2000 yılından bu yana bir yandan Türkiye ekonomisinin birikmiş sorunlarının çözülmesi, bir yandan da yapısal tedbirlerle ekonominin geleceğinin garantiye alınması için çok şey yapıldı.
Koalisyon Hükümeti’nin, kavga gürültüyle de olsa, yaptığı reformları, AKP belli bir duraklamadan sonra devam ettirme kararı aldı ve sonunda mevcut ekonomik tabloya ulaştık.
IMF Heyeti ABD’ye geri dönerken, yapılacak reformları vergi idaresinin yeniden yapılandırılması, sosyal güvenlik reformu ve bankacılık olarak özetledi. Bu üç alan da Hükümet’in çağdaş bir sistem kurmaktan kaçtığı konulardı. Hükümet, son günlerde genel sağlık sigortası getireceğini açıklayarak, sosyal güvenlik alanında gerekli adımları atacağının işaretini vermiş oldu. Yanısıra bankacılık alanında da gerekli olan adımların, BBDK yönetiminin direnmesine rağmen, atılması gerektiği de ortada.
Vergi idaresi reformuna gelince... İşler iyice arapsaçına döndü. Bağımsız Gelir İdaresi kurulup, vergi yönetiminin siyasi etkiden uzak tutulması hedeflenirken, daha kuruluş aşamasında politik kaygılar öne çıkmaya başladı. İşe, hiç uzmanlığı olmadığı halde, Başbakanlık Müsteşarı sahip çıktı ve şu anda bu reform kilitlenmiş durumda. IMF’nin yeni stand-by için bu reformu şart koştuğunu, hem de bağımsız bir yapı kurulmasını istediğini biliyoruz. Bu nedenle yine son anda IMF’nin dediği olup, Başbakanlık Müsteşarı’nın ‘ekonominin siyasetin etki alanı dışına çıkarılması girişimlerine karşı direnişi’ kırılabilir.
Ancak son vergi düzenlemelerinden sonra, artık bağımsız gelir idaresi de olsa, bu kafayla işimizin çok zor olduğunu açıkca görebiliyoruz.
Bu kadar kısa sürede bu kadar çok vergi düzenlemesi yapmak, hiçbir zaman doğru dürüst vergi sistemine sahip olmamış Türkiye için bile, çok fazla. Sağlıklı vergi sisteminin gelire bağlı vergi almayı hedeflemiş olması gerekirken, yıllardır bozuk olan sistem son iki yılda iyice bozuldu. Vergiler yaz-boz tahtasına dönerken, bırakın bu vergilere göre mal alacak vatandaşı, yatırım yapacak yerli ve yabancıyı, bürokratların bile kafası karıştı. Muhasebeciler, işleri olan vergiyi hesaplamakta güçlük çeker hale geldiler.
Kısacası, bağımsız vergi idaresi kurulsa bile, vergiyi yönetenlerin kafası değişmedikçe Türkiye’nin geleceği tehlikede. ‘İstihdam en büyük sorun’ deniyor ama özel sektörün yatırım yapıp istihdamı artırmasını engellemek için neredeyse tüm engeller vergiyle koyuluyor. Otomobildeki son vergilerden sonra yabancılar yatırım planlarını gözden geçireceklerini söylediler. Yatırım teşviklerinin saçmalığını TOBB kaç kez söyledi. Bu vergi kafasıyla yatırım yapılır da, istihdam sorunu çözülebilir mi?
Otomobil vergilerine bir bakın: Maliye 2003 Nisan’da ek motorlu taşıtlar vergisi çıkardı, Anayasa Mahkemesi iptal etti, ikinci kez kanun çıkardı ATO itiraz etti Anayasa Mahkemesi yine iptal etti. 2004’de ek MTV’nin kasko sistemine göre tahsil edilmesi gündeme geldi, son anda vazgeçildi, MTV’nin silindir hacmi ve yaşa göre alınması benimsendi. Bunun yarattığı haksızlıklar ayyuka çıkınca bu kez verginin kasko değerinin yüzde 5’ini geçemeyeceği düzenlemesi yapıldı. Bunlar yine Anayasa Mahkemesi’ne gitti ama bozulmadı. Bu kez ÖTV oranları yüzde 3-25 oranlarında artırdı. Son olarak yine ÖTV arttı.
Sigara ve alkollü içkilerde de durum farklı değil. Sigarada sadece bu yıl 3 değişiklik yapıldı. Önce şubatta yüzde 55.3 oranında maktu vergi geldi, sonra ağustosta nisbi vergi 55.3’den 28’e çekildi, 4 aşamalı harman bazında içeriğindeki şark tütünü oranına göre vergi modeli kondu. Sonra aynı ayda bu kez içeriğindeki şark tütünü oranına göre harman bazında 3 modele geçildi. Yine değişiklik hazırlığı var. Yani kafalar karıştı, zamlar yapıldı, geri alındı yine yapıldı... Ne yapacağını bilenler, bu kadar sık değişikliğe gider mi? Vergiyi tabana yaymak zor, bulduğundan vergi almak kolay. Bu yolla vergi kaçağının arttığını, vergi adaletinin iyice bozulduğunu vergiyi koyanlar da biliyor ama bile bile yapıyorlar.
Kısacası; vergi idaresi reformuyla da bu iş hallolmaz. Bu kafanın değişmesi, silbaştan uzun vadeli, adil bir vergi sistemi kurulup, yaz-boz tahtasına dönmesinin engellenmesi gerek.