AOSB Bölge Müdürlüğü'nün girişimcilere ve akademisyenlere projelerini çalışıp, sanayicilere sunabilecekleri ortam hazırlayan AOSB Küp Girişimcilik Merkezi (Kuluçka Merkezi) yeni fikirlere ev sahipliği yapmaya devam edecek.
Üniversite-sanayi iş birliğinin gücüne inanan AOSB Bölge Müdürlüğü tarafından AOSB Ticaret Merkezinde 1000 metrekarelik alanda kurulan Küp Girişimcilik Merkezi, iş fikirlerinin akademik bilgi birikimiyle bütünleşmesini sağlayarak, katma değerli projelerin ortaya çıkmasına imkan sunuyor. Bu kapsamda, AOSB Küp Girişimcilik Merkezi’nde, Çukurova Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) bünyesinde Kuluçka merkezi kurulacak.
Kurulacak merkeze ilişkin Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesindeki imza töreni; Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hüseyin Akıllı ve Prof. Dr. Ömer Korkut, Çukurova Üniversitesi Genel Sekreteri Kürşad Birinci, Teknokent Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Tunç Tüken ve AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar’ın katılımları ile gerçekleşti.
Protokol kapsamında, AOSB Küp Girişimcilik Merkezinde bulunan ofis ve demirbaşların kullanımını, mülkiyeti AOSB’de kalmak üzere Çukurova Teknokent’e tahsis edilecek. Merkez, teknolojik yenilik alanlarında ARGE, tasarım, sistem entegrasyonu, diş ticaret, sertifikasyon gibi rekabet güçlendirme faaliyetleri kapsamında ulusal ve uluslararası fon programlarına yönelik proje geliştirme ve yürütme konularında ortak çalışmalar yürütecek.AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, protokolün kent ekonomisine hayırlı uğurlu olması temennisinde bulunarak, “Bu merkezde, bölgemizde faaliyet gösteren firmaların ve Çukurova Teknokent’te faaliyet gösteren kuluçka firmalarının ulusal ve uluslararası teşviklerden daha fazla faydalanmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu iş birliğinin bölgemiz ekonomisinin gelişimine katkı sunacağına inanıyoruz” dedi.Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş ise yapılan iş birliğinin üniversitenin bilgi gücünün sanayiye aktarımı konusunda büyük önem taşıdığını belirterek, hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.
REKORLAR ŞEHRİ
Düzenlenen lansmanda 6. Uluslararası Mersin Maratonu’na ilişkin bilgiler vererek konuşmasına başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Bu yılki maratonumuzun mottosu; ‘Rekorlar Şehrinde, Rekorlara Koşuyoruz’. Bildiğiniz gibi Mersin’i her alanda rekorlar şehri yapma gayreti içerisindeyiz. Sadece spor branşlarına değil, hayata ve kent yaşamına dair ne varsa her alanda Mersin’i en yüksek noktalara getirmeye çalışıyoruz” dedi.
“MERSİN MARATONU TÜRKİYE’DE BİRİNCİ”
Dünya Atletizm Birliği tarafından Mersin Maratonu’nun ‘Elite Label’ kategorisine alındığını da hatırlatan Başkan Seçer, “2023 yılında dünyada koşulan 182 maraton arasında Mersin Maratonu organizasyon başarısı olarak 46. sırada yer aldı. Bunu övünerek söylememiz lazım. Türkiye’de de koşulan 3 maraton içerisinde organizasyon başarısı olarak birinci sırada Mersin Maratonu yer alıyor. Bu Mersinimiz açısından bir gurur tablosu. Mersin’imize yaraşır işler yapma gayreti içerisinde olduğumuzu gösteren en önemli göstergelerden bir tanesi olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.
BİNLERCE SPORCU KAYIT YAPTIRDI
Maratonda 3 ayrı kategoride koşulacağını kaydeden Seçer, 42K, 10K ve 3K Halk Koşusu’nun gerçekleştirileceğini kaydetti. Tüm yarışların başlangıç noktasının Özgecan Aslan Barış Meydanı olacağını ifade eden Seçer, Halk Koşusu için kayıtların 15 Aralık’a kadar devam ettiğini ve kayıtların ‘mbbspor.org’ üzerinden yapılabildiğini belirterek “En yüksek seviyede katılım bekliyoruz” dedi. Türkiye’nin yanı sıra 26 ülkeden 398 sporcunun 42K kategorisine başvuru yaptığını söyleyen Seçer, 10K için ise bin 654 sporcunun başvurduğunu ve 87’sinin yabancı sporcu olduğunu belirtti.
MARATONA DAVET
Vatandaşları, Uluslararası Mersin Maratonu’na katılmaya davet eden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, “Sporu ve hareketi seven, sporun kardeşlik, barış, birlik ve beraberlik aracı olduğunu düşünen herkes orada olacak. Spor sadece ruhen ve bedenen gelişimi sağlamıyor; sosyalliği, toplumsal barışı ve bir arada olma kültürünü de geliştiriyor” dedi.
Sheraton Oteli’nde düzenlenen Güney Eğitim Vakfı’nın bu anlamlı gecesine Adana Büyükşehir Belediyesi katkı sunarken; Büyük Usta Şalgam ve STD Transformatör Ana Sponsorluğunu üstlendi.
Yönetim Kurulu Başkanı Semih Karademir'in konuşması ile başlayan gece sponsorlara plaketleri verilerek devam etti. Gecenin akışını ise eşsiz sunumuyla Yeliz Arman Doğramacılar gerçekleştirdi.
PAVEY’E ÖDÜL
Her yıl bir kişinin layık görüldüğü 'Güney’in İncisi' Ödülü bu yıl Birleşmiş Milletler Diplomatı, Şafak PAVEY’in oldu. Pavey’in ödülünü Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Semih Karademir birlikte sundu.
Ünlü sanatçı Melek Mosso muhteşem sesiyle geceye renk kattı, davetlileri coşturdu.
Gecenin sonuna doğru Yusuf Emrah GERGİN - Emrah Efe ASLANER sahne alarak, akustik performanslarıyla mükemmel bir kapanış yaptı. Baloya katılarak eğitime destek veren tüm gönüllülere teşekkür edildi.
KATILANLAR
TİM Sektörler Konseyi Üyesi ve Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (ASHİB) Başkan Yardımcısı Ali Can Yamanyılmaz, TİM Yönetim Kurulu Üyesi Melisa Tokgöz Mutlu, İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, İSHİB Yönetim Kurulu Üyesi Nerdin Alp, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği Başkan Yardımcısı Faik Üçer ve Genel Sekreteri Ahmet Ergün ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’yı ziyaret ederek, kanatlı sektöründeki sorunların çözümüne ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
İHRAÇ EDİLECEK
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2009 yılından bu yana Avrupa Birliği’ne (AB) taze ve ısıl işlem görmüş kanatlı eti ihracatı yapılabilmesi için yoğun çalışmalar yürüttüklerini, kanatlı eti işleme tesislerinden 8'inin Avrupa Birliği'ne (AB) ısıl işlem görmüş kanatlı eti ihracatı yapabileceğini, bunun AB tarafından onaylandığını açıkladı. Yumaklı, “Özellikle Avrupa Birliği ile geçen yıldan bu yana kanatlı eti ihracatıyla ilgili çok yoğun görüşmelerimiz vardı. Bu yoğun çalışmalarımız sonuç verdi. Özellikle kanatlı eti işleme tesislerinden 8'i Avrupa Birliği'ne ısıl işlem görmüş kanatlı eti ihracatı yapabilecek, Avrupa Birliği tarafından onaylandı.” dedi.
AB yetkililerinden gelen resmi bir mektuba göre, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uygun görülen kesimhanelerin, AB’nin TRACES NT sistemine kaydedilme prosedürü 15 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek. Yumaklı, Türkiye’nin kanatlı eti sektöründeki ihracat potansiyelini artırmayı hedeflediklerini belirterek, bakanlığın ürünlerin ihraç edildiği ülke sayısını artırmaya yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğünü sözlerine ekledi.
