TÜM semt sakinleri olarak önce şaşırmış, sonra da çok sevinmiştik...
Ankara’nın en gözde yerleşim birimlerinden biri olan Oran’da, üstelik meşhur TBMM lojmanları’nın yanı başındaki sokakta oturuyorduk, ama belediye imkanlarından yeterince faydalanamıyorduk. Delik deşik asfalt yollar, bidon ve kovasıyla bir türlü buluşamadığı için sağa sola savrulan çöpler, yıllardır bitmeyen çilemizdi. Protokol yolu olarak ilan edilen Turan Güneş Bulvarı’yla kesişen sokağımız, kar yağdığı zaman kayak pistine döner, bulvardan vızır vızır geçen kar küreme araçlarının arkasından baka kalırdık.
Bir gece, dozer gürültüleriyle yatağından fırlayan herkes gibi ben de gözlerime inanamadım. Büyükşehir Belediyesi’nin asfalt ekipleri, deliklerden kevgire dönmüş yolları onarmaya başlamışlardı. Spotlar altında gerçekleşen çalışma bütün gece devam etmiş, ertesi gün de aynı hızla sürmüştü. Öyle yoğun bir çalışma yapılıyordu ki, kaldırım kenarlarında farelere geçecek delik bile bırakılmıyordu. Doğrusu tüm semt sakinleri olarak yoğun çalışma karşısında önce şaşırmış, ardından da yıllar sonra Büyükşehir Belediyesi’nin bizleri hatırlamasına sevinmiştik.
Sonuçta belediyenin olağanüstü çalışmasının sebebini öğrendik. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan komşumuz olmuş, yanımızdaki sitenin dairelerinden birine yerleşmişti. TBMM Lojmanları’nın hemen dibinde kurulan "Mesa Akasya" sitesine konuşlanan Erdoğan Ailesi, mahallemize hem renk, hem de hizmet getirmişti! Komşumuzun taşınmasıyla birlikte delik deşik yollardan kurtulmuş, bidonu olmadığı için sağa sola savrulan çöplerden arınmıştık. Üstelik en küçük deliğine kadar yamanan yollarda araç kullanmanın keyfini de çıkarmaya başlamıştık.
Bizim İmam, İmam olalı böyle cemaat görmedi
Bu arada Başbakan’ın oturduğu sitenin hemen yanındaki "Oran Fatih Cami"i de, tarihi günlerini yaşamıştı. Cuma namazlarını kaçırmayan Başbakan Erdoğan’a görünmek ve gözüne girmek isteyenlerin tekmili birden bizim mahallenin minik camiine doluşmuştu. Cuma günleri bizim 48. Sokak kuruldu kurulalı böyle bir araç trafiği görmemişti. Tabii, caminin imamı da, imam olalı böyle yoğun bir cemaat...
Fatih Cami’ ini, 48. sokağın ilk yerleşim birimi olan Ceyko sitesi’nin müteahhitleri yapmıştı. Bölge yerleşim planında itfaiye merkezi olarak görünen arsaya müteahhitler el koyup, camiyi inşa etmişti. Hal böyle olunca da, caminin hiçbir zaman iskan ruhsatı olmadı. Yani başbakanımız gibi semt sakinleri de aslen itfaiye binası olması gereken ruhsatsız yapıda dini görevlerini yerine getirdiler. Şimdilerde de getirmeye devam ediyorlar.
Ancak "güzel günler çabuk biter" derler ya! Büyükşehir Belediyesi ile balayı günlerimizin bittiğini anlamakta gecikmedik. Başbakan, Keçiören’de bir apartman dairesine taşınmış, önce o, sonra da belediye bizleri terk etmişti.
