Paylaş
Bu krizin ne kadar süreceğini, nasıl evrileceğini, yeni krizler eklenip eklenmeyeceğini yakında görmeye başlarız. Şu kadarını söyleyebiliriz ki; bu kriz Batı’nın eline Türkiye’ye istediklerini yaptırmak için kullanabileceği yeni kozlar verdi. Yanı sıra uzun zamandır ekonomik ve siyasi yakınlık içindeki Rusya ile Türkiye’nin yol ayrımına gelmesine neden oldu. Ticari ilişkiler iki ülkenin de feda edebileceği seviyeyi aştı ama sıkıntı yaşanacağı da kesin. Özetle; Rusya ile krizin Türkiye’ye hem siyasi hem ekonomik olarak ciddi faturalar ödetmesi riski doğdu.
Tüm bunları zaten küresel ekonomik ortamın bizim gibi ülkelerin aleyhine geliştiği bir dönemde yaşayacağız. Aslında küresel iklime ek olarak bence doğru ekonomik politikaların yürütülmesi konusunda, açıklanan ekonomi kadrosu nedeniyle, ek risklerin ortaya çıktığını da risklere eklemek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damgasını taşıyan, dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın şimdiye kadar açıkladığı ekonomik politikalara uygun faaliyet yapması beklenen bir ekonomi kadrosuyla karşı karşıyayız. Şahsen Ali Babacan’ın yerine gelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in dengeleri korumak için yeterince dirençli olmasının zor olduğunu düşünüyorum.
Şimşek, “Babacan’ın liderliğinde ekonomide reform programını hazırladık” diyerek aynı yoldan gidileceği ve “Babacan’ın devamı olacağı” mesajını, piyasalara ve kamuoyuna vererek, uygulama öncesi kredibilite amaçlıyor. Ancak bürokrasideki atamalardan, Merkez Bankası kadro ve kararlarına kadar, kendisini bekleyen bir dizi zor karar var. Birkaç ay içinde verilecek bu kararlarda ne kadar etkili olacağı, kredibilite için asıl test noktaları olacak.
Kaynakların kısıtlı olduğu, bu kaynakların eskisi gibi altyapı yatırımları ve inşaata harcanması konusunda Cumhurbaşkanının ısrarlı olacağı, bu baskının reform konusunda ekonomi yönetimini sınırlayacağı açık. Yani çok daha hassas bir ekonomi yönetimi gerekirken bu kadro ile ne kadar başarılacak bilemiyoruz.
RUSYA’NIN HER KARŞILIĞI EKONOMİYİ VURACAK
Zaten zor bir süreçte bence Rusya krizi ekonomi yönetimini daha da zorlaştıracak. Rusya’ya enerji ve turizm konusundaki bağımlılığımız bile, tek başına ekonomik dengeleri ne kadar tehdit edebileceğinin göstergesi. Gaz ve elektrikteki çıkacak sıkıntıların büyüme telaşındaki Türkiye ekonomisini ne kadar zorlayacağında, krizin ne kadar süreceği ve hangi aşamalara kadar gideceği belirleyici olacak. Rusya’nın askeri karşılık yerine ekonomik karşılık verebileceğinin sinyallerini alıyoruz ki, bu bence kötüye işaret. Umarız bu aşamalara kadar gitmeden, biran önce kriz önlenebilir. Soli Özel dün Habertürk’teki yazısında kriz nedeniyle Türkmenlerin artık daha ciddi bir varoluş tehdidi altına girdiğini belirterek, Türkiye’nin NATO ve Batı güvenlik ittifakına artık daha sıkı sarılması gerekeceğini de söylemiş. Özel, yazısını “Bilinmeyen ise Rusya’nın Türkiye’den bu olayın acısını nasıl, hangi coğrafya ve ne tür araçlarla çıkarmak isteyeceğidir” diye bitirmiş. Hangi araçla, hangi coğrafyada olursa olsun Rusya’nın Türkiye’ye çıkaracağı faturanın ilk başta ekonomiyi vuracağı kesin.
Umarız siyasi hataların neden olduğu bu gelişmelerin ekonomiye, dolayısıyla halka faturasını daha da büyütecek hatalardan kaçınılır..
Paylaş