Ekonomide iyimserlik havası iyi kullanılmalı

1 Kasım seçimlerinden yeniden tek başına iktidar çıkması, beklendiği gibi, piyasalarda sevinçle karşılandı.

Haberin Devamı

Dün kurlar ciddi biçimde aşağı geldi, faiz oranları uzun aradan sonra yüzde 10’n altına indi, hisse senedi piyasaları arttı.

Piyasalardaki iyimser havanın bir süre devam edeceği açık. Ancak yurt içi ve dışından gelen uyarıların da gösterdiği gibi; bu iyimserlik havasının uzun süre devam etmesi beklenmiyor. FED’in faiz artırımı ile bu sürenin kısalabileceği, Aralık’ta piyasaların gerçeklere dönme ihtimalinin yüksek olduğu açık.
Bu nedenle kısa süre içinde, henüz iyimserlik havası devam ederken, gerekli adımların atılmaya başlanması önemli. Bir başka deyişle bu iyimserlik havasının iyi kullanılması gerekiyor ki, daha sonra çıkacak fatura azaltılabilsin.


Türkiye ekonomisinin küresel koşullara bağlı bir fatura ödeyeceği kesin. Dün uluslararası rating kuruluşlarının seçimlere ilişkin yorumları da bunu açıkça gösterdi. TÜSİAD ve TOBB gibi en büyük iş kuruluşları da, AKP’yi seçimlerde aldığı sonuçlar nedeniyle kutlarken, “artık reform zamanı” çağrısı yaptılar. Ekonomik reformların uzlaşma içinde hazırlanması gerektiğine vurgu yaptılar.

Haberin Devamı


Özet olarak tüm kesimler; seçim sonuçlarından tek parti iktidarı çıkmasının ekonomide gerekli reformlar için avantaj sağladığı görüşünde. Yanısıra geniş kesimlerin katılmasıyla program yapılması gerektiği üzerinde mutabıklar. İşte yeni kurulacak Hükümetin bu talepleri ciddiye alıphemen reform hazırlıklarına başlaması, radikal adımlar için mümkün olduğunca mutabakat sağlaması gerekiyor ki, ekonomide önümüzdeki günlere ilişkin yeniden umut verilebilsin.


Tabi ki ilk yapılacakların başında ekonomi yönetiminin belirlenmesi geliyor. Özellikle yabancıların Ali Babacan, Mehmet Şimşek gibi tanıdıkları isimlerin ekonomi yönetiminde yer almasının güven açısından önemli olduğunu, açıkça söylediklerine şahit oluyoruz. İç piyasalar ve işadamları ise bunu çok açıkça dile getirmeseler de, gönüllerinden eski kadronun geçtiğini biliyoruz.


AB ÇIPASI VE REFORMLAR


Kadronun oluşmasıyla birlikte, yaklaşan küresel fırtına, para politikasında bağımsızlığı yeniden gündemin ilk sırasına çıkarıyor. Merkez Bankası’nın bağımsız olarak gerekeni yapacağı konusunda piyasalara güven vermesi, bunun için belki FED faiz artışını bile beklemeden harekete geçmesi gerektiği
ortada.
Bu takdirde yeniden güven kazanılmasında önemli bir adım atılmış olabilir. Ancak yetmez; Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı öncelikli projelerin yeniden gözden geçirilmesi, yeni bir ekonomik vizyon içinde ele alınması gerekecek. Bununla birlikte seçim öncesi vaatlerin yeni hazırlanacak bütçede nasıl yer alacağı, düşük büyümeye bağlı azalması kaçınılmaz vergi gelirlerine rağmen bütçe disiplininin nasıl devam ettirileceği, 2016 bütçesinde bunların nasıl rakamlandırılacağı da büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı


Ekonomik tedbirlerin yanısıra, bence güven verebilmek için yapılacakların başında “AB çıpasının yeniden oluşturulması” da geliyor. Kıbrıs sorununda alınan yol, bu konuda büyük bir avantaj sağlayabilir. AB çıpasının oluşması ise hukuk devletinin, demokrasinin ve özgürlüklerin kurumsallaşması açısından gerilimi de azaltan önemli bir unsur olacaktır. Kürt sorununda atılacak adımlar, terörün durdurulması, bölgedeki gerilimden etkilenmemizi azaltacak dış politika değişikleri de, hem siyasi hem ekonomik gelecek açısından kritik öneme sahip.
Umarım AKP, tek başına iktidar imkanını iyi kullanır da ülkenin önünü açabilir.

Yazarın Tüm Yazıları