SEMT İKİNCİ BAHARINI YAŞIYOR
Gelelim günümüze. Semtimiz şimdi ikinci baharını yaşıyor. Zira komşumuz olan Funda Sitesi’ne önemli bir şahsiyet taşınıyor. Belki de sitenin en güzel villasını mesken edinecek kişi ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in büyük oğlu Ahmet Gökçek. Şu sıralar hem villanın içinde, hem de dışında hummalı bir çalışma sürüyor. Başbakan’ın Keçiören’deki eve taşınmasıyla eski deliklerine kavuşan yollar yeniden onarılıyor, aylardır yanmayan sokak lambaları bölgeye sevk edilen ekiplerin sihirli ellerinin değmesiyle gecelerimizi ışıl ışıl aydınlatıyor. Parklarımız ise yeni dikilen ağaç ve çiçeklerle bambaşka bir havaya bürünüyor. Anlayacağınız, Başbakan Erdoğan’dan sonra Belediye Başkanı’nın oğlu Ahmet, mahallemize bereket getiriyor.
Bu arada villanın iç dekorasyonu ile bahçe tazimi ise son sürat devam ediyor. Her ne kadar Funda sitesi sakinleri, Ahmet Gökçek’in oturacağı villanın etrafına mazıdan ve betondan duvar örmesine sinirlense de ellerinden bir şey gelmeyeceğini biliyorlar. Sitenin çevre duvarları dururken, içte de bölümlere ayrılmanın üniter yapıyı bozduğunu ve bunun yasal olmadığını söylemeleri ise yetkililere sinek vızıltısı gibi geliyor.
Yılın sonunda evsiz, barksız kalabilirler
Bu konular Funda sakinlerinin kendi iç sorunudur deyip bir kenara bırakıyorum, ama aklıma gelen önemli bir sorunun yanıtını bulmaya çalışıyorum. Bu sitede villaların fiyatı 1 milyon 500 bin dolardan başlıyor. Kiralar ise 3 bin dolardan. Anlayacağınız öyle orta halli,hatta oldukça varlıklı olanların bile oturacağı cinsten bir yerleşim birimi değil.
Peki, Belediye Başkanı Melih Gökçek, televizyonda Hürriyet yazarı Emin Çölaşan ile tartışırken ne demişti? "Bizim ailece öyle fazla bir paramız yok."
Tam hatırlamıyorum ama, toplam 50- 60 bin dolar birikimleri olduğundan bahsetmişti. Hal böyle olunca, bu villayı satın alacak paralarının olmaması gerekiyor. Kiraladığını farz etsek ve ayda en az 5 bin YTL ödese, bir yılda ailenin tüm birikiminin tükeneceği apaçık ortada.
Endişem, Allah korusun, daha ikinci senede Ahmet Gökçek ve ailesinin evsiz barksız ve parasız kalacak olması! Gerçi böylesine kötü bir senaryo gerçekleşse, Melih Bey’in o dar bütçesiyle (!) yaptırdığı ve Fikri Sağlar’ın iddiasıyla çevre hizmetlerini Büyükşehir Belediyesi’ne havale ettiği Angora’daki yüzme havuzlu süper lüks villasına taşınırlar olur biter. Bu arada Angora’daki kartal yuvası gibi duran villanın emsalleri de 1,5 milyon dolardan satılıyor.
Angora evleri Melih Gökçek, bizim mahalle Ahmet Gökçek sayesinde kurtuldu. Sözün özü, sizler de dua edin, çevrenize Gökçek ailesinden biri taşınsın ve belediye hizmetleri bol kepçe ayağınıza gelsin!
Ankara’ya beş yıldızlı otel akını
ANKARA, son yıllarda otel yatırımcılarının gözdesi olmaya başladı. Butiğinden beş yıldızlısına kadar her kategoride ve büyüklükte oteller açılırken, yenileri de inşa edilmeye devam ediyor. Tabii, bu gelişmenin en önemli sebeplerinden biri Avrupa Birliği süreci. Bilindiği üzere AB’ye giren her ülkede başkentler çok daha fazla önem kazanmaya başlıyor. Bu önemle birlikte, şehre gelen yabancıların sayısında da artışlar oluyor. Gelişmeye kayıtsız kalmayan Ankaralı turizmcilere ise kolları sıvamak düşüyor.
