 4 büyüme ile birlikte dengenin bozulmayacağını, duruma hakim olduklarını söylemeye çalışıyor.
Piyasaların merak ettiği husus da zaten, gerçekten duruma hakim olunup olunamayacağı. Son dönemde biraz da Avrupa ekonomisinde ciddi sıkıntı beklentilerinin artması ve ABD ekonomisindeki bütçe kesintilerinin devreye girmesi, küresel ekonomi için endişeleri artırmış bulunuyor. Buradan yola çıkılarak, giderek daha fazla biçimde Türkiye’deki ekonomik dengelerin sorgulandığını, en çok da kısa vadeli sermaye çıkışı halinde nelerin yaşanabileceği sorularının sıkça gündeme geldiğine şahit olmaya başladık.
2013 TAHMİNLERİNİ YAPARKEN…
İstanbul Ticaret Odası(İTO) Şubat ayı enflasyon verileri, gıda kaynaklı olarak Şubat’ta tüketici fiyat artışının beklenenden yüksek çıkabileceği, yıllık enflasyonda Ocak’a kıyasla fazla bir değişiklik olmayacağının habercisi gibiydi.
Dış ticarette Avrupa’nın olumsuz etkisinin artması halinde sıkıntı büyüyebilir. Belki de bu nedenle ihracatçılar “Kur savaşı” deyip, TL’nin değerinin Merkez Bankası tarafından yakından izlenmeye alınmasını şimdiden istemeye başladılar. Buna karşılık Merkez Bankası Başçı, “Kur savaşı” olduğunu kabul etmiyor.
TÜİK’in değiştirdiği yeni turizm geliri nedeniyle cari açıkta meydana gelecek bozulma bir miktar törpülenecek ama buna rağmen büyüme kaçınılmaz gözüküyor. Yani cari açıkta en iyi geride kalmış olabilir, enflasyonda da Merkez’in beklentisinden daha kötü bir tablo çıkabilir.
Piyasalar Merkez Bankası’nın karşılık artırımlarına devam edip, cephane biriktirmeye ve içtalebi krediler kanalıyla kontrol etmeye çalışmaya devam edeceğini tahmin ediyorlar. Bunun yanında Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın son konuşmasında sistemdeki fazla likideyi çekeceklerini söylemesi, özellikle piyasa faizleri açısından yeni hesapların yapılmasını gündeme getirebilir.
Ekonominin 2013 yılındaki dengelerine, bence bu gelişmelerin yanı sıra Hükümetin soyunduğu ciddi İmralı sürecini ve bölgedeki diplomasi gelişmelerini de ekleyerek bakmak, buna göre tahminlerde bulunmak gerekecek.
Paylaş