GEÇEN hafta açıklanan bütçe ve işsizlik rakamları, başta hükümet olmak üzere herkesi memnun etti. Yine “Rekor açıklamaları” yapıldı.
Haziranda, vergi affından gelen gelirlerin de etkisiyle, toplam bütçe gelirleri geçen yıla göre yüzde 45 artış gösterdi, ilk 6 aylık toplam gelirlerdeki artış ise yüzde 21 oldu. Bütçede yüzde 10’luk artış hedeflenirken, vergi affından gelen gelirler düşüldüğünde, artış oranı yine de hedefin üstünde yüzde 14 olarak oldu. Bütçe performansı olumlu ama faiz dışı fazlada bir yavaşlama dikkat çekti. Büyük bütçe başarısının ardında vergi affıyla tek seferlik gelen gelirlerin katkısı büyük. Ancak bu olmasa da olumlu bütçe performansı yaşandığı da kesin. İkinci yarıda artan gelirlerin harcamaları artırması halinde sıkıntılar başlayabilir. Bütçe performansındaki en büyük etkenin ise yüksek büyüme olduğu açık. Banka raporlarında yeralan analizlerden gördüğüm kadarıyla öncü göstergeler büyümede bir yavaşlama olduğunu, ikinci yarıda hızın düşeceğini ama yine de beklenen hızda olmayacağını gösteriyor. Yani belirli bir ısınma var, soğutma başladı ama yeterince soğutulması mevcut tedbirlerle zor gözüküyor. Seçim nedeniyle bir miktar duraklama olsa da, bankalara gelen öncü veriler yeniden bir canlanma ve büyüme kıpırdanması yaşandığını gösteriyor. Sanayi üretimi ile elektrik tüketimine ilişkin veriler de yüksek seyrini koruyor. Öncü kapasite kullanım ve sanayi üretim verileri yılın ikinci yarısındaki duraklamanın yavaş ve kademeli olacağını gösteriyor. Dış piyasaya dönük otomotiv, tekstil, ana metal gibi sektörlerde ise dış talepte yaşanan sıkıntı nedeniyle, iç talep ile dış talep arasındaki fark iyice büyüyor. İç taleple ilgili frene basılmasında tedirgin davranan hükümet, belli ki inşaat gibi geniş kesimlerin iş hacmini etkileyen sektörlere fazla dokunmak istemiyor. Çimento satışlarındaki canlılık da bunun göstergesi gibi. İŞSİZLİKTE DÜŞÜŞ TRENDİ DEĞİŞECEK Geçen hafta sadece bütçede değil işsizlik konusunda da olumlu veriler açıklandı. İşsizlik oranı, kriz öncesi seviyeye gelerek, 9.9 gibi kritik bir rakamla, tek haneye indi. Nisandaki bu çok hızlı düşüşe rağmen mevsimsel arındırılmış işsizlik oranı verilerinde ise son 7 aydır süren düşüş trendinin durduğu gözleniyor. Mevsimsel arındırılmış işsizlik nisan itibarıyla yüzde 9.9’dan yüzde 10’a çok küçük bir artış kaydetti. Mevsimsel arındırılmış veriler toplam istihdam artışında yavaşlamaya, işsiz sayısında da artışa işaret ediyor. Nisanda tek haneli işsizliğe inilmesine rağmen mevsimsel etkilerden arındırıldığında görünen bu eğilim, yılın ikinci yarısında ekonominin yavaşlamaya başlamasıyla birlikte işsizlik oranının yeniden artışa geçeceğini gösteriyor. Piyasa beklentileri, yıl ortalaması için, işsizlik oranının yüzde 11 civarında olacağını gösteriyor. Buna karşılık Mayıs itibarıyla aylık bazda, özel sektörün uzun vadeli dış borcu kur etkisiyle 1.4 milyar dolar azalırken, ticari krediler hariç kısa vadeli dış borcu 25.1 milyar dolar ile yeni rekor seviyesine ulaştı. Özetle; ilk yarı ekonomik rakamları genel olarak iyi. Ancak bu iyiliğin ardında artan kısa vadeli dış borçlarla birlikte cari açık gibi büyük bir tehlike yaşanıyor. Cari açık konusunda ekonomi yönetimindeki tedirginliğin büyüdüğünü, küresel ekonomideki gelişmelerin bu açıdan da kaygıyla izlendiği söyleyebiliriz. Yüksek büyüme, daha doğrusu cari açığı risk haline getiren kapasitenin üzerindeki büyüme, bütçe ve işsizlik gibi olumlu rakamları beraberinde getirdi. Şimdi bu trend mecburen değişecek. Umarım, cari açık riski gerçekleşip, dengeleri bozmadan ekonominin soğutulması süreci tamamlanmış olur.