Dubai yavaşlamaya başlamış ama umut korunuyor

DUBAİ’ye ilk kez gittiğim için, geçmişe kıyasla yaşanan değişimi kendi gözlemlerimle aktaramayacağım. Ancak hem burada çalışan bazısı Türk Dubai’lilerle konuştuğumuzda, hem de çarşı pazarda konuştuğumuz satıcılardan edindiğim izlenim o ki; Dubai geçmişe kıyasla biraz yavaşlamış ama ileriye dönük olarak umutlarını kaybetmiş değil.

Haberin Devamı

Dubai’nin geleceği konusundaki genel yargı ise Dubai’nin biraz küçüleceği bu arada varlıkların el değişeceği ama yoluna devam edeceği yönünde. Bence çok açık olarak gözüken gerçek; Batı’nın Doğu ile iş köprüsü olması amacıyla kurulan, tam bir yapay kent görünümündeki Dubai’nin, bu ilişki sürdüğü, bu işlevi başka bir merkez üstlenmediği müddetçe yoluna devam etmesinin de doğal olduğu yönünde.

Yani Dubai yönetiminin yansıttığı ve yansıtılmasını istediği gibi, “hiçbir sorun yok” sözü geçerli değil. Etrafınıza baktığınızda, gökdelen tanımını değiştirmiş olan devasa binaların bazılarında inşaat çalışmalarının sürdüğü ama bazı devasa binalarda işlerin durduğuna şahit oluyorsunuz. 24 saat çalışılan inşaatlar bile olduğuna göre belli ki kriz Dubai’de de herkesi aynı biçimde etkilemiyor.

Haberin Devamı


Aslında Dubai’de yaşayanların söylediğine göre Dubai daha önce Ocak-Nisan arasında bir “İlk krizi” zaten yaşamış. Zaten Dubai bundan önce bir kademe yavaşlamış, bu kez ikinci kez yavaşlamayı yaşıyor.


Dubai’de çalışanlar henüz, geçen ilk dalgadaki kadar bu krizi hissetmediklerini söylüyorlar. Ancak Dubai’ye uygun ilginçlik ve büyüklükteki alışveriş merkezlerinde konuştuğumuz satıcılar, bir-iki haftadır alışverişte gözle görülür bir durgunluk yaşandığını söylüyorlar. Yani alışveriş merkezleri artık dolu değil.

Dubai’yi değerlendirirken, krizi kimin nasıl hissedeceğini düşünürken mutlaka demografik yapıya da bakmak gerekiyor. Kayıtlı 2 milyona yakın Dubai halkının üçte ikisini oluşturan yabancıların bu krizden henüz etkilenmediği söyleniyor. Ama burada çalışan yabancılarda da “işimi kaybeder miyim?” tedirginliğinin başladığını da söylememiz gerekiyor. Belki bu nedenle otoriter Dubai yönetiminintekrarladığı “Aslında kriz yok, abartılıyor” mesajını, işini kaybetme tehlikesi barındıran yabancıların da desteklediğine şahit olduk.

TELEKOM’UN ULUSLARARASI KABUL GÖREN ÜRÜNLERİ


Türk Telekom’un Wirofon teknolojisi ile CommsMEA’nın “yılın en iyi yeni telekomünikasyon hizmeti” ödülünü aldığı Dubai’deki toplantıda idik. Ödülü Türk Telekom Uluslararası ve Toptan Satış Başkanı Mehmet Toros ile Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan birlikte aldı.

Haberin Devamı

Yaptığımız sohbetlerde Erem Demircan’ın verdiği bilgilere göre şirket yazılım alanında artık epeyce iddialı.

Daha önce Vitamin ürünüyle aldıkları ödülere ek olarak Wirofon’un da ödül alması, bu konuda kendilerini cesaretlendiriyor. Yeni satın aldıkları, kurdukları şirketlerle inovatif ürünlere ağırlık vermeye devam edeceklerini, ürünlerini tüm dünya çapında iddialı kılmak istediklerini belirtiyor. Vitamin ürününe batı ülkelerinden de çok büyük talep geldiğini, artık inovatif ürünlerle ihracat geliri sağladıklarını, sabit telefona kıyasla ihraç ettikleri bu ürünlerin cirodaki payının küçük olduğunu ama bu konuda iddialı olduklarını, inovatif ürün geliştirmeye daha da önem vereceklerini söylüyor.

Haberin Devamı


Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany bu ödül töreninde bulunamadı ama ürün geliştirmeye büyük önem verdiğini biliyoruz, ki AA’ya verdiği mesajda da bu konudaki çabalarının devamının geleceğini söylemiş.


Doany, gelecekte Türk Telekom Grubu iştiraklerinin ana şirkete kıyasla daha çokkonuşulur hale geleceğini söylüyor.

Teknoloji alanında Türk şirketlerinin uluslar arası arenada söz sahibi olabilmesi açısından da, bence Türk Telekom’un çabaları umut verici görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları