Paylaş
Bu da ihaleye konu projelerde yapılacak değişikliklerden bazı firmaların önceden haberdar olup, ona göre teklif vererek ihaleleri kazandığı yönündeki kuşkuları artırıyor.
Son 10 gün içinde Hürriyet’de okuduğunuz iki haber bunun en iyi örneği. Merve Erdil bu sayfalarda elektrik piyasası kanun tasarısına giren kayıp-kaçak maddeleri ve buna sektör yetkilileri tarafından verilen “değiştirilecek oranlar ihale öncesi yayınlansaydı firmaların teklifleri daha yüksek olabilirdi” şeklindeki tepkileri yine bu sayfalarda Hacer Boyacıoğlu’nun 3. Havaalanı projesinde tadilat hazırlığı yapıldığı ve kot indirimi geleceği haberini okudunuz. Kanal İstanbul’un gecikmesi gerekçe gösterilerek kot indirimi hazırlığı yapıldığını yazıyordu.
İnanın; her iki konuda da, ihalelerden sonra “mutlaka şartname değişikliği yapılacaktır, yoksa bu fiyatlara teklif verilemezdi” denildiğini duymuştuk.
Bu tür söylemlere, özellikle rakip firmalardan geldiği için şüpheyle yaklaşırız. Kendileri projeyi alamadı diye, rakiplerini karalama alışkanlığı da zaten var olduğu için, tepki verdiklerini görürüz. Bu her dönemde olan söylentilerdir.
Ancak büyük projelerde ardarda bu tür ciddi değişiklikler yapılınca, ihale döneminde çıkan söylentilerin gerçek olabileceğini düşünmeye başladım. Elektrik dağıtım ihaleleri sonrası, kayıp-kaçak oranlarının değiştirileceği, kazanan firmalara bunun tüyolarının verildiği söylentileri çıkmıştı, mesela…
3. havaalanı ihalesi sonrası da rakip firmalar bu işin bu fiyata yapılamayacağını ama kot inerse ciddi karlı hale geleceğini belirtip, kazanan konsorsiyuma belki de önceden böyle bir söz verildiğini, kulislerde fısıldamışlardı.
Aslında hala fısıldıyorlar; adlarını vererek, revizyonları açıktan eleştiremiyorlar.
Nedeni açık; baskı çok büyük… İşadamları hükümetlerle zaten çatışmak istemezler, bu Hükümet döneminde hiç cesaret edemiyorlar.
O zaman da istenen ihale, istenen biçimde, istenen firmalara veriliyor. Kimse sesini çıkarmadığı fiyatı yüzde 30-40 etkileyecek tadilatlar bile yapılabiliyor.
Sizce aslında pervasız, cesur sayılacak adımlar ciddi getirisi olmadan atılır mı?
BANKALAR KOT İNDİRİMİNİ BEKLİYOR
Sadece yapımcı firmalar değil, bankalar da tam anlamıyla biat etmiş durumda. Yatırım için, büyük projelerin finansmanı için bilindiği gibi uzun zamandır yabancı bankalar çekimser davranıyor. Bu kadar büyük projeler tümüyle yerli bankalar tarafından finanse ediliyor. Bankalar Hükümetin istediği projelere finansman sağlıyorlar. Yabancı bankalardan kredi alıp girdikleri için yerli bankaların riski artarken, yabancılar da doğrudan risk almamış oluyor.
İşte 3. Havaalanı finansmanı da yine yerli bankalar tarafından sağlanacak. Konuştuğum özel bankacılar, kot farkında yapılacak tadilatı beklediklerini, yine kamu bankaları liderliğinde büyük özel bankaların hepsinin gireceğini söylüyor.
Bu krediler bankalar için de aslında karlı. Kot indirimi yapılınca projenin karlı hale geleceğini kaydeden bankacılar, finansmanında sorun olmayacağını, zaten projede yeterince garantilerin bulunduğunu söylüyorlar. Bankalar kullandıkları kredilerin üzerine biraz kar koyup, buraları finanse etmeyi tercin ediyorlar.
Özetle; herkes memnun. Bütün taraflar karlı, saadet zinciri devam ediyor... Unutmayalım; herkes karlı ise bu kar birilerinden çıkıyor demektir.
Bu kadar büyük proje yanlış dizayn edilmişse, doğru zamanda yapılmıyorsa, ciddi borç getiriyorsa, önceden verilen tüyolar, yapılan tadilatlarla birilerine haksız kazanç sağlanıyorsa, bunların hepsi Hazine’den yani halkın parasından çıkar. Yolsuzluk ve kayırma, hem cebimizden para çalar, hem adaleti öldürür.
Paylaş