Bu arada otel yatırımcılığının gelişmesindeki bir diğer etken de kongre turizmi. Ankara, kongre merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ankara Ticaret Odası’nın yaptığı kongre merkezi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin inşaatı süren kompleksi, Sheraton, Swis gibi otellerin hizmete soktuğu merkezler nedeniyle, önümüzdeki yıllarda Ankara’da yatak açığı olacağı kesin olarak görünüyor.
Siyasetçi ve bürokratların ön görüsü ise kongre, fuar, sağlık turizmi alanında yapılacak yatırımlarla 8 yıl sonra Ankara’ya 10 milyon turistin gelmesi. Bu yatırımların yanı sıra, AB’ye üyelik sürecinin de katkıda bulunacağı yadsınamaz bir gerçek. Tam üyelik için 2015 yılını hedefleyen yatırımcılar, projeksiyonlarını bu süreçte Başkente gelmesi muhtemel binlerce AB uzmanına göre yapıyorlar.
Basit bir hesapla, tam üyelik sürecinde üç bin 500 başlık üzerinde çalışmak üzere AB’den binlerce uzman gelecek ve bunların büyük çoğunluğu beş yıldızlı otellerde konaklayacak. Yani bir yerde Ankara yol geçen hanına dönecek. Doğaldır ki, turizm yatırımcılarına da katlanarak artacak bu potansiyeli ağırlamak için şimdiden gardını almak düşecek.
Şimdilerde Ankara’da 8 adet beş yıldızlı otel var. Bu rakam birkaç yıl içinde 13’e çıkacak. İlk açılacaklardan biri ise Ankamall AVM’nin yanı başında yükselen Crowne Plaza... Otelin işletmesini Laledan Turizm yapacak. Uluslararası çapta 3 bin 700 adet otel işletmesine sahip IC Hotels Group’tan Crowne Plaza ile 30 yıllık lisans anlaşması yapan Laledan Grup, 2007’in Ekim ayında hizmete sokacağı bu otelde "Business Class" hizmet sunacak.
2008 yılının ilk ayında müşterilerine "Merhaba" diyecek bir diğer otel ise TBMM’nin bitişiğinde yer alan Büyük Ankara Oteli. Bilindiği üzere, geçen yıl Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, oteli 36,8 milyon dolara Çeliklerİnşaat’a vermişti. Yeni yatırımcı da bir taraftan tesisin tadilatını gerçekleştirirken, diğer taraftan da uluslararası otel zincirleriyle görüşmelere başlamıştı.
Bir diğer otel yatırım alanı ise Armada Alışveriş Merkezi’nin karşısında yapımı süren ticaret ve kongre merkezinin dibindeki geniş arazi. Finansman ve planlamada son aşamaya gelinen otelin sahipleri ise AK Parti’ye yakın isimlerden oluşuyor ve yaz bitimi ilk kazma vurulacak.
Antalya’daki Venezia ve İzmir’deki Mysia otellerinin sahibi Ünal Grup ise Konya yolu üzerinde 5 yıldızlı ve temalı bir otel yapmaya hazırlanıyor. Büyük bir yatırım bütçesiyle, Hilton, Sheraton gibi rakiplerine kafa tutmaya çalışacak otelin en büyük avantajı ise ATO ve Büyükşehir Belediyesi kongre merkezlerine yakın olması.
Yaklaşık iki yıl içerisinde tamamlanması planlanan bir diğer beş yıldızlı otel ise Ahmet Hattat’a ait Gaziosmanpaşa Semti’ndeki yatırım. Aslında yapımına yaklaşık 14 yıl önce başlanan ve bitişi yılan hikayesine dönen otel tamamlanırsa, işletmesini önemli bir uluslararası otel zinciri üstlenecek.