Yıl biterken Türkiye ekonomisi

2004 birçok açıdan çok iyi olurken, bazı açılardan zor geçti. İyi giden işler beklentilerden daha iyi oldu. Kötü taraflar beklentilerden daha kötü oldu.

Ekonomi beklenenden hızlı büyüdü. Enflasyon (tüketici fiyatlarında), hedeflenen doğrultuda, ama beklenenden daha hızlı düştü. Kamu finansmanında beklentilerden daha disiplinli hareket edildi. Faizler beklentilerden hızlı düştü. Türk Lirası beklendiği gibi reel olarak değer kazanmaya devam etti.

Üretimde verimlilik, çeşitli göstergelere göre, bu yıl da artmaya devam etti. Üreticiler yalnız işgücünden değil, enerji gibi girdilerden de tasarruf etti. Grafikte görüldüğü gibi, 2002'nin son çeyreğinden beri elektrik üretimindeki artış imalat sanayi üretimi artışının altında kalmaktadır.

Cari işlemler açığı beklenenin çok üzerinde gerçekleşti. İç talep artışının önüne geçilemediğinden ithalat patlaması devam etti. Üretimdeki verimlilik artışı, TL’nin reel olarak değer kazanmasına rağmen, ihracatın beklenenin üzerinde artmasına yardımcı oldu.

Ekonomik büyümeye paralel olarak istihdam artmadı. Hatta, 2001'den bu yana istihdam hiç artmadan ekonominin yüzde 25 kadar büyüdüğü söylenebilir. Dolayısıyla, işsizlik sorunu bu yıl da devam etti.

Toplam istihdam 2002'de 21 milyon 350 bin iken, 2003'de 21 milyon 300 bin ve bu yılın ilk dokuz ayında ortalama 21 milyon 650 bin oldu. Halbuki, kaba bir hesapla, işsizliğin artmaması için ekonominin yılda ortalama 550 bin kişiye istihdam yaratması gerekiyor.

Tüm okurların yeni yılını kutlarım.

Yapısal reformlarda hiç yol alınamadı

2004
'e damgasını vuran en önemli olaylardan biri yapısal reformlar konusunda ekonomide genel eğilimleri değiştirecek nitelikte hiçbir yol alınamamış olmasıdır. Sosyal güvenlikte finansman açıkları artmaya devam etmektedir. Tarımın desteklenmesinde yapı değişimi beklenen hızda gerçekleşememiştir. Kamu kesiminde personel verimliliği konusunda yol alınamamıştır.

Sonuçta, devlet bütçesi, personel harcamaları, sosyal güvenlik sübvansiyonları ve faiz harcamalarından oluşmaya devam etmiştir. Bu üç kalem toplam harcamaların dörtte üçüne dayanmıştır.

Sosyal güvenlik harcamaları milli gelirimizin yüzde 4.5’ini aşmıştır. Bütçenin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesini en önemli nedeni bu üç kalem dışındaki harcamaların durdurulmuş olmasındandır.

Tüketici fiyatları iyi indi toptan fiyatlar inat etti

2001
krizinden sonra uygulamaya konan istikrar programı sayesinde enflasyon beklentilerin üzerinde hızlı düşmüştür. 2003 sonunda enflasyon, toptan eşya fiyatları bazında yüzde 13.9, tüketici fiyatları bazında yüzde 18.4 olmuştur.

2004'te tüketici fiyatları bazında enflasyon düşmeye devam etmiş ve kasım ayı itibariyle yüzde 9.8’e kadar gerilemiştir. Bu yıl için önceden hedeflenen yüzde 12 düzeyinin altında kalınacağı artık kesinleşmiştir.

Toptan eşya fiyatları bazında ise enflasyon biraz daha inatçı tavır sergilemiştir. Kasım itibariyle yıllık enflasyon yüzde 14.4 olmuştur. Büyük bir olasılıkla yıl sonunda toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzde 15 civarında gerçekleşerek geçen yılın üzerinde olacaktır.

Tarım fiyatlarındaki oynaklık toptan eşya fiyatlarındaki gelişmeleri çok yakından etkilemektedir. Yılın ikinci yarısında hızla artan petrol fiyatları da toptan eşya fiyatlarındaki artışı olumsuz etkilemiştir.

Devamı var.

Dışarda rahat borçlandık büyümede rekor kırdık

2004,
üst üste yüzde 5’in üzerinde ekonomik büyüme gerçekleştirilen üçüncü yıl olmuştur. Yılın ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre Gayri Safi Milli Hasıla artışı yüzde 9.7 olmuştur. Yıllık büyüme büyük olasılıkla yüzde 9 civarında olacaktır. Büyümenin tamamı iç talep artışından kaynaklanmıştır. Büyüme ile beraber dış ticaret açığı da 35 milyar dolara yaklaşarak tarihi bir rekor kırmıştır.

Gelişmekte olan ülkelere giden yabancı mali sermaye artışından Türkiye ekonomisi de olabildiğince yararlanmıştır. Bu yılın ekim ayı itibariyle dış ödemeler dengesinde sermaye hesabı 13 milyar doların üzerinde fazla vermiştir. 2002'den bu yana ödemeler dengesinin sermaye hesabının fazlası 31 milyar doları geçmiştir.

Son üç yıldır uluslararası sermaye piyasalarından (IMF’den gelen paralar dahil) rahatlıkla borçlanabilen Türkiye grafikten de görüldüğü gibi ekonomik büyümede de rekorlar kırmıştır.

Son dönemde milli gelir büyümesi yavaşlamış gibi görünse de, iç talep artışında henüz bir yavaşlama gözlenmemektedir.
Yazarın Tüm Yazıları