SERMAYE piyasalarına bakışımız biraz ters. Yatırımcıyı korumak yatırımcıya para kazandırmakla eş tutuluyor. Bir kamu kurumunun yatırımcıların haklarını korumakla yükümlü olması yatırımcıların mutlaka para kazanması gerektiği anlamına gelmiyor.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yatırımcının haklarını korumakla görevlidir. Yatırımcının hakkı doğru ve zamanında bilgi almaktır. Doğru ve zamanında bilgi alan yatırımcılar istedikleri şekilde yatırım yaparlar. Bazen kazanırlar, bazen kaybederler. Kaybettiklerinde, sorumlu SPK değildir. SPK’nın yatırımcılara para kazandırmak gibi bir görevi yoktur.
İstanbul Menkul Kıymetler Piyasası (İMKB) hisselerini bireysel ve kurumsal yatırımcılara satan firmaların hisselerinin el değiştirdiği bir piyasadır. İMKB’nin sorumluluğu hisse değişimlerinin şeffaf bir ortamda gerçekleşmesi ve oluşan hisse fiyatının arz ve talep dengesini yansıtmasını temin etmesidir.
İMKB’nin de yatırımcılara para kazandırmak gibi bir sorumluluğu yoktur. Önemli olan şirketler hakkında bilgilerin doğru ve zamanında yatırımcılara ulaştırılmasıdır. Risk yatırımcılarındır. Kar da, zarar da yatırımcılarındır. Kimse sorumlu tutulamaz.
KÁR DAĞITIMI
Mali durumu çok kötü bir şirket de halka açılabilmelidir. Önemli olan, şirketin mali durumunun kötülüğü değil, şirketin kötü durumda olmasının yatırımcılar tarafından tüm açıklığı ile bilinmesidir. Kötü şirketin fiyatı düşük olacaktır. İyi şirketin fiyatı yüksek olacaktır. Kararı yatırımcılar verir.
Halka açıldıktan sonra bir şirketin hisse senedi fiyatı düştüğünde, yatırımcılar kızmaktadır. Kızmaya hiçbir hakları yoktur. Tüm bilgiler kendilerine verildiğine göre, ya hak ettiğinin üzerinde bir fiyatla hisse senedini almışlardır ya da beklentilerinin dışında piyasa şartları değişmiştir. Tüm bunların sorumluluğu yatırımcıların üzerindedir.
Halka açılma ve hisse senedi piyasası süreçlerinde devletin devreye girmesiyle devletin bir biçimde koruyucu görev yapması beklenmektedir. Bu beklenti yanlıştır. Yine de, sermaye piyasaları ile ilişkili kurumlar kendilerini piyasa gelişmelerinden sorumlu tutmakta ve yatırımcıyı koruma adına piyasa kuralları dışında düzenlemelere gidebilmektedir.
Kár eden halka açık şirketlerin kárlarının bir bölümünü nakit temettü olarak dağıtmaları yönünde yürürlükteki düzenleme bu çeşit bir düzenlemedir. Yıl içinde gerçekleştirilen kárın temettü olarak dağıtılıp dağıtılmayacağı şirketin ileriye dönük planlarıyla ilgili bir konudur. Temettü almak için yatırım yapan yatırımcılar yatırım yaptıkları şirketin temettü politikasından memnun değilse, o şirketten çıkarlar. Kararları şirketin hisse senedi fiyatına yansır. Ama, şirketi temettü dağıtmaya zorlamak şirketin iç işlerine karışmak anlamına gelir.
ARAYA GİRME
SPK gibi kurumların şirketlerin iç işlerine karışmaya yönelmeleri halka açılma iştahını azaltıcı bir etkendir. Bu çeşit düzenlemeler, sermaye piyasalarını geliştirelim derken, yatırımcıları koruma adı altında sermaye piyasalarının güdük kalmasına katkıda bulunulmaktadır.
Sermaye piyasalarının altın kuralı yatırımcılarla şirketleri açıklık ve doğruluk ilkeleri içinde birbirlerine karşı yükümlü kılmaktır. Bu iki oyuncunun arasına girildiğinde, oyuncuların tümünün kaybetme olasılığı çok fazladır.