Büyüme faiz düşürmekle sağlanamıyor ama...

MERKEZ Bankası’nın önceki gün Para Politikası Kurulu’nda (PPK) aldığı, faiz bantının üst sınırını 1.5 puan düşürme kararının piyasadaki genel etkisinin fazla olmadığını söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Zaten bir süredir fiili olarak 6.2’ye inen Merkez Bankası faizinin ekonomik aktiviteye yaptığı etkinin ortada olduğu, bantın üst sınırını indirmekle faiz oranlarında ciddi bir indirim olmayacağı söyleniyor.

Bu indirimin kredi faiz oranlarında indirime yol açıp açmayacağını değerlendiren bankacılar, ciddi bir düşüş olmayacağını ama oranlarda bir miktar indirimin gelebileceğini söylediler.

Bu arada Merkez Bankası’nın aldığı bu kararla enflasyon-büyüme ikileminde büyüme yönünde tercihte bulunduğunu söylüyoruz ama pratikte faiz oranları indiriminin büyümeye fazla katkı yaptığını da görmüyoruz. Bankacılar, yaklaşık 2.5 aydır Merkez Bnkası faizlerinin indiğini ve uzun süredir 6.2 oranında uygulandığını hatırlatarak, son dönemdeki büyüme oranlarının ise ortada olduğunu söylediler.

Bu arada bazı bankacılar ise faiz oranları indiriminin ancak 3-4 ay sonra üretime katkı yapmaya başladığının altını çizerek, bu yolla yapılacak faiz indirimlerinin etkisinin doğal olarak gelecek yılın büyümesine katkı yapacağını hatırlatıyorlar.

Büyüme için sadece faizin yetmediğinin daha önce de görüldüğünü hatırlatan aynı bankacılar, beklentilerin çok daha etkin olabildiğini, bütçe gelişmeleri ve zamlar başta olmak üzere önümüzdeki döneme ilişkin ekonomik ve siyasi kaygıların büyümede çok daha öne çıkabildiğini, şu sıralar da böyle bir dönem yaşandığını söylediler.

Merkez Bankası’nın faiz bantının üst sınırını düşürmesi için bazı iktisatçılar “Aslına bakarsanız büyümenin Merkez’in fazla umurunda olmadığını, Merkez’in
sadece bu kaotik ortamda durumu idare etmeye çalıştığı görülüyor” diyorlar. Bazı banka iktisatçıları ise Merkez Bankası’nın faiz üst bantını aşağı indirmesinin, 2010 öncesi normal faiz politikalarına geri dönüşün başlangıcı olarak değerlendirilebileceği görüşündeler. Aynı iktisatçılar, fırsat buldukça Merkez’in üst sınırı indirmeye devam etmesini bekliyorlar.

Alınan bu son kararla Merkez Bankası’nın “para politikasını faizden çok başka enstrümanlar üzerine kurduğunu” teyit ettiğini belirten bankacılar da var. Bu bankacılar ROK katsayısının 2.4’e çıktığını, TL mevduat karşılıklarının döviz tutulmasında uygulanan bu oranın, bankalar açısından uygun olması için şu andaki sınırın 2,5’un üstüne çıkmaması gerektiğini hatırlatarak, “Merkez faizden çok, karşılık enstrümanını kullanmaya devam ediyor. Limite geliniyor ama hala döviz tutmak bankalar için daha karlı. Başka bir deyişle para politikası kendi paramız değil döviz cinsi üzerinden inşa ediliyor” yorumunu yapıyorlar.

Haberin Devamı

YENİ ENFLASYON HEDEFİ 6.2’YE İNANILMIYOR

Haberin Devamı

Bu arada Merkez Bankası’nın faiz üst bantını indirirken aynı zamanda “Enflasyonun son çeyrekte bariz biçimde düşeceği” değerlendirmesine de devam ettiği görüldü. Bunun “Hükümetin gerekli zamları yapmayacağı anlamına gelip gelmediğini” sorduğumuz bazı banka iktisatçıları, Merkez Bankası’nın umudunun geçen yılki yüksek Ekim ayı enflasyonu olduğunun altını çiziyorlar. Geçen yıl bir kısmı sonradan geri alınan gereksiz sigara zammı ile enerji fiyat artışının aynı zamana denk geldiğini ve çok yüksek oran çıktığını hatırlatan iktisatçılar, “Bu yıl yüzde 1 çıksa bile bariz düşüş olacak” dediler.

Bunun gerekli zamların yapılmayacağı anlamına gelemeyeceğini, bu takdirde büyüyecek bütçe açığının daha tehlikeli olacağını kaydeden iktisatçılar, Merkez Bankası’nın daha yeni indirdiği yüzde 6.2’lik enflasyon tahmini konusunda ise pek iyimser değiller. Banka analiz raporlarında en iyimser tahminle yılsonu enflasyonu yüzde 6.5 tahmin ediliyor. Yüzde 7 ve üstünü tahmin edenlerin sayısı da bir hayli fazla.

Yani Merkez Bankası, daha yeni değiştirdiği, asıl işi olan enflasyon tahmininin tutmaması nedeniyle oluşacak saygınlık erozyonundan filan çekinmiyor. Bütün derdi; faizi Hükümetin tepkisi nedeniyle fazla büyütmeden durumu idare edebilmek...

Yazarın Tüm Yazıları