Büyümenin sürdürülebilirliği ve cari açık

G-20 toplantılarından aktarılanlara da baktığımızda, Türkiye’nin bu yılki yüksek büyümesinin tüm dünyanın dikkatini çektiğini görüyoruz.

Haberin Devamı

Dün açıklanan sanayi üretim verileri de, büyümenin sürdüğünün ve yılsonu itibariyle yüzde 7-8’lik büyüme rakamlarına ulaşacağımızın bir kanıtı gibi.

Peki bu sürdürülebilir bir büyüme mi? Ekonominin dinamikleri bu kadar yüksek büyümeye devam etmesine dayanabilir mi, başka bir yerden acısı çıkar mı?

Yurt dışındaki, özellikle de gelişmiş ülkelerde talep durumu belli, hala belirli bir ivme kazanamamışken Türkiye bu kadar yüksek oranlara nasıl ulaşıyor?

Aslında tablo açık; üretim daha çok içtalebe bağlı yapılıyor, küresel ekonomideki ortam nedeniyle yüklü sıcak para girişi devam ediyor ve ikisi bir arada yüksek büyüme, görece refah ortamı yaşıyoruz.

Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın son konuşmalarından da teyit ettiğimiz gibi; sıcak para politikası Hükümetin bilinçli biçimde uyguladığı bir politika ve en azından Haziran ayındaki seçimlere kadar belli ki, bu iş böyle gidecek.

“Yüksek büyümenin ekonomik ve siyasi sorunları örttüğü” gerçeğini bir kez daha yaşıyoruz. Bu nedenle de Hükümet bu noktaya yüklenmiş durumda.
Peki, bu politikanın riski yok mu?

G-20 toplantıları sürerken, Anadolu Ajansı muhabirleri, “Türkiye ekonomisinin krizi atlatıp atlatmadığı, nasıl bir yerde bulunduğu” sorusunu IMF Başkanı Strauss-Kahn’a yöneltmişler. Aldıkları yanıt şöyle: “Türkiye ekonomisi iyi gidiyor, bu yıl için büyüme oranı yüzde 7,5-8 arasında öngörülüyor, ki bu oldukça yüksek bir seviye. Bütçe açığı da fena değil. Tek kaygı, Türkiye çok hızlı büyüyen bir ülke, fazla ithalat yapıyorsunuz, bu yüzden
cari açığa dikkat”

İYİ GİDİŞAT CİDDİ RİSKLER BARINDIRIYOR

Hükümetin bu sorunu iyi yönettiğini kaydeden Kahn, gelecek yıl da işlerin iyi gideceğine inandığını söylemiş. “Türkiye’nin karşılaşabileceği en büyük güçlüğün ne olabileceği” sorulduğunda ise, IMF başkanı, “Türkiye hızlı büyüyen bir ekonomi, burada soru, bu büyümenin ne kadar sürdürülebilir olduğu” yanıtını vermiş.

Türkiye’nin gelecek için yatırım yapması gerektiğini ifade eden Strauss-Kahn, başa çıkması gereken güçlüklerle ilgili olarak, “Bir risk enflasyon, ki bu son zamanlarda güçlü değil. İkincisi de mali risk. Biz IMF olarak hükümetin mali kuralı uygulamaya koymasını bekliyorduk. Sonuçta mali kural uygulamaya konmadı, belki bir gün konulur” şeklinde konuşmuş.

Kahn, bunun ardından da, Hükümetin sanki mali kural varmış gibi davrandığını, zorlama olmadan doğru şeyleri yaptığını sözlerine eklemiş.

Yıllardır IMF metinlerini okumaya çalışan bir gazeteci olarak, rahatlıkla şunları söyleyebilirim ki; IMF Türkiye’nin mevcut gidişatını olumlu buluyor ama ileriye dönük olarak bu gidişatın önemli riskler barındırdığının da farkında...

Kahn’ın “iyi gidiyor” demeden önce söylediklerine, yani cari açık sorununa, mali risk ve enflasyon riskine mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor.

Yüksek büyüme büyüsüne kapılıp, dengeleri bozmasına imkan vermemek gerek.

Yazarın Tüm Yazıları