Paylaş
Gerçi Haziran ayı cari açık rakamı piyasa beklentilerinin biraz üzerinde çıktı ama yine de düzelmenin belirginleştiğini gösterir nitelikte idi. ‘Haziran ayında cari açığın 4.1 milyar dolar olması beklenirken 4.2 milyar dolar çıktı’ ama bu rakam geçen yıla kıyasla yüzde 45 azalma anlamına geliyordu.
Haziran ayı rakamıyla birlikte son 12 aylık cari açık rakamı ise 63.5 milyar dolara geriledi. Geçen yıl Ekim ayı sonunda yıllık cari açık 78.6 milyar dolar ile en yüksek seviyesine çıkmıştı. Bu tarihten sonra başlayan gerileme Haziran sonunda iyice belirginleşmiş oldu.
Bu düzelmede en önemli faktör dış ticaret dengesindeki iyileşme oldu. Yılın ilk yarısında ihracat yüzde 8 artarken, ithalat ise yüzde 11 oranında azaldı. Böylece dış ticaret açığındaki düzelme oranı geçen yıla kıyasla yüzde 38.5’e ulaştı. Bu iyileşmenin en önemli nedenlerinden birinin iç talepteki daralma olduğu, TL’nin değer kaybına ve ihracatta ülke çeşitlendirmesine bağlı olarak bu iyileşmenin sağlandığı açık.
Piyasalar, her ne kadar beklentilerinin üzerinde gelse de, bu rakamı olumlu karşıladılar. Daha doğrusu olumlu yaklaştılar ama ileriye dönük ihtiyatlılar demek daha doğru olacak. Çünkü yılın ikinci yarısında bu iyileşmenin yavaşlayacağını, yıl sonu için yıllık cari açık rakamının ancak 62 milyar dolara inmiş olacağını tahmin ediyorlar.
Bu tahminlerinde, iç talebin yılın ikinci yarısında biraz canlanacağı, buna karşılık dış talepteki gerilemenin devam edeceği beklentisi önemli rol oynuyor.Bunun yanısıra özellikle enerji fiyatlarındaki seyre ihtiyatlı yaklaştıkları görülüyor. Haziran ayında 90 dolara inen Brent petrolün yüzde 27 artışla 114 dolara kadar çıkmış olması, hem de küresel ekonomilerdeki canlanma beklentisi azalmasına rağmen bu artışın olması piyasaları tedirgin ediyor. Petrol fiyatlarındaki artışın kalıcı olması halinde bunun cari açık üzerinde ciddi bir baskı oluşturacağı, 62 milyar dolarlık yıl sonu cari açık rakamına ulaşmanın bu takdirde zor olacağını belirtiyorlar. Petrol fiyatlarındaki artışa karşı iç talebin biraz gerileyecek olması, yani belirli bir dengenin bulunacak olması ise umutlu oldukları nokta.
Bu arada İran’a yapılan altın ihracatı konusunda da, piyasalarda kafalar hala karışık. Dış ticaret rakamlarına daha sağlıklı bakmak için ilk yarıdaki altın ithalat ve ihracatını arındıran bazı piyasa analistleri, bu takdirde dış ticaret açığının 2.6 milyar dolar daha fazla çıkacağını hatırlatıyorlar.
MÜSTEŞARIN İTİRAZI
Bir süredir büyüme oranlarının dengeler üzerindeki etkisi üzerinde duruyor, cari açık rakamındaki düzelmenin büyük ölçüde büyüme oranlarının düşmesinden kaynaklandığını belirtiyoruz. Dün çıkan rakamlar da bence bunu doğrular nitelikte. Bu arada dün bu köşede yeralan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın büyüme oranının yüzde 4’ü aşamayacağı yönündeki açıklamasını işlediğimiz yazımıza Maliye Müsteşarı Naci Ağbal’dan itiraz geldi. Telefonla arayan Müsteşar Ağbal, Maliye bürokratlarının aslında yüzde 3 büyümeye göre dengelerin kurulduğunu belirttikleri yönündeki sözlerimize şiddetle karşı çıkıyor. Maliye’nin bütçeyi çatarken kesinlikle yüzde 4 büyümeye göre hesap yaptığını, gelir ve giderlerin de bu orana göre belirlendiğini, yüzde 3’ün esas alınmadığını belirtiyor.
Kendisine de söyledim; büyüme oranlarını saptamada asıl yetkili Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) uzmanlarından duyduğum gibi, geçen yılın sonunda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığımız bir sohbette de, 2012 yılı büyümesi için yüzde 3’ün daha makul bir büyüme oranı olacağını, dengelerin bu oranda kalınması halinde zorlanmayacağını konuştuğumuzu çok iyi hatırlıyorum.
Bence; zaten mevcut gelişmeler de bu yöndeki yorumları doğrular nitelikte...
Paylaş