Paylaş
Özellikle büyük şirketler nitelikli elemanlarına, geniş çevrelerine danışıp mümkün olduğunca detaylı hesap yapmak isterler ama gördüğüm kadarıyla kesin hesaplar yapamıyorlar.
O nedenle esnek modellemelerle, gelişmelere göre değiştirilecek hesaplar içine giriyorlar. Öyle olunca da özellikle orta ve uzun vadeli planlar yapma imkanı zorlaşıyor. Bu belirsizlik büyük şirketler için olduğu gibi bireysel olarak da söz konusu olduğu için, toplumsal körlüğü da artıran bir unsur oluyor.
Bırakın siyasi belirsizlikleri, ekonomik olarak 2015 yılında dünyada ve ülkede şunlar olacak diye kesin tahminde bulunabilen var mı, acaba?
Genel olarak şunu söylemek gerekir ki; 2008 krizinin getirdiği küresel anormalleşme henüz tamamlanmadı ama yavaş yavaş da çıkılıyor, normalleşme yolunda artık adımlar atılıyor. Şahsen görüşüm; ABD ekonomisi ödediği krizin faturasının Avrupa’ya düşen bölümünü ödetmeye başladı, sonra da sıra bizim gibi gelişmekte olan ülkelere gelecek. Öyle ya; tüm dünyanın nemasını yediği bolluk dönemi nedeniyle çıkan kriz faturasını tek başına ödemeyecekti, herkesin payına düşen faturalar önlerine gelmeye başladı. İşte 2015 yılı bu ödeşmenin netleşmeye başladığı yıllardan biri. Avrupa ekonomisi düzlüğe çıkabilmek için faturanın tümünü ödemedi, bunun sıkıntısını yaşıyor. Çin belli ki yeni bir büyüme dengesine kavuşacak, Japonya biraz daha sıkıntı çekecek. Rusya’nın durumu şimdilik en ağır olanı; bence sıkıntı çekmeye yeni başladı, hatalı yönetim nedeniyle faturası iyice ağırlaşabilir.
Rusya’nın yaşadığı sıkıntının, her zaman olduğu gibi, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yayılması ise kaçınılmaz. Bir başka deyişle gelişmekte olan ülkelere kesilecek faturanın ucunu görmeye başladık, 2015’de fatura netleşmeye başlar.
İşte küresel ekonomide normalleşmenin sonuçları olan bu gelişmeler yeni yılda daha somut olarak kendini hissettirecek.
Bu gelişmeler büyüme oranları, kurlar, enflasyon oranları, faizler, petrol fiyatları gibi ekonomide hesap yapmak için gereken temel hesapları bilinemez kılıyor.
Peki, tüm bu gelişmeler kesin olmasa da trend olarak belli değil miydi, özellikle ülkeyi yönetenler belirsizliği azaltmak için önceden tedbir alamazlar mıydı?
Tabi ki bu mümkün ve bazı ülkelerin bu değişim sürecine, normalleşmeye daha hazırlıklı girdiklerini, 2015 için önlerini daha iyi gördüklerini söyleyebiliriz.
Ancak Türkiye için bu söylenemez. 3-4 yıl önce alınabilecek tedbirlerle, artık yeni dönemde sıkıntı yaratacağı belli olan dış kaynağa bağımlı ekonomik yapıyı değiştirmek için somut adımlar atılabilirdi. Ekonomideki tıkanma artık somutlaşınca bu yıl adım atılmaya niyet edildi ama “öncelikli projeler” adı altındaki tedbirler hala tamamlanmadı. Belli ki yönetim içinde görüş ayrılığı var; gereken tedbirler çıkarılamıyor ve neredeyse baştan ölü doğdu.
Siyasi irade gerekli adımları atmayınca istikrarı korumak sadece Merkez Bankası’nın omuzlarına bindi ama artık onun da sonuna geliniyor.
Böyle bir ortamda örneğin döviz kurlarının 2015 yılı içinde nasıl seyredeceğini, faizlerin ne olacağını tahmin etmek çok zor. Petrol fiyatlarının daha ne kadar bu seviyesinde süreceğini, ya da Rusya’daki krizin ne olacağını kestirmek de.
Halbuki gelen bol dış kaynağı tümüyle inşaata dayalı büyümeye aktarmaktansa örneğin rezervlerimizi büyütseydik, şimdi bu soruların yanıtlarını daha net verebilirdik.
Yeni yıla girilirken, yaşanan belirsizlikleri ve nedenlerini sorgulamaya devam edeceğim.
Paylaş