DİSK bastırdı yabancı şirket işçi atan müdürü görevden aldı

TEKSTİL İşverenleri Sendikası’nın Antalya’daki ‘Çin tehditi’ toplantısı sırasında DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ile sohbet imkanı bulduk.

Çelebi, kriz döneminde esnek tutumuyla işçilerin durumunun daha da ağırlaşmamasını sağlamış, işverenle diyaloga açık olmuş bir sendikacı...

Bu toplantıda da özellikle üzerinde durduğu konu, Çin’i bahane ederek, Türkiye’deki zaten düşük olan işçiliğin daha düşürülmesine çalışılmaması gerektiği, kayıtdışı işçiliğin önlenerek içerideki haksız rekabetin önüne geçilmesi gerektiği oldu.

Çelebi’nin Kıbrıs’ta çözümden yana tavır koyması, AB üyeliği için çaba sarfetmesi, Rum kesimindeki toplantılara katılması, hem ‘çağdaş sendikacılık’ adına, hem de muhafazakar bir sol yerine çağdaş, batı anlamında bir sol tabanın oluşturulması açısından olumlu bir tavır. Tabi ki kendi tabanında da bu politikalara tepki gösteren kişiler var ve tepki çektiği oluyor ama doğru bildiği yolda gidiyor. Yani solculuğun milliyetçilikle taban tabana zıt olduğunu, solculuğun asıl karakterinin ilericilik ve enternasyonalizm olduğunu bilen, bir sendikacı, aydın....

Çelebi, birkaç aydır yaşadıkları bir olaydan söz etti ve Türkiye’de yabancı sermayeli bir şirkette örgütlenme için önlerine çıkarılan engelleri, uluslararası sendikacılık dayanışması kanalıyla engellerin nasıl aşıldığını anlattı. Olayı Çelebi’nin anlattığından özetleyeceğim. Bu olay işçilerin AB’yi ve yabancı sermayeyi neden istemesi gerektiğini anlatan, çarpıcı bir örnek...

DİSK’e bağlı Birleşik Metal Sendikası, Bursa’daki Alman Grammer şirketinde örgütlenme başlatmış. Şirket yöneticileri önce işçilerin sendikadan istifalarını istemiş, sonra 19 Mart’ta 7 kişiyi işten çıkarmış. Bunun üzerine sendika, hem şirketin Almanyadaki merkezine, hem de uluslararası sendikalara durumu bildirip yardım istemiş. 22 Mart’ta işten çıkarılan işçi sayısı 58’e ulaşmış, bunların yerine cami hoparlörlerinden duyurularla, köylerden yeni işci alımı başlatılmış. Duruma Almanya’daki IG Metal el atmış ve Uluslararası İlişkiler Avrupa Sorumlusu Klaus Priegneiz devreye girmiş, Almanya’daki ana şirketle ilişkiye girilmiş. 26 Mart’ta İstanbul’da şirket yöneticileri DİSK Başkanı Çelebi ve Sendika Başkanı Adnan Serdaroğlu ile birlikte oturup anlaşmaya varmışlar. Birleşik Metal taraf olarak kabul edilip, atılan işçilerin geri alınması kararlaştırılmış.

GENEL MÜDÜRÜ YEMİŞLER

29 Mart’ta herşey normalleşme sürecine girerken protokole uyulmayıp, atılan işçilerin geri alınması yerine mevcut işçilerin Türk Metal’a üye yapılması için şirket yönetimi devreye girmiş.

Türk Metal Sendikası yöneticileri işverenin daveti üzerine geldiklerini söylemişler. İdari kadronun ve yeni işçi alınıp hepsinin Türk Metal’e kaydı yapılmaya çalışılmış. Ancak Birleşik Metal’a üye olan işçiler istifa etmemişler. Bu durum da uluslararası camiaya iletilmiş ve destekler gelmeye başlamış. 14 Nisan’da Bursa’da sendika ‘Grammer işçileriyle dayanışma gecesi’ düzenlemiş. Bu geceye IG Metall yetkilisi Preigneiz de katılmış ve işçilere IG Metall’in arkalarında olduğunu söylemiş. Aynı toplantıda DİSK Başkanı iç hukuka da uygun olmayan örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanmasını eliştirip, Türk Metal’i referanduma davet etmiş.

Bu süreçte 13 işçi daha işten atılmışken, IG Metall’in girişimleri sonucu Grammer’in ana şirketi ‘atılan 71 işçinin geri alınması’ kararını vermiş ve bu işçiler geri çağrılmış.

Bu arada Türk Metal sendikasını devreye sokmak için gayret gösteren fabrikanın Genel Müdürü Kerim Apak da, ana şirketin aldığı kararla görevinden alınmış. Perşembe günü sürecin tamamlanması, işten atılan 71 sendikalı işçinin göreve başlaması bekleniyor. Dolayısıyla DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası uluslararası dayanışma ile bu mücadeleyi kazanmış görünüyor. Şimdi DİSK yabancı sermayeyi sevmesin de ne yapsın?.

İşçilerin, onları temsil ettiğini söyleyen solcu partilerin, AB’ye ve yabancı sermayeye, ‘ideolojik kalıpları’ sorgulayıp, kendi çıkarları açısından, olumlu gözle bakmaları gerekmiyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları