Paylaş
İlk 3 aylık cari açık geçen yıla kıyasla yüzde 95 oranında artarken, dün açıklanan bu rakam piyasaları fazla etkilemedi. Çünkü 2 ay öncesinin neredeyse katlanan bu cari açık rakamı, zaten göstergeler üzerindeki olumsuz etkisini göstermişti.
Piyasalar bu cari açık rakamını yılın ilk üç ayında aşırı yükselen kurlarla zaten yaşadı, bir anlamda faturasını zaten ödediği bir veriydi. Piyasaların ilgilendiği asıl husus, bundan sonra ekonomideki dengelerin ne olacağı; makro dengelerdeki bozulmanın düzelip düzelemeyeceği.
Türkiye ekonomisinin en önemli kırılganlık kalemi olan cari açık ve enflasyonda yaşanan olumsuzlukların bundan sonraki dönemde normalleşeceğine ilişkin umut ise şimdilik gözükmüyor. İşte bu nedenle piyasaların morali bozuk, ileriye dönük önlerini görememe sorunu yaşıyorlar. Bu nedenle de kurlar ve faiz oranları sürekli yükselmeye devam ediyor.
Hükümetin geçen yılki yüzde 7.4’lük büyümeyi sürdürme hırsı, tedirginliğin en önemli nedenlerinden biri. Seçim öncesi tüm parti ve adaylar tarafından açıklanan vaatler, son yıllarda görülmedik bir seçim ekonomisi uygulandığını, uygulanacağını gösteriyor. Bunun da ötesinde erkene alınan tarihle seçim ekonomisinin kısa süreceği algısı da değişmeye başladı. Belki 2. tura kalacak cumhurbaşkanlığı seçimleri, TBMM ile başkanlığın aynı parti çoğunluğunda bulunmama ihtimali, bunun da ötesinde 2019 Mart ayındaki yerel seçimlere kadar seçim ekonomisinin süreceği beklentisi, piyasaların önlerini görmelerini engelleyen somut beklentiler.
Aşırı büyüme hırsı nedeniyle yılın ilk yarısını kapsayacak biçimde iç talebin körüklenmeye devam edeceği, dolayısıyla cari açık ve enflasyonun, buna bağlı faiz oranlarının yüksek seyredeceği artık anlaşılmış durumda. Yılın geri kalanında ekonominin toparlanma umudunun da giderek azaldığı gözleniyor.
Bu beklenti sadece içeride değil, dış piyasalarda da giderek hakim oluyor. Türkiye için rapor yazan yabancı aracı kurumlar, cari açıktaki büyümenin devam ettiğini, mevcut küresel konjonktürde, en çok cari açığı fazla olan ülkelerin olumsuz etkileneceğini belirtirlerken, yılın ortalama enflasyonunun yüzde 11’in üzerinde olacağı şeklinde tahminlerde bulunmaya başladılar.
GÜVEN VERECEK SÖYLEMLER
Bunların sonucu olarak hazine tahvillerinin faiz oranları rekorlara devam ederken, Merkez Bankası faizinin bunun çok gerisinde kaldığı, bunun da artırılması gerektiği çok daha bariz biçimde görülüyor.
Buna rağmen dün piyasalarda nispeten sakin bir havanın olduğunu söyleyebiliriz. Dün açıklanan piyasa beklentilerinin çok üzerindeki cari açık rakamları, piyasaların olduğundan daha fazla bozulmasına neden olmadı.
Piyasa oyuncuları dünkü sakin seyirde en önemli nedenin doların uluslararası piyasalarda değer kaybetmesi olduğunun altını çiziyorlar.
Buna rağmen cuma kapanışa göre dün kurlar yine de arttı. Dolarda daha küçük artış olurken asıl artışın dolara karşı değer kazanan Euro’da olduğu görüldü.
Son 12 aylık cari işlemler açığının 55 milyar 380 milyon dolara çıkması, ne kadar eski bir veri olsa da, çok ciddi bir bozukluğa işaret ediyor. Turizm gelirlerindeki artışa rağmen, büyüyen dış ticaret açığı dengelenemiyor. Ödemeler dengesi verileri dışarıya fon çıkışının hızlandığını da gösteriyor.
Siyasiler seçim sonrası belirsizliği artıracak söylemler yerine, bir an önce ileriye dönük piyasalara güven verecek söylemlere girerlerse, önümüzdeki dönem ödeyeceğimiz faturanın daha az olacağı kesin.
Paylaş