Bir dönem Ersun hocayı yerden yere vuranlar, Terim’e aynı soruyu soramıyorlar. Yanal, Daum ile görüşmüyor diye sahte haberler yapılıyordu. Şimdi ben soruyorum, Terim, Yanal ile konuşuyor mu?
ERSUN Yanal’a çok haksızlık yapılmıştı. Attığı her adım dikkatle takip edilmiş, "Daum’a kırgın, Daum ile görüşmüyor" diye çok eleştirilmişti. Ama yaşananlar hiç de öyle değildi. Yanal, Milli Takım Teknik Direktörü olduğu dönemde, Daum’dan randevu istiyor ama Alman, "Nein" diyordu.
Yanal’ı kurtların önüne atmaya çalışanlar ne yazık ki bu doğruyu ifade etmiyorlardı. Belki de ifade etmek işlerine gelmiyordu. Yanal, Milli Takım’dan ayrıldı. Yerine Fatih Terim geldi. Peki şimdi durum nasıl?
Acaba diyorum;
- Fatih Terim, Ersun Yanal ile konuşuyor mu?
- Oyuncuların form durumuyla ilgili telefonla da olsa Yanal’dan bilgi alıyor mu?
- Yoksa bunu bir takım aracılarla mı yapıyor?
Ben sorularımı doğrudan Fatih Terim’e yöneltiyorum. Bana kadar ulaşan, "Yanal’ı aramadan, doğrudan menacerle ya da yardımcı hocalarla konuşuyorlar. Bu görüşmeyi de, Fatih Hoca değil, Müfit Erkasap yapıyor" dedikodularını da es geçerek üstelik.
Fatih Terim’e bu sorular çok önceden sorulabilmeliydi. Öyle ya, bir dönem Yanal’ın tüm teknik adamlarla ilişkisini didik didik edenler, Fatih Terim’in, Yanal ile ilişkisini niye merak etmezler?
Sadece Ersun Yanal değil... Ertuğrul Sağlam, Ziya Doğan, Yılmaz Vural gibi hocalarla ilişkiler nasıl? Bu sorular Terim’den önce hep soruluyordu. Şimdi de sorulmalı.
Çünkü söz konusu olan milli takım. Şenol Güneş’in, Mustafa Denizli’nin kendisinden sonra göreve gelenlere ne çok yardımcı olduklarını biliyorum. Sayın Terim’in bu sorulara yanıt vereceğine inanıyorum.
Tebrikler
RAŞİT Çetiner, Bursaspor’dan ayrılırken, "Yerime yardımcı antrenörüm Engin İpekoğlu’nu tavsiye ediyorum" dedi.
Bu açıklamayı yapan Sayın Çetiner’e, Çetiner’in açıklamasına değer veren ve büyük bir risk alarak İpekoğlu’nu göreve getiren Levent Kızıl’ı yürekten kutluyorum. Kızıl, hem federasyonda hem de Bursaspor’da önemli görevler üstlendi. Son zamanlarda yıldızı giderek yükseliyor ve futbol dünyamız gelecek vaadeden bir yöneticiye kavuşuyor.
Kızıl ile birlikte Bursaspor camiası "Dayanışma, inanç ve güven dersi" verdi. Sonuç mu, ilk maç ve 4-0’lık bir galibiyet. Üstelik V.Manisa gibi bir takıma karşı.
Sıra sizde SPOR BASINI...
GEÇTİĞİMİZ hafta Ulusoy’a sorular yöneltmiştim. Bu yazıdan sonra arayıp tebrik eden birçok spor adamı ve gazeteci arkadaşım oldu. "Biz de biliyorduk, ama yazacak cesaretimiz yoktu" diyenler de.. Anladım ki, Haluk Ulusoy’a sorulan bu soruların aslında spor basınına da sorulması gerekiyormuş.
Ulusoy’dan kumar parası alan, makam aracıyla antrenmana giden gazeteciler, konusunda, spor müdürleri ve bağlı oldukları gazeteler ile televizyon kanalları ne yaptılar? Görmezden mi geldiler, yoksa gerçekten haberleri mi yok? Ben bu gazetecilerin isimlerini yazmadım. Ancak merak eden sorumlu yönetici ve spor müdürlerine isimleri açıklarım. Ancak o zaman TV yöneticileri, spor müdürleri gerekeni yapabilecekler mi?
İstemeye gelince, futbolun en temizini isteyen spor basınının bu önemli üyeleri, bu yanlışı düzeltebilecek kadar temiz mi hakikaten göreceğiz. Ben biliyorum, eminim onlar da bu tür ilişkilerin sporu kirleten asıl nedenlerden biri olduğunun farkına varırlar.
Ayrıca bu konuyu, gazetemin spor müdürü ve aynı zamanda TSYD Başkanı olan Esat Yılmaer’e de bildirdim. Ondan da ricam, bu durumu araştırıp bu tür gazetecilerin TSYD ile ilişkisini kesmesidir. Bu, Spor Yazarları Derneği’nin önemini ortaya koyacaktır. Şayet benim yaptığım gazetecilik ve spor etiğine aykırıysa da bana, "Yazar mısın?" teklifini getirdiği gibi, hiç düşünmeden yazılarıma son vermesini de rica ediyorum.
Ben biriyle ilgili doğru bir haberi objektif olarak yazabilen insanların, geçmişinde en ufak bir şaibe olmaması gerektiğine inanıyorum. Sıra sizde Türk spor basını.
Aba altından FIFA
FUTBOL Federasyonu’nun yakın bir zamanda genel kurula gideceği konuşuluyor. Sadece kendisine yakın gazetecilere konuşan ve kendisi hakkındaki iddialara yanıt vermekten kaçınan Sayın Haluk Ulusoy ise, genel kurul lafını duymak bile istemiyor.
Sanki daha önce kendisini göreve getiren o genel kurul değilmiş gibi, "Aba altından FİFA gösteriyor." Oysa genel kurul görev verdiği gibi görevi geri almaya da yetkilidir.
Sabah Spor Müdürü Serdar Çeliker’in yazdığına göre Ulusoy, "Genel Kurul için 75 imza bile toplanamaz" demiş. Ya gerekli 84 imza toplanırsa Ulusoy ne yapacak? 100, hatta 125 imza olursa? Gereğini yapıp istifa edecek mi?