Ankara’nın kayıp ve çile dolduran takımları ile Picadilly sürtükleri

Kaç gündür elim klavyenin üzerine gitmiyor. Zira art arda gelen şehit haberleri herkes gibi benim de canımı yakıyor. Ancak bu terörist sürüsünün beklentilerine cevap vermemek için acımızı içimize atıp, hayatın normal akışında sürdüğünü ispatlamamız lazım. Tabii, bir vatandaş olarak, ülkemize nasıl bir katkıda bulunabiliriz çabasını göz ardı etmeden.

İşte böylesine düşünceler içindeyken dünya ajanslarından bilgisayar ekranıma yansıyan bir haber dikkatimi çekti. Bizimle aynı kaderi paylaşan İspanya, terör örgütünü dize getirmiş ve ETA belasından kurtulmuştu. Sonra televizyon haberlerini ve ertesi gün de gazete sütunlarını takip ettim. Hemen hepsi küçük haber olarak vermiş, ama İspanya’daki terörün tarihçesini aktarmamıştı. Sahi bu ETA’da neyin nesi? Bizim PKK belasından kurtulmamız için tarihçesi işimize yarayabilir mi?
ETA DÜKKAN KAPATTI
İspanya ve Fransa sınırları içinde yaşayan Bask toplumuna bağımsız bir devlet kurma amacı güderek 1959’da kurulan örgüt, 62 yıl sonra dükkanı kapattı. ETA (Euskadi Ta Askatasuna-Bask Vatanı ve Özgürlüğü) silahlı mücadeleye son verdiğini açıkladı.
Franco diktatörlüğüne karşı kurulan örgüt, 1968’den itibaren terör faaliyetlerine başladı. Franco’nun ölümü ve İspanya’nın demokratik sisteme dönüşüyle birlikte, 1979’da Bask bölgesine özerklik tanınmasına rağmen; ETA silahlı eylemlere devam etti. 1978’de kurulan Herri Batasuna adlı parti de örgütün yasal siyasi kanadını oluşturuyor ve Bask Bölgesi’nde yüzde 10-20 oranında oy topluyordu.
1973’de General Franco diktatörlüğünün güçlü adamı Amiral Carrero Blanco, ETA tarafından öldürüldü. Örgüt, 1974’de silahlı mücadeleyi tek yol olarak tanıyanlarla; siyasi-askeri eylemleri birlikte sürdürmeyi savunanlar arasında iki kanada bölündü. Bask bölgesi 1979’da özerklik hakkını aldıktan sekiz yıl sonra, Barcelona’da girişilen ETA eyleminde 21 kişi canını yitirdi.
O DA TERÖR ÖRGÜTÜ LİSTESİNDEYDİ AMA!
1998’de tek yanlı ateşkes ilan eden ETA, hükümetle görüşmelerin kesilmesinin ardından 1999’da ateşkesi bozduğunu açıkladı. 24 Mart 2006’da bu kez süresiz ve kalıcı ateşkes ilan eden ETA, altı ay kadar sonra yeniden terör eylemlerine başladı.
30 Aralık 2006’da Madrid Havaalanı’nda 500 kilo patlayıcıyla gerçekleştirdiği saldırı sonucunda 2 kişi öldü, 26 kişi de yaralandı.  14 Mayıs 2008’de,  Legutiano’da jandarma kışlasının önünde meydana gelen ve ETA’nın düzenlediği patlamada bir jandarma öldü, ikisi kadın dört jandarma yaralandı.
Düzenlediği eylemlerle 850 kişinin ölümüne yol açan ETA, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesindeydi. ETA, militan kadrolarının pek çoğu İspanyol polisi tarafından yakalanıp tutuklanınca; 2010’da yine ateşkes ilan etti. Bir yıl sonra da, 21 Ekim 2011’de yapılan açıklamayla örgüt silahlı mücadeleye son verdiğini açıkladı.
Sözün özü, darısı benim güzel ülkemin başına...
ANKARA’NIN KAYIP TAKIMLARI
Oyuncular siyah bant takarak sahaya çıkarken ve federasyon maçları 3 dakika geciktirerek başlatırken, aklıma gelen konuyu gazeteci arkadaşım Serhat Hürkan önüme getirdi. İyi bir araştırma yapmış ve benimle paylaşmak istemişti. Ankara’da Ankaragücü ve Gençlerbirliği takımları dışında dizi dizi futbol kulübü sevenlerinin kalbindeki “mezarlıkta” yatıyorlardı. Bir kısmı ortadan yok olan, bir kısmı alt kümelerde yeni isimlerle “çile dolduran” Ankara’nın kayıp takımları saymakla bitmiyordu. İşte listemiz:
1947’de kurulan şeker fabrikalarının ekibinin, Hacıbayram’dan Hilâl takımıyla birleşmesiyle oluşan “sarı-lacivertli” Şekerhilâl, Milli Lig’in ilk katılımcılarındandı. 1963’te düştü. Adını Şekerspor’a, renklerini de yeşil-beyaza dönüştürüp, ertesi yıl 2. Lig’in ilk şampiyonu olarak geri döndü. Son düşüşü 1998’de oldu. 2005’de adı Etimesgut Şekerspor, 2010’da Beypazarı Şekerspor oldu. Günümüzde 2. Lig’de top koşturuyor.
POSTADAN TELEKOMA UZANAN SÜREÇ
Ankara’nın demiryolcularının, 1932’de kurulan açık mavi-lacivert renkli kulüpleri Demirspor, 1970’de birinci ligden ikinci kümeye düştü. Şimdi 3. Lig’de.
 “Postacıların takımı” PTT, 1954’de kurulmuştu. Sarı-siyahlılar 1960’da Milli Lig’e yükseldiler. Birkaç kez inip çıkarak 1. Lig’e veda ettiler. Kulübün adı artık Türk Telekom ve renkleri de Türk mavisi-lacivert.
