Paylaş
IMF ile yapılacak anlaşma son derece iddialı. Programa uyulduğunda, enflasyon gelecek yıl yüzde 25'e inmese bile, ekonomik istikrar yolunda çok büyük bir adım atılacak.
Ne yapacağız ya da ne yapmayacağız da IMF ile yapılacak anlaşmaya uymuş olacağız? Soyut kavramları bırakalım. Somut işleri sıralayalım.
Memur maaş ayarlamaları enflasyonun altında kalacak.
Memur sayısında kısıntıya gidilecek. Geçici işçi uygulamasına son verilecek.
Toplusözleşmelerde, özellikle kamu çalışanlarını ilgilendiren toplusözleşmelerde, ücret ayarlamaları enflasyonun altında kalacak.
Yöre halkını memnun etmek için Türkiye'nin çeşitli yerlerinde anlamsız yatırım projeleri başlatılmayacak. Başlayanlar durdurulacak.
Devam eden büyük projeler yavaşlatılacak, yeni projeler devreye sokulmayacak.
Devletin desteklediği tarım ürünlerinin kapsamı daraltılacak.
Kapsam içinde kalan tarım ürünlerinin fiyatları dünya fiyatlarına yaklaştırılacak (şu sıralarda iç fiyatlar dünya fiyatlarının neredeyse iki katı).
Özel ticari bankalarla başı derde giren işadamları, Ankara'ya gidip kamu bankalarından yeni krediler alamayacak, kredilerini erteletemeyecekler.
Devlet her ağlayan sektöre yeni teşvikler vermeyecek. Verilen teşvikleri geri alacak.
Tarım kredilerine uygulanan düşük faizler kaldırılacak. Tarımda sübvansiyon azaltılacak.
Tarım Satış Kooperatifleri'nin malları satılıp Ziraat Bankası'na olan borçları temizlenecek. Bu kurumlar tarım sübvansiyonu mekanizmasının bir parçası olmayacaklar.
Sosyal güvenlik yasası değiştirilip, çalışanların ve işverenlerin katkısı artırılacak.
Başka bir işte çalışmakta olan emekliler çalıştıkları sürece emekli maaşlarını alamayacaklar.
Belediyelerin yatırım programları tırpanlanacak. Belediyelere dış borç alabilsinler diye bol keseden Hazine garantisi verilmeyecek.
Deprem vergileri acilen yürürlüğe girecek. Yeni deprem vergileri de konabilir.
Gelir ve kurumlar vergisi oranları artırılacak. Bazı kalemlerde katma değer vergisi de artırılacak.
Özel Tüketim Vergisi diye yeni bir vergi konacak.
Vergiden muaf ve bayannameye tabi olmayan hiçbir gelir türü olmayacak.
Vergi denetimleri daha ciddi yapılacak. Denetim sonucunda ortaya çıkan devletin vergi alacakları vakit geçirilmeden tahsil edilmeye çalışılacak.
Teşvik sisteminde vergi indirimi diye bir kavram kaldırılıp yerine vergi iadesi kavramı geliştirilecek.
Vergi affı gibi kavramlar Türkçe Sözlük'ten çıkarılacak.
Devlet işletmeleri özel sektöre satılacak, satılamayanlar kapatılacak. Kamu sektöründe fiyatlandırma serbest bırakılacak.
Otoyol ve köprü ücretleri dünya fiyatlarına getirilecek. Bayramlarda bu yollar bedava olmayacak.
Kısacası, bütün bunlardan sonra çocuklarımız, ‘‘devletin malı deniz, yemeyen keriz’’ deyişinin ne anlama geldiğini bilmeyecekler. Hayat tarzımızı değiştireceğiz.
Bütün bu önlemleri 2000 yılının ilk üç ayında alacağız.
Paylaş