Yumuşak inişi öğrenmeliyiz

EKONOMİDE gereğinde gaza basıp ekonomiyi büyütmek, gereğinde frene basıp ekonomiyi soğutmak ve ekonomik dengeleri sürdürülebilir hale getirmek bir bilim olduğu kadar, sanattır da. Bunun için ekonomiyi tanımak şarttır.

Riskleri iyi okumak gerekir. Öngörü sahibi olmak kadar cesaretle konulara yaklaşmak da önemlidir.

İyi günlerde tepelerde dolaşırken riskleri iyi okuyup ekonomiyi soğutarak dengelerin kalıcılığını sağlamaya yönelik ekonomi politikaları uygulamalarına ‘yumuşak iniş’ diyoruz. Yani, ekonomideki dengeleri altüst etmeden ekonominin soğutulması yumuşak iniş yapılması anlamına geliyor.

İNCELEN BUZ

Türkiye yumuşak inişe alışkın bir ülke değildir. Aksine, yumuşak iniş siyasi çevrelerde ‘pişmiş aşa su katmak’ olarak algılanır. Ekonominin çok hızlı büyüdüğü söylendiğinde, ‘Bunun ne zararı var?’ diye sorulur.

Ekonomi çakıldığında, sorumlu aranır. Geçmiş ekonomi politikaları suçlu bulunur. Geçmiş iktidarlar kötülenir. Hiç kimse, ‘Biz hatayı nerede yaptık?’ diye özeleştiri yapma zahmetine katlanmaz. ‘Ekonomik dengelerin sürdürülebilirliğine yönelik riskler’ diye bir kavram bilinmez. Bilinse de, üzerinde fazla durulmaz. Olumsuzluklar hep şaşırtıcıdır.

Ekonomide riskler arttıkça, üzerinde yürünen buz giderek incelir. Geçmişte çekiçle kırılamayan buz tabakası ufak bir darbe ile kırılabilir hale dönüşür. En ufak bir darbede kırılır. İş işten geçer. Şaşırırız.

Konunun en önemli tarafı buzun inceldiği yönünde kamuoyunda beklentilerin oluşmasıdır. Belli bir noktadan sonra, ince bir buz üzerinde yumuşak iniş yapabilmenin olanağı da kalmaz. Örneğin, 1994 Krizi’nden önce, ekonomi yılın ikinci ayından sonra böyle bir hale gelmiştir.

2001 yılında yaşanan krizin tetikleyicisi Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’a Anayasa kitapçığını fırlatması olarak görülür. Halbuki, o hareket buzu kıran bir darbe olmuştur.

Buzu giderek eriten ve kırılgan yapan 2000 yılı kasım ayından önceki ekonomik gidişat ve kasım ayındaki mali piyasalardaki çalkantı olmuştur. Kamuoyunda, uygulanan ekonomik programın sürdürülebilirliği yönünde kuşkular oluşmuştur. O dönemde, özellikle IMF’den ek para geldikten sonra, sanki hiçbir şey yokmuş gibi yola devam edilmiştir. Kriz çıkınca, şaşkına dönülmüştür.

KARDAN ZARAR

Yumuşak iniş hem zordur, hem de zaman alır
. Dolayısıyla, yumuşak inişe geçildiğinde, inene kadar ekonomik dengelerin sürdürülebilirliği yönünde yeterli zamanın olması şarttır. Zaten giderek incelen bir buzun üzerine inileceğinden, çeşitli yönlerden gelen rüzgarların iyi hesaba katılması gerekir. İnişin en az darbe yaratarak gerçekleşmesi önem kazanır. Buz yeniden kalınlaşana kadar dikkatli gidilir.

Türkiye’nin şu sıralarda yumuşak inişe ihtiyacı vardır. Ekonomide çok önemli kazanımlar elde edilmiştir. Kazanımların tümünü kaybetmeden, ekonomik büyümeden bir süre belli bir fedakárlık yapabildiğimizde, hem kazanımlar kalıcı hale geleceklerdir, hem de riskler azaldığında, enflasyonla olan mücadele daha kolaylaşacaktır.

Bunu başarabildiğimizde, şimdi şikáyetçi olduğumuz reel faizler de düşme eğilimine girecektir.
Yazarın Tüm Yazıları