SEKTÖRE İVME KAZANDIRACAK
Ülkemizin kanatlı eti sektöründeki ihracat potansiyelini artırmak istediklerini açıklayan TİM Sektörler Konseyi Üyesi ve ASHİB Başkan Yardımcısı Ali Can Yamanyılmaz, Avrupa Birliği’nin ısıl işlem görmüş kanatlı eti ihracatına izin vererek Türkiye’nin bu sektördeki çalışmalarının ivmelenmesinin önünü açtığını belirterek, bu süreci başından itibaren takip edip çözüme kavuşturulmasını sağlayan Bakan Yumaklı’ya desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Türkiye’nin su ürünleri ve hayvansal gıda kapasitesinin artırılmasına ve ihracat pazarlarında daha aktif rol almasına katkı sunmak istediklerini kaydeden Ali Can Yamanyılmaz, sektörde yaşanan sorunların aşılması kapsamında, özellikle kanatlı sektöründe artan talebi karşılamak istediklerini, bunun için de IPARD desteği sağlanmasını, ayrıca yabancı menşeli konserve tavuk ürünlerinin Türk Gıda Kodeksi kapsamına alınarak haksız rekabetin önlenmesini istedi.
Türkiye’nin en büyük bağımsız iş dünyası örgütü olan Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED), Diyarbakır’da gerçekleştirdiği ‘20. Yıl Zirvesi’ne yüksek katılımdan duyduğu memnuniyeti ifade eden Hüseyin Kış, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez başta olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
KATILIM YÜKSEK OLDU
‘Küresel Riskler ve Yerel Çözümler’ ana temasıyla gerçekleştirilen zirveye, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez’le birlikte iş dünyasının önde gelen temsilcileri, kamu ve yerel yönetim temsilcileri, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, düşünce liderleri, fikir insanları ve gazetecilerin katıldığını kaydeden Kış, “TÜRKONFED’in temellerinin atıldığı bir kent olan Diyarbakır’da gerçekleştirilen zirve hem bölgenin hem de ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmelerine ışık tutan, çözüm önerileri sunan bir yapıyla gerçekleşti. Diyarbakır halkının misafirperverliğine ayrıca teşekkür ediyoruz” dedi.
“HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI”
Zirve kapsamında özellikle Türkiye’nin yüzde 99’unu oluşturan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in (KOBİ) finansmana erişiminde çektiği zorlukların dile getirildiğin ve bu yöndeki çözümün Türkiye ekonomisinin önünü açacağını belirten Hüseyin Kış, “Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir ve kalıcı bir iyileşme ve kalkınma için merkezi idare başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri ve iş dünyası üzerine düşen görevi yerine getirmek durumundadır” diye konuştu.
TEŞEKKÜR ETTİ
Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, ürünün sağlık yararlarından ve gelecekteki projelerden bahsetti. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Koluman da uzun uğraşlar sonucu elde ettikleri aktif karbonlu yoğurdu piyasaya sürmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emin Zümrütdal da aktif karbonun hayatın bir çok alanında kullanıldığını belirterek "Bu bilgiyi yaklaşık 3 yıllık bir süreç içerisinde ortaya çıkarttık. Ortaya çıkarttığımız bu bilgi, dünyada ilk kez bizim üniversitemizden, Çukurova Üniversitesinden çıkıyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz." dedi.
"KLASİK YOĞURT FORMATINDAN ÇIKARDIK"
ÇÜ Ziraat Fakültesi ile Fen Edebiyat Fakültesi katkılarıyla geliştirilen aktif karbonlu yoğurtla laktozsuz ürünlere alternatif sunmak, vücuttaki toksinlerin ve ağır metallerin atılmasına yardımcı olmak hedeflendi. ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, üniversitenin Kayıkhane Tesisleri'nde düzenlenen toplantıda, yoğurdun tüm sofralarda bulunan bir yiyecek olduğunu belirterek, Üniversitede ürünü daha verimli ve cazip şekilde kullanmak için çalışmalar yaptıklarını anlattı. Beriş, "Hem sağlık için son derece yararlı hem de gayet lezzetli. Klasik yoğurt formatından çıkarak, batı ülkelerindeki gibi çocuklara, gençlere, farklı kuşaklara yoğurdu daha fazla tanıtacak, sevdirecek, sağlığımız için daha faydalı olacak şekilde dönüştürmemiz gerekiyor." dedi.
