AKP Hükümeti’nin bakanları, özellikle son dönem söyledikleriyle, demeçleriyle inandırıcı olmaktan giderek uzaklaşıyorlar. "Devletin Bakanı söylediği zaman doğrudur, dediği olur" derlerdi ama artık böyle bir şey yok.
Sadece bakanlar değil aslında hakkında kapatma davası görülmesine rağmen AKP yöneticileri, sanki olayın üzerine bilerek gidiyorlarmışçasına demeçler veriyor, cumhuriyet devrimlerini "travma" olarak görüyor, ondan sonra çıkıp "Atatürk devrimleri beni mutlu ediyor" deyip, iyice inandırıcılıklarını kaybediyorlar.
Dün de Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in elektrik zammı ile ilgili demeçleri vardı. Gerçi Şimşek’in artık bu tür sözlerine, kendi işi dışında diğer bakanlıkların işlerini daha iyi bilirmişçesine konuşmalarına alıştık ama, yine de bu kadarı olmaz dedirtecek sözler ediyor.
Şimşek’e elektrik zamları sorulduğunda, buna karşılık "asıl olan tasarruftur" şeklinde yanıt vermiş. Tabi ki bunun öncesinde sonrasında bir şeyler söylemiş ve büyük ihtimalle bugün çıkıp, "basın söylediklerimi çarpıtmış" diyecek ama söylediği de belli.
Hadi, Şimşek’in söylediklerinin hepsini bir arada verelim:
"Elektrikte en önemli şey maliyet. En azından maliyetlerin tamamının karşılanması bu fiyattan. O nedenle tabii ki KİT’lerin de durumunu düzeltir, tabii ki o anlamda bütün halkımıza katkısı olur ama esas konu o değil, burada esas konu elektrikte tasarrufun sağlanması, elektrikte tabii ki dengelerin korunması, maliyetlerin karşılanması... Bunların hepsinin temelinde rasyonel fiyatlama vardır. Bizim yaptığımız şey maliyet esaslı bir fiyatlamaya geçmektir"
Vergi affı yok demek inandırıcı olmuyor
MEHMET Şimşek enerji bakanı gibi davranmakta ısrar ediyor ama ekonomiden sorumlu bakan olarak asıl konuları sorulduğunda ise biraz bocalıyor. Kendisi bir iktisatçı olduğu için şahsen güzel bir yanıt beklenirdi ama bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Yüksek faiz enflasyonun artmasına neden oluyor. Enflasyon bir sonuç, zamlarsa bir sebep" sözlerini hatırlattığında aldığı yanıt biraz garip olmuş. Şimşek, enflasyonun arz talep arasındaki dengesizlik olduğunu belirtip, "Yani esasında uzun dönemde böyle bir, sayın Başbakanımız’ın perspektifi, o arz talep arasındaki dengesizliğe herhalde işaret etmek şeklindeydi. Dolayısıyla onun altında başka şeyler okumanın bir anlamı yok" demiş...
Yani "İktisatçı olsam da, söylenen doğru olmasa da Başbakan söyledi..." demeye çalışıyor...
Dün Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın da pek inandırıcı olmayan sözlerine şahit olduk. Bilindiği gibi son dönemde vergi affı çok konuşulmaya başladı. Sebebi açık; SSK affı, sicil affı gibi konular gündeme geldiği zaman, her zaman bunun sonunda vergi affı da gelir. Bunun da ötesinde AKP Hükümeti her sıkıştığında af çıkarmakla artık ünlü oldu. İşte bu nedenle, AKP’lilerin körüklediği bir vergi affı yine gündeme geldi, konuşulup duruyor. Maliye Bakanı Unakıtan, sorular üzerine "Bu yönde bir çalışmaları olmadığını" söylemiş. Unakıtan, kamu alacaklarının zamanında ödenmesinin zorunluluk olduğunu kaydederek, borçlarını ödemeyenlerden bu alacakların cebri icra yolu ile tahsil edileceğini hatırlatmış. Hazine’ye intikali gereken alacakların takibine hız verildiğini de ifade eden maliye bakanı, bu nedenle vergi borcu bulunanların bağlı oldukları vergi daireleriyle irtibata geçmelerini istemiş.
Maliye bakanı belli ki bunu insanlar, normal vergilerini ödesinler diye söylüyor. Ancak maliye bürokratları bile böyle bir af kararının çıkmasını büyük ihtimal olarak görüyorlar.
Af dediğiniz zaten böyle bir şey, başladı mı duramazsınız. Çıkardığını affa, "af değil" diye diretseniz de bunun adı aftır ve sonuçta sorumlu vatandaşları cezalandırmak anlamı taşır.