Paylaş
Aslında bu uzun süredir bekleniyordu. Ancak bu hükümet, eskilerin de yaptığı gibi, kötü verilerin üzerinde durmazken, iyi verileri abartarak sunmayı tercih ediyor. O nedenle de önümüzdeki hafta enflasyondan fazla söz edilmezse şaşırmayın.
Merkez Bankası bir süredir, yıl sonuna kadar enflasyonun dalgalı bir seyir izleyeceğini ama yıl sonu itibariyle yeniden tek haneye ineceğini söylüyor.
Dalgalı seyir izleyecek çünkü geçen yılın baz etkisi inişli çıkışlı. Beklenti anketlerine göre ağustosta tüketici fiyatlarında yüzde 0.2 civarında artış bekleniyor. Bu takdirde yıllık fiyat artışları yüzde 10.3’a çıkacak.
Aslında neredeyse yılbaşından beri enflasyon zaten çift hanede, yani yüzde 10’un üzerinde seyrediyor. Bu yıl temmuz sonunda yıllık artış yüzde 9.79’a inmişti. Ancak geçen yıl ağustosta yüzde 0.29 oranında azalan fiyatların bu yıl aynı ayda artıda olması bekleniyor. O nedenle yıllık enflasyonun yeniden çift haneye çıkacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl eylülde yüzde 0.18, ekimde yüzde 1.44 oranında fiyat artışı olmuştu, bu yıl adı geçen aylarda görülecek rakamlar yıllık oranın dalgalanmasını beraberinde getirecek.
Enflasyon oranları makro ekonomik göstergelerin en kırılganlarından biri ve tüm ekonomik dengeyi değiştirebiliyor. Örneğin, bayramdan sonra yoğunlaşacak 2018 yılı bütçe çalışmalarında, yenilenen orta vadeli program dengeleri oluştururken bu rakam yine kilit rol oynayacak. O nedenle de hükümet ve Merkez Bankası yılsonunda yeniden tek haneye ineceğini söyleyerek biraz da moralleri iyi tutmak, yani beklentileri yönetmek istiyorlar.
CİDDİ BİR MÜCADELE DE YOK
Peki, enflasyon oranları dalgalanacak da, nerede oturacak, yönü nereye doğru?
Enflasyonun yeniden çift haneye çıkmasında döviz kurlarındaki artışın, bu arada körüklenen iç talebin önemli paylarının olduğu kesin. Bir süredir kurlarda bir istikrar sağlanmış gözüküyor ve o nedenle enflasyon artışı durdu denilebilir. Yani enflasyonun yönünde kurların etkisi büyük olacak. Kurlarda ne olur derseniz; orası belli de zamanlaması biraz meçhul. Trump’ın yarattığı istikrarsızlık nedeniyle ABD’de faiz artırımı geciktiği için bu bizim işimize yaradı. Sıcak para girişi devam ettiği için kurlarda nispeten bir istikrar sağlandı. Yani Fed’in faiz artışı başlayınca kurların yeniden artışa geçeceği kesin. Faiz artırmasa bile likiditeyi azaltmaya başladığında da etki yapacak. Zamanlaması değişse de kurlarda yukarı hareket kaçınılmaz gözüküyor.
Bunun yanında iç talepteki eğilimin enflasyona katkısı büyük. İhracatta kıpırdanma olsa da, hükümetin borçlanma programından da görüldüğü gibi, kamu harcamaları kanalıyla belli ki iç talep canlı tutulmaya devam edecek.
Dolayısıyla bu açıdan da enflasyonun yönünün yukarı doğru olduğu söylenebilir.
Gıda enflasyonunu frenlemek için yapılacakların makyaj seviyesinde kalacağı, kısa dönemde enflasyonla mücadeleye önemli katkı yapmayacağı da ortada. Yani ciddi yapısal çözüm bulunmadan, bugünkü koşullarda zaten inmesi sürpriz olur.
Nereye kadar gider derseniz tabi ki göremiyoruz ama yönün yukarı olduğu kesin. Fed faiz artışı gecikse de kaçınılmaz, en geç 2019’de seçimler olduğu için iç talebin canlı tutulacağı da açıkça gözükürken, enflasyondaki yönün yukarı olması da doğal sayılmalı.
Bence hükümetin hatta Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele konusunda, zaten ciddi bir niyeti de gözükmüyor.
Paylaş