 1945’de semtte kurulan mor-beyazlı Hacettepe, on yıl sonra Ankara Profesyonel Ligi’nin ilk şampiyonu olmuştu. Milli Lig’e 1960’da terfi eden Hacettepe, sekiz yıl sonra küme düşmüştü. 1984’de Keçiören Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kontrolüyle Hacettepe’nin adı Keçiörengücü’ne dönüştü. Gençlerbirliği’nin ikinci takımı Oftaş, 2008/2009’da Süper Lig’de Hacettepe adıyla oynadı ve küme düştü. Hacettepe, ertesi yıl 2. Lig’e ve bu yıl da 3. Lig’e indi. Keçiörengücü de aynı ligde, farklı bir grupta oynuyor.
1.LİGE TERFİ EDEN İLK İLÇE TAKIMIYDI
O zamanlar Ankara’ya bağlı olan Kırıkkale’nin takımı, 1978’de 1. Lig’e terfi etmeyi başaran ilk ilçe ekibiydi. Kırıkkalespor bir mevsim oynayabildi en üst kümede. Günümüzde, 3. Lig’de.
Petrol Ofisi’nin takımı olarak 1954’de mavi-beyaz renklerle kurulan Petrolspor, 1964’de Ankara Mahalli Profesyonel Ligi şampiyonu olarak 2. Lig’e çıktı. 3. Lig’e düşüp, tekrar yükseldi ve en sonunda 1995’de 1. Lig’in kapısını çaldı. Adı Petrolofis, forma renkleri de kırmızı-beyaza olmuştu. Takım, ilk yılında küme düştü. Sonrası amatörlüğe dönüş oldu..
Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulup, Gökçek ailesinin denetimine geçen “seyircisiz ve taraftarsız” Ankaraspor da; başkentin en üst kümedeki temsilcilerinden olmayı başarmıştı.  Futbol yönetmeliklerini çiğnediği için 2009/2010 mevsiminde, Süper Lig’den ihraç edildi. Sonraki mevsim bir alt kümede de oynatılmadı. 2010’de feshedilmesi yoluna gidildi; ama 2011’deki Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nda Bank Asya 1. Ligi’ne dahil edilmesine karar verildi. Ardından bu ligden çekilen ekip, A2 Ligi’nde maçlara çıkıyor.
ANKARA GALATASARAY BİLE VARDI
Toprak Mahsulleri Ofisi bünyesinde 1957’de kurulan kahverengi-beyaz formalı Toprakspor, 1951 doğumlu, sarı-kırmızılı Güneşspor, Yeni Sanayi esnafının desteğiyle 1954’de kurulan, sarı-kahverengi renkli Sanayi Barbaros, 1952’de kurulan kırmızı-siyah-beyaz formalı Yenimahalle Gençlik, Ankara’nın “kalbi” olan semtin yeşil-beyazlı kulübü, Yenişehir, gecekonduların ilk kurulduğu bölgelerden Altındağ’ın yeşil-beyazlı ekibi, Sincan’ın temsilcisi Sincanspor, Bahçelievler semtinin mavi-beyazlı takımı Bahçeli Gençlik, mobilya merkezi Siteler semtinin takımı Sitespor ve Karayolları’nın turuncu-siyah renkleriyle Yolspor da Ankara Mahalli Profesyonel Ligi- 2. veya 3. Lig- amatörlüğe dönüş aşamalarıyla başkentin futbol tarihindeki yerlerini aldılar.
Otuzlu yıllarda maçlara çıkan Demirçankaya, Ankara Galatasaray gibi ekipler zamanla kayboldular. Muhafızgücü, Harbiye, Karagücü, Havagücü, Jandarmagücü ekipleri de “askerî futbolda” Ankara’nın temsilcileriydi.
İNÖNÜ’YÜ KIZDIRAN PICADILLY SÜRTÜKLERİ
Bu Serhat yok mu, adam tarih kurdu. Bulmuş eski bir gazete sütununu gözüme sokup duruyor. Araştırınca da oldukça ilginç bir hikayenin içinde buldum kendimi. Hoşluk olsun diye de köşeme aldım.
CHP organı Ulus Gazetesi’nin yazarı Mümtaz Faik Fenik, İkinci Dünya Savaşı’nda ağır hasar gören İngiltere’nin başkenti Londra’ya yaptığı gezinin izlenimlerini dönüşte bir dizi halinde okurlarına sunmuştu. Ulus gazetesinin 9 Nisan 1946 tarihli sayısında yer alan dizideki bir ifade, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü fena halde kızdırmıştı:
“Şu Yaralı Dünya” adlı dizinin o günkü bölümünde Mümtaz Faik Fenik, İngiltere başkentinin Piccadily semtindeki “gece hayatını” anlatıyordu.  “Picadilly Sürtükleri” başlığı konan yazıda ayrıntılarıyla Londra’nın sokak kızlarından bahsediliyordu.
Yazıyı okuyunca fena halde öfkelenen İsmet İnönü, Özel Kalem Müdürü Haldun Derin’e Ulus’un sorumlusu Falih Rıfkı Atay’ı telefonla aratarak, başlığı ve yazıyı görüp görmediğini sordurmuştu.
Sorudaki “gizli azarı” derhal anlayan Falih Rıfkı Atay, verdiği cevapta başlık ve yazıdan dolayı Mümtaz Faik Fenik’i derhal uyardığını ileterek, durumu kurtarmıştı. Tabii olan sürtük bölümüne olmuştu. Haberiniz olsun önümüzdeki ay Londra’dayım. Belli mi olur, dönünce bu başlığı belki ben kullanırım.
Yazarın Tüm Yazıları