RAHATLIKLA TÜKETİLEBİLİR
Ziraat fakültesinin kendi ürünlerini üretmeyi sürdürdüğünü ve yeni ürünler kazandırmaya devam ettiğini belirten Beriş, şöyle konuştu: "Kaymağından tereyağına kadar ürünlerimizi tüketicilerimiz gönül rahatlığıyla tüketebilirler. Bunlar son derece sağlıklı, her türlü denetimden geçmiş gayet nitelikli ve üstün standartlarda ürünler. Ziraat fakültemizin çok geniş arazileri var. Bunları daha nitelikli hale getirmek, ekonomimize ve üniversitemize katma değer sağlayacak şekilde kullanmak için çabalarımız devam ediyor. Toprakları hangi ürünlerle çeşitlendirebileceğimizle ilgili hocalarımız sürekli çalışıyorlar."
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Koluman da uzun uğraşlar sonucu elde ettikleri aktif karbonlu yoğurdu piyasaya sürmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.
3 YILLIK ÇALIŞMA
Aktif karbonun hayatın bir çok alanında kullanıldığını belirten Projenin yürütücülerinden Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emin Zümrütdal da Laktozsuz süt ve süt ürünlerinin alternatifi olabilecek ürünlerle ilgili çalışmaların tüm dünyada sürdüğünü anlatarak şunları kaydetti: "Aktif karbonu fermantasyon sırasında kullandık ve bu çalışma Türk Patent Enstitüsü tarafından yenilik olarak değerlendirildi, buluş olarak devam ediyor. Aktif karbonun laktozu nasıl bağladığını ve yoğurt içerisinde laktik asit değerini düşürerek raf ömrünü nasıl uzattığını gösterdik. Bu bilgiyi yaklaşık 3 yıllık bir süreç içerisinde ortaya çıkarttık. Ortaya çıkarttığımız bu bilgi, dünyada ilk kez bizim üniversitemizden, Çukurova Üniversitesinden çıkıyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz."
AZMAZ: ÇOCUKLARIN YÜZÜ GÜLSÜN
Hoca Ahmet Yesevi Federasyonu ve Dünya Türkmenler Birliği ile birlikte başlatılan “Çocuklar Üşümesin” adlı anlamlı kampanyanın çok önemli olduğunu belirten Adana Kamu Müteahhitleri Derneği (AKAMDER) Başkanı Sayım Azmaz, “Kampanya kapsamında toplanacak yardımlarla ihtiyaç sahibi çocuklarımıza kışlık giyecek ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin ulaştırılmasına katkı sağlayacağız. Çocuklarımızın üşümeden sıcak bir kış geçirmeleri, yalnız olmadıklarını hissetmeleri ve geleceğe umutla bakmaları en büyük önceliğimizdir.. Tüm hemşehrilerimizi ve iş dünyasını da kampanyaya destek olmaya, birlikte hareket ederek daha fazla çocuğumuzun yüzünü güldürmeye davet ediyorum” dedi.
TOPLUMSAL SORUMLULUK
Başkan Azmaz, “Kış aylarının soğuk yüzü özellikle ihtiyaç sahibi çocuklarımızı derinden etkilerken, bu anlamlı kampanyaya katkıda bulunarak geleceğimiz olan çocuklarımızın yanlarında olmayı, dayanışma ruhunu yücelten böylesi anlamlı ve hayırlı projelere katkı sunmayı toplumsal bir sorumluluk olarak değerlendiriyor, ayrıca insani ve vicdani bir görev olarak kabul ediyoruz. Bu bağlamda, kampanya kapsamında toplanacak yardımlarla ihtiyaç sahibi çocuklarımıza kışlık giyecek ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin ulaştırılmasına katkı sağlayacağız. Bugüne kadar bu tür sosyal projelerde hep yer aldık ve bundan sonra da yer almaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın üşümeden sıcak bir kış geçirmeleri, yalnız olmadıklarını hissetmeleri ve geleceğe umutla bakmaları en büyük önceliğimizdir” dedi.
2-3-4-5-6 ARALIKTA AİLE HEKİMLERİ İŞ BIRAKACAK!
Aile Hekimlerinin Türkiye genelinde daha önce 3 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdiğini hatırlatan Adana Sağlık Platformu Sözcüsü ve Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, bileşenler adına yaptığı açıklamada “Bu kez ‘Eziyet Yönetmeliğine’ karşı aile hekimliği çalışanları meslek onuru ve halkın sağlığı için 2-6 Aralık tarihleri arasında iş bırakacaktır" dedi.
TALEPLERİMİZ
Adana Sağlık Platformu Sözcüsü Uzm. Dr. Polatöz, “Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Kadrolu ve güvenceli yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir.
Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir.”