Paylaş
7 Haziran’da ekonomik vaatler öne çıkarken, bu seçimde siyasi atmosfer bu vaatlerin yeterince tartışılmasını engelledi.
Aslında bu durum bile gösteriyor ki; önümüzdeki dönem ekonomideki vaatlerin yerine getirilebilmesi için, önce siyasi koşulların uygun olması gerekecek. Şu an eksikliği hissedilen demokratik ortam, hukuk devleti ve uzlaşma kültürü oluşturulmadan, ekonomiye sıra gelemeyecek. Bu seçimden koalisyon ya da tek parti iktidarına izin veren bir tablo çıkacak olması da bu ihtiyacı değiştirmiyor. Her koşulda ekonomide başarı için bu ön koşulların yerine getirilmesi gerekecek. Aksi takdirde bırakın seçim öncesi verilen ekonomik vaatlerin yerine getirilmesini, istikrarın bozulma tehlikesi bulunduğu açık. Küresel koşulların önümüzdeki dönem çok ağırlaşacağı belliyken, geniş toplumsal kesimler arasında uzlaşma olmadığı takdirde, ekonomide başarılı olmak kolay olmayacak.
Bunun da ötesinde ekonomide radikal reformların biran önce uygulamaya sokulması ihtiyacı bulunuyor. 2000 yılında başlayıp, 2001’de revize edilen radikal ekonomik reformlar gibi, yine bir reform havasının esmesi, ileriye dönük olarak ekonomik yapıyı değiştirecek köklü reformlara başlanması gerekiyor. 2002 sonrası ekonomide yaşanan büyüme ortamının tekrar oluşturulması gerekirken, bunun için de altyapıdaki aksaklıkları giderecek, yeni bir ekonomik vizyonu ortaya koyup uygulayabilecek bir uzlaşmaya mutlaka ihtiyaç var.
2000 reformlarının başarısında nasıl üçlü koalisyon hükümetinin, yani geniş toplumsal uzlaşmanın rolü büyükse, bundan sonraki dönemde de ancak benzer bir uzlaşma, ekonomideki önemli değişikliklerin yolunu açabilir. Yine aynı kapsamda özel mülkiyet haklarının son dönemde önemli ölçüde zedelendiği, bunun hem iç hem dış yatırımcılar açısından caydırıcı etki oluşturduğu yani bu iklimin devamı halinde ihtiyaç duyulan sermayenin gelmeyeceği, büyümeyi sağlayacak yatırımların yapılamayacağı da çok açık. İfade ve basın özgürlüğü yok olmaya doğru giderken, bunun tüm uluslararası arenada artık açık açık konuşulduğunu görüyoruz. İşte bu iklimin değişip, demokratik ortam oluşturulmadan, basın ve ifada özgürlüğü, kişisel mülkiyet hakkı, hukukun geçerliliği sağlanmadan, ekonomide ciddi adımların atılmasına da imkan yok.
Partilerin ekonomik vaatlerine baktığımızda da ekonomide yeni bir yol haritası gerektiği, bir yandan içtalep artırılırken, öte yandan mali disiplin ve kurumsallaşmayı sağlayacak tedbirlere ihtiyaç bulunduğu, bu arada teknoloji ağırlıklı yeni üretim yapısı ve buna izin veren bir maliye politikası gerektiğini çok açıkça görüyoruz. Dolayısıyla hem idari hem teknik açıdan ciddi bir tartışma ortamı sağlanması, her kesimin görüşlerinin alınması, buradan çıkacak sonuçlara göre büyük bir çerçeve çizilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu kadar kapsamlı bir ekonomik politika değişikliğinin uygulamada başarı şansı olamaz.İşte bu nedenle de ekonomiden önce siyasi reformlar bunun için de büyük uzlaşma gerekiyor. Aksi takdirde, ekonomide başarısızlık, sonuç olarak da halkın daha da fakirleşmesi kaçınılmaz olabilir.
Paylaş